Mehmet ALTAN
Suruç’ta gençlerimizin öldürülmesi ardından ortaya çıkan bütün belgeler, Ankara’da 102 insanımızın katledilmesine açıkça göz yumulduğunu gösteriyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise 20 Temmuz’da Suruç katliamının paramparça olan faili Abdurrahman Alagöz’ün ‘adalete teslim edildiğini’ söyleyecek kadar cinayetlerden ve olup bitenden habersiz gözüküyor.
Konu IŞİD olunca siyasal iktidar sadece ne yapıp edeceğini şaşırmıyor, bir de saçmalamaya başlıyor.
Süleyman Demirel ‘bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz’ derdi, bunlara da ‘IŞİD suç işliyor’ dedirtmek mümkün değil.
Belgeler bütün açıklığıyla ortada dururken bu gerçeği dile getirmemek için kıvranıp duruyorlar.
***
Olup bitenleri en sarsıcı bir biçimde, en üst düzeyde söyleyen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden olmuştu.
Geçen yıl 4 Ekim’de Harvard’da yaptığı konuşmada Biden, IŞİD tehdidinden aralarında Türkiye’nin de olduğu ABD’nin müttefiklerini sorumlu tuttu ve Türkiye gibi ülkelerin bölgeye yüz milyonlarca dolar para ve on binlerce ton silah gönderdiğini söyledi. “En büyük problemimiz müttefiklerimiz” diyen Biden, bu ülkeleri Suriye’deki gruplara sağlanan desteği durdurmaya ikna edemediklerini anlattı.
“Bölgedeki müttefiklerimiz, Suriye’deki en büyük problemimizdi. Türkler, ki çok iyi dostumuzdur ve benim de uzun süre vakit geçirdiğim Erdoğan’la harika bir ilişkim var. Suudiler, Emirlikler vs... Ne yapıyorlardı? Esad’ı devirme ve bir Sünni-Şii vekâlet savaşı çıkarmada çok kararlıydılar. Ne yaptılar? Esad’la savaşacak herkese yüz milyonlarca dolar para ve on binlerce ton silah akıttılar, El Nusra, El Kaide için destek olacak, dünyanın diğer yerlerinden gelen cihatçıların aşırı unsurlarını kabul ettiler. Abarttığımı mı düşünüyorsunuz? Bir bakın. Bunların (yardımlar) hepsi nereye gitti?”
***
Bu konuşmadan neredeyse tam bir yıl sonra adı sanı belli, istihbarat ve devlet tarafından izlenen, anne ve babanın hükümete “oğlumuz IŞİD’e katıldı, bulup getirin” diye yalvardığı, kardeşiyle konuşmalarının mahkeme kararıyla dinlendiği, Gaziantep’ten yola çıkan, cinayet sabahı Gölbaşı’nda serinkanlı bir şekilde kahvaltı yapan, aranmakta olan, Suruç’la bağlantılı IŞİD’ciler başkentin göbeğinde Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamını yaptılar.
Bu çok açık ve net iken, 17-25 Kabinesi’nden hiç kimse istifa etmediği gibi, ‘istifa’ sorusunu da sırıtarak karşıladılar.
Ve de katliamın üzerini örterek, seçimlerde işlerine yarayacağını düşündükleri yalanlarla iğrenç dolaplar çevirmeye devam ettiler.
Her zamanki kurnazlıklarıyla bir iki bürokrata fatura çıkartıp, asıl sorumluları da sessizce kayırdılar.
***
IŞİD’ci bir zihniyet, bizi ister istemez IŞİD’ci bir felakete götürür, nitekim de öyle oluyor.
Taraf Gazetesi, geçen haftasonu ‘Yeni Türkiye’nin Gladyo Çiftliği’ başlığı altında siyasi iktidarın ‘çiftliklerde kontrgerilla eğitimi’ verdiğini yazdı ve haber yalanlanmadı.
Haberi yorumlarken, “meşru olmayan yapılar devreye sokuldu. Erdoğan’ın oluşturduğu derin ilişkiler gün yüzüne çıktı” diyen Susurluk Komisyon üyesi CHP’li Fikri Sağlar bir açıdan ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın açtığı parantezi kapattı:
“Her zaman silah kullanan, insanları öldürme yetkisini kendinde gören yapılar vardır.
Bu yapılar zaman zaman siyasilerden korkusundan uyurlar, uyutulurlar.
Son dönemlerde Recep Tayyip Erdoğan, devleti ele geçirmesi ile birlikte bu uyuyan yapıları tekrar kendine göre biçimlendirip, hareketli hâle getirdi.
Suruç ile Ankara katliamları birbirleri ile bağlantılı, doğrudan organik bağlantılı bir anlayış içerisinde. Başbakan’ın “Biz IŞİD ile 360 derece farklıyız” lafı zaten bir ikrardır.
Freud der ki, dil sürçmesi ‘beyninizdeki bastırdığınız düşüncenizin dışa vurumudur’. ‘360 derece farklıyız’ dediğiniz zaman IŞİD ile aynı yerdeyiz demektir. Susurluk’ta gördüğümüze benzer meşru olmayan yapıların devreye sokulduğunu biliyoruz. Ama burada bir numara daha ileriye gidiyor o da şu; Hürriyet Gazetesi’ni bir milletvekili ile basıyorlar mesela. Ahmet Hakan’ı parti üyelerine dövdürüyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın oluşturduğu derin ilişkiler gün yüzüne çıkmış durumda, dolayısıyla hukuk devletine dönüştüğümüzde bunların hesabını verecekler.”
***
IŞİD bombalı saldırılarla yüzlerce insanı paramparça ederek öldürürken, iktidar bu örgüte karşı hiç bir tedbir almıyor, hiçbir karşılık vermiyor ama “bize operasyon yapılmazsa bir ateş açmayacağız” diyen PKK’ya üst üste operasyonlar düzenliyor.
Türkiye’ye açıkça savaş açarak insanları öldüren IŞİD’e karşı sürdürülen sessizlikle, PKK’nın üstüne giderek savaşı sürdürme inadı arasındaki tuhaf çelişki ise kocaman bir soru işareti olarak duruyor ortada.
Türkiye’ye karşı yapılan saldırıları silahla ‘cezalandırmak’ istiyorsanız neden IŞİD’e karşı sessizsiniz, böyle bir ‘karşılık verme’ siyasetiniz yoksa ‘operasyon yapılmazsa ateş açmayacağız’ diyen PKK’ya ardı ardına neden operasyonlar düzenliyorsunuz?
Amacınız, PKK’yla HDP arasında bir bağlantı kurarak HDP’nin seçimlerdeki oylarını düşürmek mi?
Bunun için mi Güneydoğu’da savaş ve ölüm hiç ara vermiyor?
IŞİD’e karşı bu sessizlik sürerken, bombalı saldırıları IŞİD’in yaptığını saklamaya çalışırken, PKK’ya karşı sürdürülen savaşı nasıl açıklayacaksınız?
***
IŞİD’e karşı sürdürülen sessizlikle, PKK’ya karşı sürdürülen operasyonları bir arada düşündüğünüzde, bu iktidarın ‘şiddeti’ sadece oy amacıyla kullandığını görürsünüz.
Radikal dincilerin oylarını kaybetmemek için IŞİD’e karşı çaresiz bir güvercin, PKK’yla savaşmanın yarattığı acıların HDP’ye oy kaybettireceğini düşündükleri için de PKK’ya karşı şahinler.
Güneydoğu’da ölenler bu oy hesaplarıyla ölüyor.
***
IŞİD’e kol kanat geren, kimlikleri bilinen katillerin cinayetleri işlemesine engel olmayan, kendilerine bağlı ‘kontrgerilla’ birlikleri’ oluşturan bu iktidar, işbaşında kalabilmek için sadece şiddette güveniyor artık.
Onun için 7 Haziran’dan beri ölümler hiç durmuyor bu ülkede.
Bu iktidara verilecek her oy, şiddete ve ölüme verilecektir.
Yeni insanların ölümüne yol açacaktır.
Türkiye’nin huzura kavuşabilmesi, insanlarını ölümden kurtarabilmesi için bu iktidarı durdurması gerekiyor.
1 Kasım’da, bu ülkenin ‘ölüm meleklerini’ durduracağına inanıyorum.
Aksi takdirde, siyasetin en önemli kahramanı ‘Azrail’ olacak Türkiye’de.
http://www.gazete360.com/Yazarlar/mehmet-altan/siyasetin-olum-melekleri/2593
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025