Mehmet ALTAN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iki günlük Rize ziyaretine eşlik eden Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanları, bu kez Erdoğan ile birlikte Kırşehir’deki ‘Ahilik Haftası Kutlamaları’na katıldı.
Adeta bir siyaset kumpanyasının figüranları gibi hukukçu kimliklerini unutmuş bir halde oradan oraya sürükleniyorlar.
* * *
Yüksek yargının çok değerli ve saygın bir üyesi aradı, durumdan çok rahatsızdı.
Yargı başkanlarının, üstelik de her gün başta anayasa olmak üzere çeşitli yasaları çiğneyen, siyasal İslam faşizmine dayalı bir tek adamlık peşinde koşan birinin yanında oradan oraya niye savrulmamaları gerektiğini kendi bilge üslubuyla sakin sakin anlattı…
Bu davranışın ‘yargı etiği ve yargı bağımsızlığı’ ile neden uyuşmadığının ana metinlerini hatırlattı…
* * *
Yargı mensuplarının ‘yargı bağımsızlığını’ korumak için nasıl davranmaları gerektiğinin ölçüleri çok eski ve köklü bir geleneğe dayanıyor.
1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuka, bir anlamda medeni hukuk kurallarını içeren Mecelle’ye göre de yargıçlar anayasal suç işleyen partizan bir zihniyetle birlikte çay toplayamaz…
Yargı mensuplarının etik davranış kurallarının ipuçları sadece modern hukukta değil Mecelle’de de var…
Kısacası, 90 yıl önce, Ekim 1926’da yürürlükten kaldırılan Mecelle’ye göre de, sıradan bir yargı bilincine göre de yapılan kabul edilemez…
Siyasal bir kumpanyanın figüranı gibi davranan yüksek yargı başkanları ise Türkiye’deki geleneksel bir birikimi de, zaten çok azalmış olan yüksek yargıya olan güveni de sıfırlıyor…
* * *
Kaldı ki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun ‘Yargısal Tutarlılığın Kuvvetlendirilmesi’ için 23 Nisan 2003 tarihli oturumunda 43 sayıyla kabul ettiği ‘Bangalor İlkeleri’ var…
Bu ilkeler yargı için o kadar hayati ki Avrupa Konseyi’nin Avrupa Hâkimleri Danışma Komitesi de bu ilkeleri, 13 Kasım 2000 tarihli oturumunda, ilkeler henüz BM tarafından onaylanmadan, Bakanlar Komitesi’ne önermiş…
Bu ilkeler Türkiye’de de Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından tercüme edilmiş ve bastırılmış…
Yüksek Yargıyı siyaset kumpanyasına döndürenler bir zahmet bu metinlere bir göz atsalar durumun ne kadar yakışıksız olduğunu bir kez daha görecekler…
Ben sadece bu 13 sayfalık metnin iki cümlesini anımsatayım:
“Yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin ön koşulu ve âdil yargılanmanın temel garantisidir… Bundan dolayı hâkim, hem bireysel hem de kurumsal yönleriyle yargı bağımsızlığını temsil ve muhafaza etmelidir.”
Tabii Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukuksal varlığını kezzaplayan bir yaklaşımla çay toplayarak bu yapılamaz.
* * *
Mevcut kumpanyanın il il turne yapmasının ‘yargı etiği ve yargı bağımsızlığı’ ile neden uyuşmadığının bir üçüncü ifadesi de çeşitli zamanlarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararlarda billurlaşmakta…
Üstelik o kararlar bizim Anayasa’mızın 90. maddesinin son fıkrası nedeniyle Türkiye için de bağlayıcı…
* * *
Yargı neden kendini derinden yaralayacak olan bir resim içinde yer alamaz, neden kendini inkâr ederek çay toplayamaz?
Hukukçu dostum bunun cevabını belgelere dayanarak da ‘çünkü’ diyerek tek tek anlattı:
Çünkü Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesi’nin, ‘herkesin hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesinde ve kendisine herhangi bir suç isnadında bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından tam bir eşitlikle, âdil ve alenî olarak yargılanma hakkına sahip olduğunu’ temel bir prensip olarak tanımış olmasından…
Çünkü Siyasî ve Medenî Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin, ‘herkesin mahkemeler önünde eşit olduğuna ve hakkındaki bir suç isnadının veya hak ve yükümlülükleri ilgili bir hukuki uyuşmazlığın karara bağlanmasında, hukuken kurulmuş yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargı yeri tarafından âdil ve alenî olarak, sebepsiz gecikme olmaksızın, yargılanma hakkına sahip olduğunu’ garanti altına almış olmasından….
Çünkü bölgesel insan hakları belgelerinde, ulusal anayasalarda, yasalarda, yazılı olmayan hukukta, hukuksal teamül ve geleneklerde, yukarıda anılan prensip ve hakların tanınmış olması ya da yansıtılmış olmasından…
Çünkü diğer tüm hakların, nihai anlamda icra edilebilmesinin, yargıya ilişkin konuların tam ve doğru bir şekilde yönetimine bağlı olmasından…
Çünkü yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargının, meşruiyet ve hukuk devleti ilkesine riayeti açısından…
Çünkü modern ve demokratik bir toplumda, yargının iç tutarlılığı ve manevi gücü ile yargı sistemine olan kamusal güvenin son derece önemli olmasından…
Çünkü bireysel ve kurumsal olarak, yargı sistemine olan güveni sürdürme ve artırma çabası ve kamusal bir güvence olarak, hâkimlerin hâkimlik makamına saygı göstermeleri ve onur duymalarının esas olmasından…
Çünkü yargı etiği ile ilgili yüksek standartları muhafaza etmeye ve ilerletmeye yönelik temel sorumluluğun, her ülkede yine yargının üzerinde olmasından.
* * *
Bir de tabii donanım, liyakat, gerçek bir hukukçu olup olmama durumu var…
Saygın ve bilge hukukçu dostum, ayrıntı gibi duran çok önemli bir noktaya da dikkat çekti… Hukuk davaları ile ceza davaları arasındaki farka…
Vicdan, ağır ceza davalarında rol oynayabilir… Tespit davası ise teknik bir incelemeden ibaret…
Aynı MHP Kongre konusunda Yargıtay’ın ‘incelemesi’ gibi… Orada vicdan söz konusu değildir… Hâlbuki Yargıtay’ın açıklamasında ‘vicdan’ sözü geçmekte…
Hukuk davalarında ‘tespit’ işlemlerini yapan hâkimlerin ‘vicdanlarıyla’ karar verdiğini ifade edecek kadar bir yetersizlik ve bilgisizlik var ise siyasal kumpanyanın parçası olmak tabii kolaylaşabiliyor…
* * *
Türkiye devlet olmaktan çok hızla uzaklaşıyor…
Acıklı bir siyasi tuluat kumpanyasına dönüşüyor…
Devlet ve toplum olma bilinci ve refleksi var ise bunun da bir geri dönüşü olacak herhalde…
http://www.gazete360.com/Yazarlar/mehmet-altan/cay-toplayamazlar-cunku/2959
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025