Mehmet ALTAN
BDP büyük ihtimalle bugün Meclis’e dönme kararı alacak…
Diyarbakır’da toplanacak olan grubun eğiliminden dolayı değil, KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın, BDP’nin öncülük ettiği Blok Hareketi vekillerinin Meclis’e dönmesine ‘negatif yaklaşmadıklarını’ söylemesi nedeniyle…
Yoksa Diyarbakır’da nabız yoklarsanız, BDP tabanının radikal kesiminin belki de yönetimin aksine ‘Meclis’e geri dönmeye’ sıcak bakmadığını hissediyorsunuz…
Zaten o nedenle de Murat Karayılan bu direnci aşmak için, “tamamen egemenlikçi, anti demokratik ve zora dayalı bir siyaset yürütülüyor. Belki de AKP meclise gelmelerini istemediği için böyle yapmaktadır. Önemli olan burada duygusal yaklaşmamak, öngörülü ve politik yaklaşarak muhtemel oyunları boşa çıkarıcı, en doğru kararı alabilmektir. Bunu da Blok vekilleri grubu tamamen kendi öz iradeleriyle almalıdırlar” demekte…
Karayılan’dan gelen bu işaretin tersi bir karar çıkması pek de olası değil…
Zaten ‘Kürt siyaseti’nin analiz zorluğu da burada… Üç parçası var:
İmralı… Kandil… Ve BDP…
Ama Kandil silahlı…
Ve silah diğerlerini de şekillendirme ısrarında…
Galiba müzakere alternatifinin de en çetrefil noktası bu…
* * *
Pazar sabahı Gazi Köşkü’ndeki kahvaltıda BDP’nin genç eş başkanı Selahattin Demirtaş’a çerçeveyi berraklaştırmak için soruyorum:
“Açıkça, ‘burası Kürdistan, biz Kürt halkıyız, yaşanan 29. Kürt isyanıdır, burayı biz yöneteceğiz, bu nedenle federasyon istiyoruz’ dense bile eğer kör topal da olsa demokratik bir sistem söz konusu olacak ise bunun için de yeterli oy almanız gerekmez mi?”
Demirtaş, “burayı biz yöneteceğiz demiyoruz, tabii ki seçim belirleyici… Seçimde önde gelen burayı yönetir, bugün biz, yarın belki AK Parti de olabilir” diyor…
O zaman...
Her türlü demokratik talebin gerçekleşebilmesi, alınacak oy ile birebir bağlantılı olacak…
O halde, bugün de her tür söylem ve talebin seçim mekanizmasına ayarlı olması gerekmez mi?
Ama tabii ki BDP herhangi bir parti değil, Kandil’de mukim silahlı bir güç de var…
Zaten işler de o noktada karışıyor…
* * *
Silahların bırakılıp, taleplerin demokratik bir siyasal sistem içine akıtılıp, orada hayata geçecek zeminin oluşturulması gerekirken, silah kendi realitesini dayatarak şahinleşebiliyor; örneğin yasal güvenlik güçlerinin faaliyetini neden göstererek kendisi de can alıyor…
Ve maalesef, Birinci Cumhuriyet de bir türlü ‘Türkiye Kürtlerinin de devleti olmayı başaramıyor’; silahların susmasını tümüyle sağlayacak radikal bir demokratikleşmeye hız veremiyor… Yol alıyor ama temel mekanizmayı keskin ve acil bir şekilde dönüştüremiyor.
* * *
Kandil, ‘sorun çözmeye yönelik müzakere masasında’ da en zor konu…
Dağda ömür tüketmiş ve ellerinde büyük bir güç olanlar, çözüm olduğunda ne olacak?
Demokratik bir iktidara ‘yatay geçiş’ mi sağlanacak?
Bu başarılsa bile mevcut konumlarından vazgeçmeye razı olacaklar mı?
Oradaki müphem nokta çözümü zorlaştırdığı gibi şiddeti de ön plana çıkarabiliyor.
Bir de mevcut pozisyonlarını kaybetmek istemeyen, adresi de çok belirgin olmayan ‘savaş lobisinin’ sinsi çabası ve gücü de her daim her türlü tuzak ile ortada dolaşınca, çocuklar ölüp duruyor…
Ve çözüm bir türlü gelemiyor…
* * *
Çözümü engelleyen bir başka temel neden de siyasetin soru sorma biçimi:
‘Türkiye’yi kim yönetecek?’
‘Kürdistan’ı kim yönetecek?’
Aslında siyaset, ‘kim yönetecek’ kavgasını bir yana bırakarak ‘nasıl yönetecek’ yarışmasına girse ne kavga olur, ne de çocuklar ölür…
Ama Şark, ne yazık ki azmanlaşan siyasi tutkuların hep esiri oldu…
Yoksa ‘yöneten’ değil, ‘yönetilen’ önemli olurdu; zaten olamadığı için kimse vatandaş olmaya razı değil, siyasete bulaşan herkes ‘padişah’ olma peşinde…
* * *
BDP Meclis’e dönüyor…
Bakalım, tarihsel zafiyetlerin kangrenleşmiş sorunlarına çözüm bulacak mıyız?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…”
4.07.2025 - Basın Tarihi: Sahur Pilavı…
26.06.2025 - Basın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası”
20.06.2025 - Basın Tarihi: Ey Mübarek…
15.06.2025 - Basın Tarihi: Uçağı Kim, Neden Düşürdü?
29.05.2025 - Basın Tarihi: Konuşmadığımız Bir 19 Mayıs Daha Var…
23.05.2025 - Basın Tarihi: Fenerbahçe, Deniz Gezmiş, Yunanistan…
10.05.2025 - Basın Tarihi: “Batıda düello vardır, doğuda pusu”…
25.04.2025 - Ankara duymaz, U2 ve Bono duyar
4.04.2025 - “Yetmez Ama Evet” Referandumu…
20.03.2025
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
ic guvenlik paketi fasizan bir uygulamadir. Yasallastigi takdirde bu ulkede ne ifade ozgurlugu, ne basin ozgurlugu, ne gosteri yapma ozgurlugu, ne de Kurtlerin esit vatandaslik hakki diye bir sey kalmaz. Hem Kurt Sorununu cozuyorum diyeceksin hem de fasizan bir yasa cikarip insan haklarini her Allahin gunu ihlal edeceksin. Bunu kimse yutmaz, hanimefendi.