Melih ALTINOK
Başkanlık sistemi mi parlamenter sistem mi? Yaklaşık 150 yıllık "hayırsız" parlamenter sistem deneyiminin ardından bu konunun ciddi biçimde tartışılması sevindirici. Zira mevzu, memleketteki istikrarsız hükümetlerin ve bunun sonucundaki yoksulluğun, darbelerin yapısal nedeni üzerine.
Cumhurbaşkanlığı bizde, halkın sandıktaki özgür tercihinden korkulduğu için rejimin sigortası olarak olağanüstü yetkilerle tasarlanmış bir makam. Bu amorf mekanizma, şimdi iyice kilitlendi. Zaten muhalefetin 2007'de icat ettiği 367 hinliğinin bir sonucu olan seçilmiş cumhurbaşkanlığı makamı ile hükümetin "yetki" sorunu yaşamaması da olanaksızdı.
Düşünsenize, şu an hükümet partisi de dahil parlamentodaki tüm muhalefetten daha yüksek oy almış bir siyasi, Cumhurbaşkanı. Buyurun meşruiyet kıyaslamasına! Üstelik seçilmiş cumhurbaşkanı, anayasanın parlamentonun atadığı cumhurbaşkanına tanıdığı olağanüstü yetkileri de kullanma hakkına sahip. Yani meclis seçimlerini yenilemek gibi pek çok yasal tasarrufunun üzerine bir de seçilmiş olmanın meşruiyetine sahip. İstese hakikaten "tek adam" olacak bir Cumhurbaşkanlığı makamımız var. Cumhuriyet tarihinde seçilmeden başbakanların üzerinde ülkeyi tek adam olarak yönetenleri tekrar saymamıza gerek yok sanırım.
İşte "başkanlık sistemini asıl muhalefet dayatmalı" tezimin dayanağı da bu. Sistem netleştirilip, meclis ile karşılıklı sorumluluk-denetim ilişkisine sahip bir başkanlık konumu tanımlanmalı. Aksi takdirde özellikle muhalefetin işi epey zor.
Söz konusu netleşmenin bir başka faydası ise muhalefete mahkûm olan solun iktidar şansını yükseltmesi. Zira siyasi uzlaşı kültürü olmadığı için sol, klasik yüzde 70/30 dengesinde sağ karşısındaki dezavantajlı konumunu aşamıyor. Bölünen sol muhalefet bloğu, iki partili bir yapıya doğru evrilme eğilimi taşıyan başkanlık sisteminde el mecbur birleşir. Hatta ideolojik farklılıkların talileşmesiyle iktidar perspektifi ciddi bir ihtimal olarak belirir. Ve sağdaki partiler bile bu uzlaşının içinde yer alabilir.
Mantıki bir vaat
Ak Parti'nin yeni seçim beyannamesinde başkanlık sistemine yer vermesi bekleniyor. Bu yaklaşım, partinin kurulduğu günden beri seçmene vaadi de. Adına ve içeriğine dair farklı görüşler olsa da partinin tüm aktörleri başkanlık sistemini destekler görünüyor. Son olarak Yalçın Akdoğan "Seçim beyannamesi çalışmalarında da bu değerlendirilen önemli bir konudur" dedi.
Başkanlık muhafazakâr camiada daha çok "hakkaniyet" ekseninde tartışılıyor. Çünkü söz konusu tartışmanın doğrudan işaret ettiği Tayyip Erdoğan. Ancak işin Ak Parti açısından nesnel bir artı-eksi boyutu da var. O da Erdoğan'ın henüz üç beş ay önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı yüzde 52 oy. Böylesine desteğe sahip bir siyasi aktörün gücünü arkalama stratejisini kim elinin tersiyle itebilir ki?
Bu tezlere karşılık, 10 Ağustos'ta halkın başkan değil cumhurbaşkanı seçtiğini söyleyenler var. Ne var ki bu seçimde yüzde 52'nin en güçlü tutkalının, Gezi ve 17-25 Aralık gibi, Erdoğan'ın siyaset sahnesinden silinmesi girişimleri olduğu aşikâr. Hatta hatırlayın, seçmenleri Erdoğan'ın Köşk'e çıkıp "etkisizleşmesi" kaygılarına rağmen sandıkta destekledi. Yani "gitmeseydin iyiydi" diyerek "evet" dedi. Erdoğan'ın sloganı da "merak etmeyin" dercesine "farklı, terleyen bir cumhurbaşkanıydı."
Ak Parti, Erdoğan konusundaki motivasyonunu 9 seçimde bu şekilde ortaya koymuş bir tabana sahip. Şimdi aynı tabanın, sandıkta Erdoğan'ın kazanma ihtimali çok yüksek başkanlık modelini öneriyor diye, partisini garipsemesi ne kadar mümkün olabilir ki?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019