Mehmet ALTAN
Benim hatırladığım bir örneği yok, böyle bir örnek olduğunu da sanmıyorum…
Siyasal öfkeye kapılarak, hukukla hiç bir ilintisi olmayan suç atfetmekten tutun da, emir ve baskı ile başlayan bu garip hukuksal sürece mahkemede müdahil olmaya kadar bir cumhurbaşkanının bir gazeteciyle uğraşması vaki değildir.
Bu garip çarpıklığın dramatik sonuçlarını Cuma günü Çağlayan Adliyesi'nde gördük.
Silahlı suikasttan, gazeteciliğin hukuk dışı kararlarla cezalandırılmasına kadar bir ülkeyi dehşetle titretecek her şey vardı orada.
***
Gazeteci cezalandırmaya kalkmaktan, iktidar partisini fiilen buharlaştırıp hükümsüz hale getiren ‘başbakan azline' kadar varan çıldırmışlığın hukuki tarifini net bir şekilde ortaya koymalıyız.
Nedir bu?
Güçlü bir zorbalıkla ‘anayasal sistemin' ihlalidir.
***
Bunun yeni bir aşamasını ve belgesini dün sabah havuz medyasının ‘yazılı bir organında' gördüm.
Manşette, ‘İktidarda 5 G Dönemi' lafı vardı.
Neymiş bu?
‘Güçlü Türkiye - Güçlü Cumhurbaşkanı - Güçlü Parti - Güçlü Hükümet - Güçlü Meclis'…
Başbakan nerede?
Başbakanı da anayasayla birlikte yok etmişler…
***
Daha da vahimi var.
Haberde şöyle bir alt başlık görülüyor:
“AK Parti'de kongre sonrasında Türkiye'yi yeni anayasa ve başkanlık sistemine taşıyacak dönemin yol haritası belirlendi…”
Peki, bu ‘yeni dönemin yol haritasını' kim belirlemiş?
Cevabı bulmak için bir iki satır okumak yetti de arttı bile:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki ihtisas komisyonlarının başkan ve üyelerini Külliye'de ağırlarken, ‘Türkiye, tarihi bir dönemeçten geçiyor. Ülkenin üzerinde oynanan oyunlar var. Türkiye'nin gücü, AK Parti'nin gücü ile orantılı. Bizim hareketimiz güçlü olmazsa Türkiye güçlü olmaz' diyerek yeni dönemin nasıl yapılanması gerektiğinin çerçevesini çizdi.
Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklara göre partiden hükümete kadar tüm organlar ‘Güçlü Türkiye'nin hayata geçirilmesine göre şekillendirilmesi benimsendi. AK Parti kulislerinde yeni dönem ‘5 G Dönemi' olarak isimlendirildi.”
Kısacası, Cumhurbaşkanı anayasayı çiğnemeye devam ediyor.
***
‘Anayasaya uymayan', anayasanın açık hükümlerini çiğneyen, ‘anayasal düzenin fiilen uygulanmasını' emrindeki güçlerle önlemeye teşebbüs eden cumhurbaşkanının AKP'ye yol haritası belirleyip, ‘yok hükmünde bir başbakan' oluşturmaya kalkması, ‘siyaseti' değil, tam da göbeğinden Türk Ceza Kanunu 309. maddeyi ilgilendiriyor.
Türk Ceza Kanunu 309. madde aynen şöyle:
“1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.
2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hüküm olunur.
3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hüküm olunur.”
Maddenin bir de gerekçesi var, son cümlesini de hatırlatayım:
“Suç hem idare edenler hem de idare edilenler tarafından işlenebileceğinden teşebbüste aranılacak elverişlilik, suçun işleniş biçimi ve özellikle suçun bir tehlike suçu olduğu dikkate alınarak, kullanılan cebir veya tehdidin neticeyi elde etmeye elverişli olup olmadığının hâkim tarafından takdir edilmesi gerekir.”
***
Anayasal düzeninin uygulanmasını, anayasanın belirlediği çerçeve içinde meşru bir şekilde evrensel hukuk kurallarını gözeten bir şekilde değiştirmeden, fiilen önlemeye teşebbüs etmek anayasal bir suçtur ve Türk Ceza Kanunu 309. maddesine girer.
Karşımızda ‘organize bir hareketle' anayasal düzeni yok etme teşebbüsü var.
Doğal olarak bu girişimler de siyasetin değil, doğrudan yargının konusu…
İyi Pazarlar…
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025