Mücahit BİLİCİ
Siyaset ile demokrasi arasında bir gerilim olabilir mi? Demokrasisiz bir siyaset belki mümkün ama siyasetsiz demokrasi mümkün değil. Yine de siyaset ile demokrasi arasındaki münasebetin sağlıklı bir zemini olmalı. Bir farka dikkat çekmek için kavramları burada biraz kayıtlı kullanacağım. Demokrasimeşru siyasetin sükûnet bulup oturmuş hâli olsun. Siyaset ise demokrasiye nefes aldıran, hayatiyet getiren, onu yenileyen bir kavga. Evet, siyaset bir savaş, bir boğuşma hâlidir. Demokrasi kurucu bir siyasetle inşa edilmiş, soğuyup katılaşmış bir asgari müşterekler zeminini ifade ediyor. Bu hâliyle hukuk ya da hukukun kurumsallaşması olarak da tarif edebiliriz. Demokrasi bir şehre benzer: Özel alan denen korunaklı hanelere çekilip, gündüz kamusal alan denen yüzleşme, tartışma meydanına çıkılan bir şehir. Bu şehirdeki meydan, boğuşmanın kontrollü faaliyet zeminidir. Yani meydan siyasettir. Meydanı da kapsayan ve istirahat ve sükûnet gözeneklerini de içeren daha geniş şehir ise demokrasi. Meydanda devam etmekte olan bir “savaş”ın bütün şehre yayılmasına (garip gelse de) demokrasinin siyaset tarafından istilası diyelim. Bu, her şeyin birden inşaat moduna girmesi, şehirdeki her şeyi yenileme imkânı ve mutlak uyanıklık anlamına gelir. Ama riskli bir hâldir.
Eğer bütün bir demokrasi siyasetin (kavganın) alanı hâline gelmişse, o zaman hakların gölgesindeistirahat etme imkânı daralır. Siyasetin doğasından neşet eden taraftarlık ve çatışmademokratik icmanın herkese açtığı sükûnet gözeneklerini taciz ile zorlar. Hukukun güvenceye alıp soğuttuğu her gözenek sıcak siyasetin plebisiter buldozeriyle eritilerek şehir ahalisi perdesiz bırakılır. Böylece ahali meydana toplanır. Bu bir nevi kentsel dönüşüm projesinde gözenek perdeleri kalkıncaher yer meydan olur. Çünkü şehirde meydan şehrin kendisi kadar genişlemiştir. Ahali burada zımni bir sorgulamaya tabi tutulur ve siyasetin tarafgirlik baskısına maruz kalır. Bu politik çıplaklık vekorunmasızlık hâli esasen devrimlerde olur.
Türkiye’de son dönemde bir devrim yaşandı ve bu devrim hâlen devam ediyor. Eski rejimin bitişikabul görürken yeni bir rejimin başlamaması gerçeği ise yeterince fark edilmiyor. Esasen Türkiye bugün bir karizmatik araftadır. Bugünkü tıkanmanın arkasında AK Parti ile başlayan devrimi bitirmeme ısrarı yatıyor.
Devrim tamamlanmadığı yani devrimin bitmemesinde ısrar edildiği için teyakkuz ve korku hâlisürüyor. Sürekli teyakkuz ile bitap düşse de ahalinin gaflete düşme ihtimali sıfırlanmış oluyor. Bu kadarçok yakaza bünyeye zarardır. Her meydanın kendisini çevreleyen evlere, her siyasetin kendisini kontrol altında tutacak bir demokratik sükûnet çerçevesine ihtiyacı vardır. Yed-i kudretinde oksijen verdiği demokratik beklentiye kabuk bağlatmayan istilacı bir siyaset, sükûn ve çözüme dair ümitleri hep arafta bırakır. Korku ve ümit ortası böylesi bir açık kalp ameliyatı, taraftarları ümit ile uhdesinde tutarken, karşı taraftakileri korkuya mahkûm eder. Karizma siyasetinin içeriyi sürekli yüksek ateşte tutan hararet stratejisi dışarıdan gelen (komplo dâhil) tehdit ile birleşince ortaya çıkan tablo: on yıllık bir devrimden sonra eskiye nispetle herşey çok iyi ve yeni ama sanki yeniye nispetle hiçbir şey tam değil, oturmamış. Herşey lider ipliğine bağlı. PKK ‘durdurulmuş’ ama elde Öcalan olduğu için (Kürtlerin hukuku iade edildiği için değil). Darbe yok veya başörtüsü serbest ama bunlar anayasal güvence altında olduğu için değil, siyasi önderliğin dirayetinden. Herşey çok sıcak, çok duygusal, çok tarafgirane ve değişken.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025