Mehmet ALTAN
Basın tarihi peşinde koşarken, sonsuz şeritli devâsâ zihinsel bir otobanda çağrışım hızıyla bir oraya bir buraya sürükleniyor gibi oluyorum.
Amacı ülkeyi yeniden askerî bir darbeye hazırlamak olan acımasız, kanlı bir elin kuklacılık yaptığı 1974-1980 yıllarını tamamlamak isterken, anı çengellerine takılıyorum.
İster istemez o günlerle, bugünleri kıyaslama dürtüsü de bunu kolaylaştırıyor.
“Kanlı bir el” başlıklı yazıda anlattığım o karanlık dönemlerde, babaevinden de basın dünyasına bakmak merakına kapıldım.
***
Babam Çetin Altan, 28 Nisan 1971 tarihinde gözaltına alındı, 45 yıl sonra 2016 yılında bana da yapıldığı gibi Anayasa yok sayılarak 15 gün Selimiye’de göz altında kaldı, manevi işkence gördü ve tutuklandı.
Üç ayını Maltepe Askerî Cezaevi’nde geçirdi.
Bâb-ı Âli’nin kapıları geçici olarak kendisine kapandığı için biraz da mecburiyetten, ilk romanı Büyük Gözaltı’yı yazdı.
***
Annem Kerime Altan, 18 Ekim 1991 yılında öldü. Annem öldükten sonra ne babam, ne Ahmet, ne de ben bir daha Basınköy’deki babaevine gittik, bu ağır duygusal görevi kız kardeşim Zeynep Altan yüklendi.
Ama babamın yazdığı ilk romanı Büyük Gözaltı söz konusu olunca aklım Basınköy’deki dikdörtgen uzun tahta yemek masasına gitti. Çünkü babam ilk romanını yazmak için bu masayı tercih etmişti, halbuki günlük yazılarını yazdığı çalışma masası da salonun bir köşesindeydi. Hâlâ da orada.
O masa babaevinin topluca yemek yendiği akşamlarına, annemin toparlayıcı iyiliği ve sakinliğine, bir lezzet büyücüsü olarak hazırladığı harikulâde yemeklerine şahitlik ederdi. Fırında güveç, yazın vazgeçilmez menüsü karnıyarık, domatesli pilav, mantı, dereotlu yoğurtlu yaz baklası denince de annem ve o babaevindeki masa gelir gözümün önüne.
***
Babam, kitap basılmadan, bu kez de 8 Kasım 1967’de yayımlanan “Sovyet İhtilalinin 50. Yılı” başlıklı yazısından dolayı Sağmalcılar Cezaevi’ne girdi. Faşizm, hedefe koyduklarına eziyet için her zaman bir suç uydurmaya ehildir.
***
Büyük Gözaltı, Orhan Kemal Ödülü’nü aldı.
Babam, Seçiciler Kurulu Başkanı Vedat Günyol’a yazdığı teşekkür mektubunda, “Ödül verildiğini bildiren telgrafınızı bir cezaevi gecesinde aldım,” diye yazar.
O tek bir cümle beni günümüzün Silivri’sine ışınlıyor.
Hukuksal zorbalıkla dört yıldır içeride tutulan ağabeyim Ahmet Altan da, Silivri’de yazdığı Dünyayı Bir Daha Görmeyeceğim adlı kitabıyla çok önemli uluslararası ödüller aldı: Geschwister Scholl Preis 2019 ve Prix André Malraux 2019…
Ayrıca aynı yıl Britanya’nın en prestijli ödüllerinden Baillie Gifford’a aday gösterildi.
Babam döneminde, baskı görenlerin kitapları basılabiliyor ve o kitaplara Türkiye’de ödül vermekten kimse çekinmiyormuş.
Şimdilerde işler daha da koyulaştı, demek ki korku ve baskı ülkeye daha çok egemen oldu.
***
27 Aralık 1973’te cezasının bitmesine dört gün kala Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk babamı “affetti.”
Cumhurbaşkanı tarafından “affedilerek” hapisten çıkmış olsa da baskılarla imtihanı hiç bitmedi, o dönemi babam, “Cezaevinden çıktıktan sonra yani iki yıldır, çeşitli nedenlerden büyük basında günlük yazılara devam olanağını pek bulamadım,” diye anlatır.
***
1973 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü’nü alan Büyük Gözaltı, 1974’te Bir Avuç Gökyüzü, hemen ardından 1975’de Viski ve 1978’de Küçük Bahçe yayımlandı.
Köşe yazarlığı yapan edebiyatçı kuşağın son temsilcisi olmasının doğal sonucu olarak günlük köşe imkânları kapanınca romancılığa ağırlık vererek, edebiyatın kapılarına yüklendi.
1974 yılında yayımlanan Bir Avuç Gökyüzü adlı ikinci romanı CHP-MSP koalisyonunun Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın talimatıyla müstehcenlik suçlamasıyla toplatıldı. Bir Avuç Gökyüzü, Türkiye’de yasaklanırken, Büyük Gözaltı Fransa’da yayımlandı.
Romanlarının hepsi Fransızcaya çevrildi.
Büyük Gözaltı İsveççe, Yunanca, Bulgarca ve İspanyolca; Bir Avuç Gökyüzü ise İspanyolca ve Romence dillerinde de yayımlandı.
Büyük Gözaltı, Fransız liselerinde seçmeli ders kitabı olarak okutuldu.
***
Çağrışım mı, hiç değişmeyen Türkiye mi?
Şimdi aynı zulmü Ahmet Altan’a yaşatıyorlar. Kitapları 23 ülkede yayımlanmış dünyanın hapishanedeki tek romancısı…
***
Babam şöyle derdi: “Bizde değişmeyen bir formül vardır. Solcu bir yazar, komünistliği tescillenince iki yere doğru itilir; ya taşra basınına, ya mizah dergilerine...”
Nitekim dönemin haftalık mizah dergisi Çarşaf’ta çalışmaya başladı. Portreler yazdı.
Çarşaf’ta yazdığı edebî portreleri topladığı Bir Yumak İnsan ile de 1978’de Türk Dil Kurumu Ödülü’nü aldı.
***
Babam, ancak 1980’de Milliyet’teki köşe yazılarına tekrar başlayabildi.
***
Bugünden dönüp geçmişe bakınca; 1970-1980 Basınköy’deki babaevindeki durum bu.
Geçmiş mi, gelecek mi?
Geçecek mi?
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025