Mehmet ALTAN
Bir iki gün önce, Avrupa Kıtası’nı diklemesine keserek, iyice Kuzey’e, Baltık Denizi kıyısındaki İsveç’in başkenti Stockholm’e geldim.
İki gün ya kaldım ya kalmadım, bu sefer İsveç’i Doğu’dan Batı’ya enlemesine keserek Stockholm’den Göteborg’a, dolayısıyla Baltık Denizi’nden Kuzey Denizi’ne geçtim.
Türkçede kısa süreli konukluğa ‘ateş almaya mı geldin’ denir...
Çünkü...
Eskiden kibrit yokmuş. Ateş sönünce ateş küreği ile komşuya gidilir bir parça ateş alınırmış.
Ateş almak için komşuya geçen kadınlar kürekteki ateş sönmesin diye oturup lafı uzatmaz, acele ederlermiş.
Kapıdan içeri girmeyerek kısa bir konuşmadan sonra gitmek isteyen ziyaretçilere:
‘Ateş almaya mı geldin’ denmesi de işte bu devirlerden kalma...
***
İnsan odaklı refah ülkeleri olan bu İskandinav coğrafyasına, özellikle de İsveç’ e ne zaman gelsem aklıma ‘ateş’ değilse de ‘kibrit’ gelir.
Ergenlikten gençliğe geçerken hobilerimden biri de tüm dünya ülkelerinin kibritlerini biriktirmekti.
Dönemsel aralıklarla Türkiye’ye gelen ve bize de uğrayan İsveçli bir gazetecinin benim bu merakımı unutmayıp, bana koca bir paket İsveç kibriti getirmesi zihnimde İsveç ile özdeşleşen sabit bir resim olarak kaldı.
Üstelik tarihlere dönüp bakınca, İsveç ile kibrit ilişkisinin sadece benim zihnimdeki bir eşleştirme olmadığı da görülmekte...
***
Kibrit, 1809’da İngiliz bilim adamları tarafından icat edildi. Bu küçücük âlet, uçlarından biri içinde potasyum klorat bulunan bir karışıma batırılmış küçük bir kükürtlü tahta parçasından ibaretti. Tutuşturmak için yoğun sülfürik aside daldırmak gerekiyordu. Bu da tehlikeli ve oyalayıcı bir işti.
Kullanılışı daha basit olan ilk kibrit 1830’lu yıllarda, on dokuz yaşındaki Fransız Charles Sauria tarafından geliştirildi.
Sauria bu karışıma, basit bir sürtünmeyle alev alıveren beyaz fosfor katmayı akıl etti.
Daha sonra İsveç’te, çakma yerine sürülen bir başka karışıma kırmızı fosfor katıldı ve kibritin ucunda sadece potasyum klorat kaldı, böylece İsveç kibriti bulunmuş oldu.
***
Danimarkalı Hans Christian Andersen’in ünlenmesine neden olan ‘Kibritçi Kız’ masalı...
Aki Kaurismaki’nin yönettiği 1990 Finlandiya/İsveç yapımı film ‘Kibritçi Kız’...
Beş altı yıl önce, Fransız yazar Robert Sabatier tarafından yazılan ve dünyada çok ünlenenİsveç Kibritleri adlı dramatik roman...
Ve diğerlerinin hep bu topraklarla irtibatlı olması da bu nedenledir...
***
İsveç’in kibritinin altından çok sular aktı, kişi başı kırk bin dolarlarla bugün İsveç çok gelişmiş ve çok önde koşan bir ülke.
İsveç, The Economist’in Demokrasi İndeksi’ne göre birinci sırada.
Dünkü yazımda da hatırlattığım üzere Küresel Rekabet sıralamasında üçüncü sırada.
Birleşmiş Milletler’in İnsani Gelişme Endeksi’ne göre ise yedinci sırada.
1 Ocak 1995 tarihinden beri de bir Avrupa Birliği ülkesi.
***
Kuzey’de, 450 bin kilometrekarelik koca bir alana yayılmış olan yaklaşık 10 milyonluk İsveç’in nasıl bu kadar dünyalı olduğunu merak eder dururum...
Galiba bunun nedenlerinden biri herkesin ana dili olan İsveççe gibi İngilizceyi de bilmesi... Öyle ki televizyonlarda konuşmalar İngilizce, alt yazılar ise İsveççe...
Ortaokuldan liseye geçebilmek için de tek şart İsveççe, İngilizce ve matematik derslerinde başarı olmak.
İsveçliler İsveç’te oturuyor ama İngilizceyi adeta bir ikinci ana dil yaptıklarından dünyada yaşıyorlar... O kadar dünyalı olunca, dünya da ister istemez bir ölçüde İsveçli oluyor...
***
İsveç ırkının güzelliğini sona bıraktım.
Arap gezgin İbn Fadlan, Vikingleri anlatırken şu cümleyi kullanıyor:
“Daha önce hiç bu kadar mükemmel fiziksel özellikte bir halkı gördüğümü hatırlamıyorum. Hurma ağacı gibi upuzun, sarışın ve al yanaklılar”...
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025