Mücahit BİLİCİ
Çok ilginç bir zamandayız. Türkiye’de sessizce bir sanayi devrimi yaşandı. Bunu en çok görmesi beklenen solcular bunu görmedi veya görmüyor. Hele Kemalistlerin hiçbir şeyden haberleri yok. Liberaller bile demokrasisizlikten gelen bir küskünlükle etraftan çekilmişler. Milliyetçilerin hamaseti ise olan biteni görmeye onlar açısından ihtiyaç bırakmıyor olabilir. İçlerinde öfke, hased ve nefreti kabartmayı seven etnik milliyetçi, mezhepsel veya siyasi partisel çeşitli muhalefetler de bu gelişmeyi ıskaladılar.
Bunun üstüne AKP’nin hırsızlık pratikleri, siyasi manevra ve otoriterlik zaruretleri ve etik yamuklukları bu tarihsel momentin görülmesini daha da zorlaştırarak perdeliyor. Halbuki yaşanan şey bir devrimdir. AKP ile başlayan popüler halk devrimi kendi yerli sanayi devrimini gerçekleştirdi. Türkiye modernleşti. (Evet modernleşmek tam da böyle tatsız birşey). Kemalistlerin ancak adını ve hayalini kurabildikleri modernleşmeyi ‘çomar’ları da eksik olmayan dindar Türkiye halkı yaptı. Gelin görün ki kimse bunu ilgili aktörlere yakıştıramıyor.
Yüzeysel ve kendi yerine yabancılaşmış tüm ideolojik pozisyonlar bu başarıyı görmemekte ısrar ediyorlar. Özellikle Batıya bakıp öykünmecilik oynayanların düştüğü ofsayt hali epik sayılır. Aşağıladığın insanlar senin hayalini kurduğun modernliği ve ileriliği sana rağmen başarıyorlar. Ve sana kalan şey sadece bundan nefret etmek, yapılanı aşağılamak.
Türkiye’nin askeri-endüstriyel kompleksi başta Kürtler ve Türkler olmak üzere bütün Müslümanlar için dünya-tarihsel önemde bir başarı hikayesidir. İç siyasetin mide bulantılarıyla bu konuya bakanların göremeyeceği kadar önemli bir gelişmedir Türkiye’nin kendi ayakları üstünde duran ve iftihar edilecek bir savunma sanayii inşa edebilmiş olması.
Yıllarca muhafazakar-dindar hamasete sıfır tolerans göstermiş biri olarak şunu diyebilirim: Bu başarıyı görmemek için ancak ideolojik sebeplerle oluşmuş bir analitik körlük içinde olmak gerekir. Bu cehalet AKP’ye veya Türkiye’ye adavet ile kendini kör etmiş siyasi ve milliyetçi akımlarda eşit şekilde görülüyor.
Türkiye düşmanlığıyla bilinen güya medeni Avrupa devletlerinde sırasıyla dostluk veya düşmanlık üzerinden medet arayıp dilenciliği kendilerine yakıştıranlar kendi kendilerine yaptıkları propagandanın kurbanları olarak körleşiyorlar. Menfaati için her tür ilkesini satan Batılılar bile bunu teslim ederken marazi bir muhalefetin bunu görmemekte ısrar etmesi şaşırtıcı.
Bugün insanlığa ve onuruyla yaşamaya çalışan Müslüman toplumlara savaş açan üstünlükçü ırkçı ideolojiler karşısında Müslümanların izzetini koruyabilecek en önemli ve tarihsel olarak en sorumlu ülke Türkiye’dir. Bugün dünyada Türkiye, özellikle de Türk-Kürt ittifakıyla ayağa kalkacak bir Türkiye tüm Müslümanların ve mazlum milletlerin ümidi olmaya adaydır. İbrahim Traore Afrika’da ne ise İslam dünyasında Türkiye odur.
Türkiye’nin savunma sanayisini korumak ülkenin birinci önceliği olmalıdır. Demokratik ülkeler bile yeri geldiğinde bu temel ihtiyaca göre şekillenmek durumundadır. Burkina Faso’da demokrasi olsa ne iyi olur demek insanın ne kadar dünyadan habersiz olduğunu gösteriyorsa, Türkiye’de herşeyi iç siyasetle veya AKP ile açıklamak da o kadar bir dünyadan habersizliktir.
Türkiye’yi sevip de İran’ın veya Pakistan’ın veya Mısır’ın kötülüğünü isteyen hiç kimse Müslümanların iyiliğini istiyor olamaz. İnsanlık bugün ırkçı iedolojilerin saldırısı altındadır. Müslümanların iç sorun ve kavgalarının hiçbiri sömürgeci ve üstünlükçü Batılı işgalcilerin yaptıkları kötülük ve baştan çıkarma şirinliklerini meşrulaştıramaz.
Hıristiyanlık bile işgal altındayken insanlığın kurtuluşu ancak bütün insanlığın eşitlik ve kardeşliğine inanan Müslümanların dünya ölçeğinde güçlü ve bağımsız olmasıyla mümkün. Bunun dinle ilgisi az, ırkçı-üstünlükçü ideolojilerle mücadele ile ilgisi daha fazladır.
İslam-içi tartışmalarda boğulanlar bunu görmese de asıl konu budur. Aynı şekilde şu an bir hamaset seli gibi sarhoşluk veren çocukça bir Kürt milliyetçiliğine aklını kaptırıp nefretle dolanlar bunu anlamasa da asıl konu yine budur.
PKK’nın bir örgüt olarak yolun sonuna geldiğini kabul ederek kendini feshetmesi hem Türklerin ve Kürtlerin istikbali için çok önemli bir dönüm noktasıdır hem de tüm Müslümanların ve insanlığın geleceği için tarihi önemde bir gelişmedir. Olaylar AKP’den büyük olduğu gibi, Türkiye de Türklerden büyüktür.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025