Mehmet ALTAN
İki hafta önceki yazımda, siyasetin Yunanistan’da ekonomik büyüme krizini, Türkiye’desiyasal çürümeyi önleyecek, bu sorunları çözecek bir beceriyi gösteremediğini, bunun dasiyasal sistemin çıkmazını koyulaştırdığını söylemiştim.
Geçen hafta başı uluslararası sistem aniden atak yaptı, yolunu kaybetmiş sürücülere çıkışa kadar eşlik eden motosikletli polisler gibi devreye giriverdi.
Pazartesi sabahına Euro Zirvesi’nde oybirliği ile Yunanistan konusunda anlaşmaya varıldığı haberine uyandık…
Salı sabahı da İran ile Batılı devletler arasında Viyana’da 17 gün süren nükleer müzakerelerde anlaşma sağlandığı haberi çıka geldi.
Çok uzun zamandır uluslararası sistem dışında seyreden İran geri dönerken, Yunanistan’ın da sistem dışı bir noktaya kayışı tüm zorluklara rağmen şimdilik önlendi.
***
Aslında Kıbrıs’taki, dolayısıyla Akdeniz’deki olumlu sinyalleri de bu gelişmelere ekleyebiliriz.
Avrupa Komisyonu’nun Ada’nın iki yanını adeta simgesel bir şekilde Hellim Peynir iüzerinden barışçıl bir sükûnete doğru götürmesi ve bölgede olağanüstü hızlanan üstdüzey trafik, uluslararası sistemin daha hızlı top oynamaya başladığının bir diğer işareti olarak yorumlanmalı bence.
***
AB, Çipras hükümetinin teknik bir sorunu siyasallaştırma çabalarına soğuk bir tepkisellikle cevap verdi ama Yunanistan’ın iflas etmesine de, eurodan çıkmasına daimkan bırakmadı, ağır bir kemer sıkma reçetesinde ise ısrarcı oldu.
Yunan hükümeti de çaresiz bir şekilde ekonomik krizi teknik bir alanda çözme konumuna geri döndü.
***
İran ise kredi kartının ve yabancı paraların geçmediği, zengin petrol rezervlerine rağmen uçaklarına yedek parça alamadığı için düşen uçaklarda sürekli insanlarını yitiren birülkeydi.
Geçen hafta itibariyle dünya sisteminin dışında uluslararası mezra olma konumundan vazgeçme kararı aldı.
***
Geçen hafta olanları, hem uluslararası ekonomik sistem, hem de Obama Doktrini açısından okumakta da fayda var.
Önce uluslararası ekonomik sistemdeki son gelişmeler açısından 21’inci yüzyıla bakalım.
Örneğin, yeni çağın Bretton Woods’u olmaya aday gözüken ABD ile AB arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması dünya ekonomisinin yarısını elinde tutan iki gücün dünyayı yeniden şekillendirmesi anlamına geliyor.
Ayrıca son günlerin en önemli ekonomik gelişmelerinden biri de Obama’ya diğer ülkelerle ekonomik müzakere yürütme konusunda geniş yetkiler tanıyan ‘TicaretiGeliştirme Yetkisi’nin yasalaşmasıydı.
Bu çiçeği burnunda yasa, ABD’nin Asya ve Pasifik Okyanusu çevresindeki ülkelerle müzakere ettiği Transpasifik Ortaklığı’nı hızlıca sonuçlandırmasına yardımcı olacak.
***
Transpasifik Ortaklığı, ABD ile birlikte Avustralya, Yeni Zelanda, Brunei, Kanada, Şili,Peru, Meksika, Japonya, Malezya, Singapur ve Vietnam olmak üzere 12 ülkedenoluşuyor. Bu 12 ülkenin toplam ticareti, dünya ticaretinin üçte birini oluşturmakta…
Üstelik anlaşmanın gelecek on yıl içinde söz konusu ülke ekonomilerine 220 milyardolarlık bir zenginlik daha katacağı belirtiliyor.
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması ile Transpasifik Ortaklığı bir arada okunduğunda ise dünya ekonomisinin toplam 3’te 2’sinden ve dünyada yapılan ticaretinyüzde 60’ından söz ediyoruz.
21’inci yüzyıl dünya ekonomik sisteminin dinamikleriyle şekillenecek diyebiliriz.
Buna İran’ın serbest bırakılacak yüz milyarlık mal varlığı ile daha sonraki muhtemel refahını da eklersek, küreselleşmenin zenginleşme çabasının resmi görülür.
***
Gelişmelerin siyasal çehresini de anlaşılan o ki Obama Doktrini şekillendiriyor. Galibasistemin Türkiye ile ilişkilerinin yeni seyrini de bu doktrine bakarak görmek gerekmekte…
ABD Başkanı Barack Obama, kendi adı ile anılan pratik ve esnek doktrinini geçen yıl,İran görüşmeleri çerçevesinde, New York Times Yazarı Tom Friedman’a, ‘ABD’ningücünü korumakla beraber diyaloğa öncelik vermek’ olarak açıklamıştı:
“İran’ın savunma bütçesi 30 milyar dolar. Bizim savunma bütçemiz 600 milyar dolara yakın. İran bizimle savaşamayacağını biliyor. Obama Doktrini’ni sordunuz. Doktrin şu:Diyalog kuracağız ama tüm kapasitelerimizi muhafaza edeceğiz.
Bu konuları diplomatik yollarla çözebiliriz. Muhtemelen daha güvende ve müttefiklerimizi koruma konusunda daha iyi bir pozisyonda olacağız. Ve kim bilir? İranda değişebilir. Eğer değişmezse de, caydırıcılık kapasitemiz, askeri üstünlüğümüz yerindeduruyor.”
***
Aynı röportajda Obama, bölgedeki gelişmeleri de önceden haber veriyordu:
“Suudi Arabistan gibi Sünni Arap müttefiklerimiz bazı dış tehditlere sahipler ama ayn ızamanda bazı iç tehditleri de var. Bazı durumlarda yabancılaştırılan nüfus, işsizlik sorunuyaşayan gençler, nihilist ve yıkıcı ideoloji ve bazı durumlarda dertler için meşru bir siyasiçıkış yolu olmadığı inancı.
Bizim işimiz bu devletlerle çalışmak ve onlara ‘dış tehditlere karşı savunma kapasitemizi nasıl geliştirebiliriz ama ayrıca bu ülkelerde siyaseti nasıl güçlendirebiliriz’ demek.
Böylece Sünni gençler IŞİD’den başka bir seçenekleri daha olduğunu da hissederler.
Bence Sünni Arap müttefiklerimizin yüz yüze oldukları en büyük tehdit İran’ın işgali olmayabilir. Kendi ülkeleri içindeki tatminsizlikler de ciddi bir tehdit.”
***
Obama’nın bu açıklamaları ışığında Türkiye’ye gelebiliriz.
Türkiye, dünya ekonomik ve siyasal sisteminin ihtiyaçlarının tam tersini yapıyor.
Ülkenin zenginleşmesi çoktandır yerinde saymakla kalmadı, bir de muazzam biryolsuzluk, hırsızlık ve talan başladı ve devam ediyor.
Ayrıca IŞİD dostluğu her şeyin önünde seyretti. Siyasal iktidar Sünni ittifak üzerinden Şiaalerjisini rehber edindi.
Demokratikleşme ve refah artışı ile çözülebilecek olan iç tehditler umursanmadı.Sonunda dış politika çöktü, sıfır sorun yerine sıfır komşu hali gerçekleşti.
***
Tam da bu çıkmazda dünya Erdoğan’ın elinin uzanamayacağı bir AKP-CHP Koalisyonu arzuluyor gibi…Ankara kulisleri de gelişmelerin bu yönde olduğu sinyallerini veriyor.
AKP-CHP Koalisyonu gerçekleşirse öncelik çöken dış politikanın onarımı olacak.
Mesela CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başbakan yardımcılığıyla birlikte Dışişleri Bakanı olması kimseyi şaşırtmamalı.
Çünkü böyle bir formülün simgesel anlamı, pozisyonun kendisinden daha da büyük olacak ve son gelişmeler ışığında bölgeyi rahatlatması hedeflenecek.
***
Gelişmeleri okumaktan ziyade bu gelişmelere çelme takmaya çalışan Recep TayyipErdoğan’ın etrafındaki çember ise Reza Zarrap’tan Kürt Sorunu’na, gözle görülür birşekilde daralıyor.
Siyasal akla ve çağın gelişmelerine kılıç salladıkça bu manzaranın seyir hızı belli ki dahada artacak.
Varsayın ki son anda Erdoğan bu gelişmeleri torpilledi, sonuç azıcık gecikir ama değişmez.
Gelişmeler bunu gösteriyor.
***
Bana geçen haftanın özetini sorarsanız, size tek cümleyle cevap veririm:
‘Uluslararası sistem, sorunları elemine etmek için birçok noktada harekete geçti.
’Yunanistan, İran, Kıbrıs derken Ankara siyasetini de bu eksende okuyun, tabloyu daharahat görürsünüz.
Gecikme, savsaklanma, sallanma olsa da tablonun pek değişmeyeceğini bilin isterim.
http://www.gazete360.com/Yazarlar/mehmet-altan/kilicdaroglu-disisleri-bakani-mi-oluyor/2497
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025