Melih ALTINOK
Yasin Doğan (evet ta kendisi) Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde bir anketin sonuçlarını yorumladı. Doğan’ın meramının özeti şu cümlesiydi:
“Anlaşılan medya gündemindeki sert polemikler halkın gerçek gündemini yansıtmıyor ve hükümetin algısını değiştirmiyor.”
Yazıdaki “hükümet algısına” yorulan başlıklar üzerine de konuşulabilir kuşkusuz. Ama benim gözüme batan, Doğan’ın bu anketten yola çıkarak ulaştığı “operasyonlara tam destek” savının alt metnindeki “açık çek” oldu.
Zira, mesela bir garip toplumsal uzlaşı adına, Ergenekon ve Balyoz sanıkları için yapılması planlanan CMK 250’deki “operasyona” dair ciddi kaygılar işitiyorum.
Bu yüzden, gerek Doğan’a gerekse anketin “sunulduklarına” katkı olur diye “operasyonlara” dair gözlemlediğim başka bir algıdan ve “sahiplerinden” bahsetmek istiyorum.
Öncelikle, AK Parti evreni iki eksen olarak algılanıyor.
Biri, Ergenekon ve Balyoz davaları gibi demokratikleşme davalarında sergilediği kararlılığın yanı sıra 19 Mayıs törenleri vs. düzenlemelerle darbe rejimiyle muhasebeye girişen politik yönü; siyasi reformculuğu.
Diğeriyse mirasından önemli ölçüde yararlandığı, partinin gündelik yaşam pratikleri açısından muhafazakârlığı; ahlakı.
Elbette, tıpkı Marksist terminolojideki “altyapı- üstyapı” tartışmaları gibi, bunları keskin sınırlarla birbirinden ayırmak çok da mümkün değil. Birbirlerine etkiyorlar.
Ancak ikisi arasındaki korelâsyonu abartırsanız da afallayıp kalmanız işten bile değil. Bu sefer de AK Parti’yi DP ya da ANAP’tan ayıran niteliğinin yanı sıra demokratikleşme sürecinin üzerindeki küresel etkiyi, konjonktürü anlamanız zorlaşıyor.
Dahası ortodoks solun ve Cumhuriyet’in elitlerinin AK Parti’yi tanımlarken düştükleri indirgemecilik kapanına yakalanmanız da an meselesi.
Bu iki eksenli partinin destekçilerini de genel olarak iki kesim halinde ele almak mümkün.
AK Parti’nin seçmen sosyolojisinin çoğunlukla bu iki ekseni de kabul edenlerden oluştuğu açık. Ama onlar daha ziyade dindar yaşam tarzlarının bekası için partinin siyaseten reformculuğunu destekliyorlar.
Diğer grupta ise, AK Parti’ye verdikleri “fikrî” desteğin ve oyun, partinin gündelik yaşam pratikleriyle kendisini açık eden muhafazakâr yönüyle alakası olmayan genişçe bir kesim var.
AK Parti’nin kemik tabanından ayrılan bu insanlar arasında huzur ve azıcık refah isteyen, siyasetle alakası bile olmayan (benim annem onlardan) insanlar çoğunlukta. Seküler cemaatlerinin cenderesinden sıyrılmış solcu Türkler ve Kürtler, liberaller, demokratlar, vs. de bu cephede tabii ki.
Ancak, Başbakan Erdoğan ve hükümetin bazı kurmayları, 12 Eylül referandumunun ardından “çıkar, AK Parti ‘müptelası’ olamayanların oyunu yüzde 58’den, kalır mı sana...” şeklindeki bakkal hesaplarından etkilendiler.
Reform sürecinin meşruiyetine katkıları, kelle sayılarının katbekat üstündeki olan bu kesimlere, söylemlerine ve taleplerine yangında il feda edilecek dolap muamelesi yaptılar. Bu özgüvenle de milliyetçi söylemin dozunu arttırıp, demokratikleşme ve reform sürecinin vitesini hissedilir derecede küçülttüler.
Şimdi de “daha eşit” birtakım darbe davası sanıklarına “güzellik” peşindeler. CMK’yı falan düzenlendikleri konuşuluyor.
Doğru, bence de uzun tutukluluklar kanayan yara.
Cezaevlerindeki onbinlerce nüfussuzu, gazeteci, akademisyen, ve asker olmayan kimsesizi kapsayan bir iyileştirme her zaman talebimiz.
Ama sözkonusu düzenlemenin asıl muhatabı yine onlar değil ki.
Ayrıca, vesayetin, halen askerî ve sivil bürokrasideki konumlarını koruyan unsurlarıyla, “rövanş için gün saydığı” bir ortamda, muktedir olduk sanrısıyla ya da dereyi görmeden başkanlık için paçayı sıvama planlarıyla soyundukları ittifaklara karnımız tok.
Neyle hesaplaştık, kiminle yüzleştik, ne zaman özeleştiri verildi? O halde bu neyin “barışı?”
Peki ya, “es”e hemen “pes” diyenler, demokratları, kürtaj vs. üzerinden AK Parti’nin takdir edilesi politik reformlarını değersizleştirmeye çalışan “yeminli düşmanlarıyla” bir kefeye koymaları neyin nesi?
Üstelik yalnızca bizi değil tabanlarındaki pek çok demokrat dindarı da.
Hata yapıyorlar.
Demokratların desteği AK Parti’nin dönüşüm sürecindeki politikaları olduğu için şimdi de dertleri bu perspektiften geri adım anlamına gelen hamleleri. Suni gündemler umurlarında değil.
Kürtaj vs. karşıtlarına kızıp, reform battaniyesini tutuşturmaya heves edenlere, “Tezgâha ne koysak gider nasılsa” diyenlere, geleceği çıkarsadıkları “düne” ve mantıklarına bir daha dönüp bakmalarını öneririm.
Tıpkı toplum mühendisi “kurucu rasyonalistlerin” içine düştüğü “historisizm” batağı gibi, geçmişte kendilerine verilen reform desteğini, geri dönülemez bir “toplumsal sözleşme” gibi okumayı bırakmalılar.
Evet, ne dönülmez akşamın ufkundayız ne de parmağımızda katolik nikâhımızın nişanı alyans var. Ama henüz yarı yoldayken, reform sürecinin ardından “bâki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş” demek de istemiyoruz.
Çünkü demokrasinin bu ülkede bir daha geri döndürülemez şekilde kurumsallaşması için “dost kalmayı” öğrenmemiz şart.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019