Mehmet ALTAN
Basın tarihini yeniden gözden geçirip kaleme dökerken unutulmuş gibi duran ama toplumsal açıdan önemli birçok konuya rastlıyorum.
Türkiye bu hüzünlü dönemde gündeminden çıkarmış gibi dursa da bu konular ve bu konular etrafında sorulması gereken sorular kenarda sırasını bekliyor.
Tevfik Fikret’in yaşam hikâyesinde de, baskılar yüzünden büyük acılar çekmiş olan Hüseyin Cahit Yalçın’ın hayat öyküsünde de, Abdülhamid’in istibdat rejimi baskılarını irdelerken de çoğumuz için lise yıllarında kalmış bir edebiyat akımına rastlıyorsunuz: Servet-i Fünûn…
Bu akımın beş yılda nasıl bugünkü edebiyatımızın temelini inşa ettiğini bilince, bu akımın doğuşu ve gelişimi çok daha büyük değer kazanıyor.
Keşke gelişmiş bir düşün dünyası söz konusu olsa da, Servet-i Fünûn akımının gelişimini, 20. yüzyıldaki taşıyıcılarını, bugüne ulaşan etkilerini tartışsak. Baskı dönemlerinin çok ağır faturalarını her yanıyla gündemimize getirip bilincimize taşısak…
Servet-i Fünûn akımını bu açıdan yeniden hatırlamakta fayda var bence.
***
Tanzimat döneminde, Recaizade Mahmut Ekrem "Batı"lılaşmanın, Muallim Naci "muhafazakârlığın" sembolü sayılır…
Recaizade Mahmut Ekrem, Namık Kemal'le tanışması sonrasında edebiyat dünyasına girdi. Eski-yeni edebiyat tartışmalarının merkezinde yer aldı.
Eski edebiyatı savunan Muallim Naci ve çevresiyle girdiği edebiyat tartışmalarıyla yeni bir akımının doğmasına öncülük etti.
Tevfik Fikret başta olmak üzere döneminin genç şair ve edebiyatçılarını çevresinde topladı.
Tanzimat ve Batı düşüncesinin yeni kuşağa benimsetilmesinde önemli rol oynadı.
49 yaşındayken yazdığı Araba Sevdası Türk edebiyatının ilk realist romanıdır. Bu eseri yazdığı dönemde ailesini karşısına almış ve baba mirasından olacağını bile bile eserini yazmaya devam etmiştir.
***
Recaizade, büyüyen bu tartışmalar karşısında öğrencisi Ahmet İhsan'ın çıkardığı Servet-i Fünûn dergisini düşüncelerini açıklayacağı bir platform olarak kullanmaya karar verip Tevfik Fikret'i söz konusu derginin yazı işleri müdürlüğüne getirmesiyle dergi bir edebiyat dergisi kimliğine büründü ve beş yıl içerisinde Türk edebiyatı, zamanın moda olan edebiyat akımları sembolizm’den ve parnasizm’den de etkilenerek kalıcı ve sağlam bir yapıya kavuştu.
Tanzimat ile başlayan yenileşme hareketlerine topluca Edebiyat-ı Cedide denildi.
Batılaşma yolunda edebiyatımıza getirdiği yenilikler nedeni ile Servet-i Fünûn edebiyatı da bu genel başlığın altına yerleşti.
Tanzimat sanatçılarının Batılılaşmayı bir amaç edinmesine rağmen geleneksel anlayıştan çok fazla etkilenmeleri onları ikircikli bir konumda bırakmıştı. Onların hem geleneği (Divan Edebiyatı) hem batılılaşmayı birlikte yürütmesine neden olmuştu.
Servet-i Fünûn sanatçıları ise Batı rüzgârlarıyla sarmalanmıştı.
Batı edebiyatının sanat anlayışına ve estetik zevkine uygun bir edebiî hareket oluşturmuşlardı. Şiirin konusunu genişletmişler, aruz veznini yeniden şekillendirip Tanzimat’a göre aruz ölçüsünü şiirlerde daha ustalıkla kullanmışlardı.
Servet-i Fünûn, Türk edebiyatında 1860’tan beri devam eden Doğu-Batı mücadelesinin sonucunu Batı edebiyatının lehine olarak tayin eden bir başlangıç dönemi oldu.
Bu safhanın sonunda Türk edebiyatı, gerek zihniyet, gerek temalar ve gerekse teknik bakımdan tamamıyla Avrupaî bir mahiyet kazanadı.
Bu dönem edebiyatçıları genel olarak hikâye ve romanlarda estetik ve edebî uygunluk açısından batı seviyesini yakalamış sayılırlar.
Türk edebiyatına büyük ve kalıcı bir katkı sağlamışlardır.
***
Geçenlerde aklımdan “dünyada baskı romanları” adı altında bir antoloji hazırlama fikri geçti. Genç ve çok yetenekli dostlarımdan yardım istedim. İlk ağızda hızlı bir liste çıktı ortaya.
Servet-i Fünûn edebiyatı da bir baskı dönemi edebiyatıdır.
İstibdat nedeni ile düşüncelerini özgür bir şekilde dile getiremeyen Servet-i Fünûn sanatçıları içe kapanmış, umutsuz ve karamsar bir hayat sürmüşlerdi ama bu talihsiz süreç onların edebî değeri yüksek eserler vermelerine neden olmuştu.
Bir yandan karşımızda içe kapanık, mutsuz, hayattan ümidini kesmiş, aşırı duygusal, ıstıraplı bir topluluk vardır ama diğer yandan baskı dönemlerinde sıkça rastlandığı gibi estetik değerlerin daha öne çıktığı, alegorik anlatımların daha hızlandığı, üslûbun çok daha özenli hâle geldiği bir süreç oluşmuştur.
***
Peki sonrası…
1901 yılında Ahmet İhsan ile aralarındaki bir anlaşmazlık nedeni ile Tevfik Fikret derginin yazı işleri müdürlüğünü bıraktı.
Aynı yıl, Hüseyin Cahit Yalçın'ın Fransızcadan çevirdiği "Edebiyat ve Hukuk" başlıklı, Fransa'nın 1789 rejimini değerlendiren makalesi, dönemin sansür heyeti tarafından sakıncalı bulundu. Dergiye altı haftalık zorunlu tatil verildi.
Kapatılma, Servet-i Fünûn şairleri arasında zaten mevcut olan gerginliği tırmandırdı ve edebî çevre tamamen dergiden uzaklaştı.
Dergi, ceza bitiminde Ahmet İhsan'ın imtiyazı altında tekrar çıkmaya başlasa da edebî kimliğini tamamen yitirdi ve bir bilim dergisi haâlini aldı.
***
O baskı döneminin sıradan bir detayı gibi görünen olayın ne kadar önemli olduğunu ancak bugünden düne baktığımızda anlıyoruz.
Servet-i Fünûn akımı ve edebiyat tarihindeki etkisi üzerine kafa yorarken, siyasal baskının görünen ve görünmeyen ne kadar çok şeye zarar verdiğini kavrıyoruz.
Serveti Fünûn’un önü baskılarla kesilmeseydi belki de bugün çok daha zengin, çok daha olgun ve çok daha özgün bir edebiyatımız olacaktı.
Müstebitlerin korkusu, her şeyden önce toplumun yaratıcılığını hedef alıp öldürmeye çalışıyor.
Öldüremiyor ama yaralıyor.
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025