Mehmet ALTAN
Bugünün Pazar olmasından yararlanarak, mevcut toplumsal resmimize biraz daha tarihsel açı ve perspektiften mi baksak acaba?
***
Avrupa, 16’ncı yüzyıldan itibaren sanayileşmenin ve kapitalistleşmenin sosyo-politik alt yapısını iyice oluşturmaya başlamıştı...
Bunun da zihinsel temelini Protestanlık, özellikle de Kalvenizm sağladı.
Hâlbuki Osmanlı-Türk insanı girişimci ve kapitalist bir anlayışa sahip olamamış, geçici bir dünyada yaşanıldığına inanan kanaatkâr bir insan olarak kalmıştı.
Batı dünyası Kalvenizm ile dindar insanı iş ve meslek adamı olarak ekonomik düzleme taşımış, sağlıklı bir iş organizasyonu kurmuşken; Osmanlı İmparatorluğu’nda din ile ekonomik düzlem arasında, Müslüman girişimcinin dinini ekonomiye taşıdığı bir din yorumu mümkün olmamıştı...
***
İleriye dönük bir iktisadi faaliyeti, yarını düşünme ve geleceği inşa kaygısı da olmamıştı...
Etkin kader anlayışı, sadece insanın iradesini değil, çalışmanın değerini de anlamsız kılmış, ilahi takdire boyun eğmeyi mutlak hale getirmişti.
Osmanlı, ekonomik hayata ilgisiz kalmış ve dinine gösterdiği ilgiyi ekonomik hayata yansıtamamıştı.
***
Batı’da din ve özellikle Protestanlık, Kapitalizm’in önünü açarken, Osmanlı’da din neden bu gelişmenin önünü kesti?
Sorunun cevabını arayan araştırmacılar, İslam kadar tasavvufun da altını çizmekte...
Osmanlı’da sermaye birikimini tasavvuf anlayışının önlediği ortak kanaattir...
Tasavvuf anlayışı, iktisadi faaliyeti, sadece bugünkü ihtiyaçları karşılama ölçüsünde yönlendiriyor, bir sonraki günü ve çalışmayı düşünmeyi ibadetten çalma olarak değerlendiriyordu...
Yoğun çalışma, hastalıklı bir ruhun saplantısı olarak muamele görmekteydi...
Ataleti ve tevekkülü ifade eden ‘bir lokma, bir hırka’ deyimi bu zihniyetin en çarpıcı ifadesi oldu. Özellikle Batınî tasavvufu, dervişliği yaşam biçimi olarak kabul etmeyi ve dünya malından yüz çevirmeyi telkin edegeldi...
Bu telkin, tasavvufun sevgi ve hoşgörü işlevlerini toplumsal açıdan olumlu kılarken, ekonomik açıdan ise etki olumsuz olmuştu. Çünkü bu anlayış, sermaye birikimini, kapitalist ve girişimci bir sınıfın oluşumunu engelledi.
***
Sabri Ülgener, tasavvuf içinde Melamilik ve Bâtınilik gibi bir ayrıma gider. Bâtınilik tasavvufun içe dönük yönünü, Melamilik ise daha çok dünya işleri ile meşguliyetin gerekliliğini ifade etmektedir. Ülgener, çalışma ve iş hayatına önem veren Melamiliğin esnaf katında kalıcı etki bırakamadığını, Bâtıniliğin etkisinin daha fazla olduğunu ileri sürmektedir. Bâtıniliğin etkisinde kalan tasavvuf, Osmanlı-Türk insanını iktisadi maddecilikten uzak duran bir davranışa mahkûm etmiş ve insanların kanaatkâr olmasına neden olmuştur. Böylece kanaatkârlık, yani aza kanaat etme ilkesi, tasavvufun da temelini teşkil etmiştir.
Bâtıni tasavvufunun topluma benimsettiği diğer bir felsefe ise kanaat etmenin tükenmez bir hazine sayılması, dolayısıyla fakirliğin bir erdem olarak görülmesidir.
Özetle, Osmanlı maddeye, paraya ve toprağa bağlanmayınca; aynı dönemde Batı’daki gibi para kazanmayı ibadet sayan, kâr peşinde koşan bir sınıf ortaya çıkmamıştı...
Başta tasavvuf anlayışı olmak üzere devletin ekonomi üzerindeki etkisi, Osmanlı-Türk insanının iktisadi madde ile mesafeli kalmasına yol açarak, kanaatkâr, yumuşak başlı, tevekküle inanan, cemaatçi, maceracı ve hırs sahibi olmayan bir insan tipinin doğmasına yol açmıştır.
Sonuç olarak ‘girişimcilik ruhu’ darbe yediği gibi, öylesi bir anlayışa sahip toplumdan kapitalist bir insan tipi de çıkmamıştır. Elindeki ile yetinen, kısmetinde ne varsa ona razı olan kaderci bir insan tipi oluşmuştur.
***
Tüm başımıza gelenler acaba yukarıdaki tespitlerin sergilediği zaaflardan mı?
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025