Mehmet ALTAN
Arap Baharı, 17 Aralık 2010 tarihinde, Tunus’un Sidi Buzid kentinde patlak verdi.
Tunus polisi, manavlık yapan 26 yaşındaki Muhammed Buazizi’nin sattığı mallara el koymakla kalmamış, bir de kendisini fena halde hırpalamıştı.
Yirmi altı yaşındaki Buazizi, bunun üzerine belediye binası önünde üzerine benzin dökerek kendisini yakmış, ölmeden önce de “yoksulluğa son, işsizliğe son” diye bağırmıştı.
O çığlık, Tunus, Mısır ve Libya diktatörlerinin sonu oldu, şimdilerde de Suriye’yi zorluyor...
***
Arap Baharı’nın birinci yıldönümünde, Ortadoğu satranç tahtasında ortaya çıkan tablo, Sünni-Şii gerginliğinin had safhaya varması, ulus-devlet gözlüğüyle bakınca da İran ile Suudi Arabistan arasındaki gerginliğin sıcak bir bilek güreşine dönüşmesi oldu.
Ortadoğu ve Arap coğrafyasına topluca göz atıldığında, Şii dünyasının İran etrafında kenetlendiği açıkça görülmekte...
İran, Irak, Suriye ve Hizbullah vasıtasıyla Lübnan’da etkin olmakla kalmıyor, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Yemen’deki Şii nüfusu da yönlendiriyor. Ayrıca tarihi müttefiki Umman’la da kol kola girmiş gözüküyor.
Ayrıca, gene İran’ın, Hürmüz Boğazı’ndaki üç adanın mülkiyeti nedeniyle Arap Emirlikleri’yle ve son zamanlarda Suriye rejimine kararlılıkla muhalefet eden Katar ile arası fazlasıyla şekerrenk...
***
Arap dünyasındaki cumhuriyetlerin sarsılması ertesinde, muhafazakâr Sünni petrol monarşileri Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman, 30 yıldır oluşturdukları Körfez İşbirliği Konseyi etrafında daha da sıkıca kenetlendiler. Bir süre öncesine kadar örneğin İsrail ile Filistinliler arasında arabulucu rolünü Mısır üstlenirken, şimdi Suudi Arabistan ve Katar siyasi ağırlıklarını koyma eğiliminde...
Suudi Arabistan’daki kraliyet ailesi, Mübarek’in devrilmesinin ardından önce kendi rejimini güvence alma peşine düştü...
Sosyal yardım hamleleri, ılımlı reformlar ve kadınlara seçme hakkı verileceği yönünde vaatlerin yanı sıra, muhalif güçlere yönelik tehditler sayesinde toplumsal huzursuzluğun Suudi Arabistan’a sıçraması şimdilik engellendi.
Bahreyn’e müdahale ederek de ülkedeki kraliyet ailesine destek olundu. Ayrıca Körfez İşbirliği Konseyi’nin sübvansiyonları sayesinde Umman Sultanlığı’ndaki protesto hareketi de frenlendi.
İran etkisi altındaki Şii nüfusun huzursuzluğu ile baş edilmeye çalışılmakta...
***
Peki, kısaca özetlediğim bu tabloda Türkiye’nin yeri ne?
Aslında ‘ilkesel’ bir dış siyaset izlemeyen Türkiye’nin nelere sesini yükseltip, neleri görmezden gelerek davrandığına bakarak bu rahatça saptanabilir.
Örneğin, Bahreyn’deki nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şiiler daha adil bir paylaşım talebiyle ayağa kalktıklarında, Suudi Arabistan koruması altındaki Bahreyn’e asker gönderdi ve toplumsal talepler şiddetle bastırıldı. Suriye’ye karşı en ön saflarda yer alan Ankara buna ağzını bile açmadı, hala da açmıyor.
Dolayısıyla Türkiye, Sünni-Şii ayrılığında Sünni blokta, Suudi Arabistan-İran soğuk savaşında da Suudiler yanında saf tutuyor.
***
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta’nın söyledikleri, tablodaki güç dengesini ve saflaşmayı netleştirmesi açısından çok anlamlıydı.
NATO füze kalkanı sisteminin Malatya’ya kurulması planından rahatsız olan İran’ın Türkiye’ye yönelik tehditleri konusunda konuşan Panetta, ABD’nin uzun bir süre İran’ın kendisini izole etmesi yerine, diğer devletler topluluğuna katılmasını teşvik ettiğini söyledi. Panetta, “Türkiye de, İran’ın bölgede istikrarsızlıklara yol açan bir ülke olmaktan ziyade uluslararası bir topluluğun parçası olması konusunda hemfikir” vurgusunu yaptı.
Panetta’nın söyledikleri de ‘komşularla sıfır problem’ siyaseti hızlıca çöken Türkiye’nin kıvrak bir manevrayla ‘merkezle sıfır problem’ siyasetine geçiverdiğini bir kez daha ispatlıyor...
***
Arap Baharı’nın birinci yıldönümünde durum kısaca böyle.
Güncel gelişmeler bu tablo üzerinden yaşanacak, tarihsel süreç ise uzun vadede bölgeyi uluslararası sistemin ayrılmaz ve kopmaz bir parçası haline getirmekle meşgul...
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025