Mücahit BİLİCİ
Bilgisi veya yaşı ne olursa olsun, Türk kardeşlerince saygı gören ama Kürtlüğü aleniyet kazanmamış bir Kürt, resmî anlayışın dışında Kürtlüğünü vurguladığı ve saklı kimliğini aşikâr kıldığı an bir metamorfoza uğruyor. Bir böcek kadar erimese de bir çocuk kadar ufalıyor. Muhataplarının gözünde “bir çocuk” hâline geliyor. Muhataplar hemen bu çocuğa yol göstermeye başlar.
Aslında durum nezaketin izin vermeyeceği kadar vahimdir: Kürt olduğu için o insan, hayvaniyete düşmüştür. Hayvanın insan versiyonu ise çocuktur. Çocuk muamelesi görmeye başlaması,Kürtlüğünün kaçınılmazlaşması ile başlar. Ona öğüt verilir. Dış öcülere yem olacağı iddiası ilekorkutulur.
Çocuğa şaka olan “öcü” hikâyeleri Kürt için büyük bir ciddiyet kazanır. Kürt yetişkin olarakinsaniyetini ancak bunları ciddiye almamak ile muhafaza edebilir. Öcü hikâyesine inanmamak, şakayı ise ciddiye almamak akıl baliğ olmanın gereğidir. “Ben ırkçı değilim” demek zorunda bırakılan Kürt, yediği golden sonra topu kaleden çıkartmaya çalışıp daha maçın başlamadığını sanan şaşkın kaleci gibidir, baştan yeniktir.
Bir Kürt, Türk olmaktan çıkıp bir Kürt olduğu an, hem eşitlikten hem de reşitlikten düşüyor. Dindarlık, ilim gibi sebeplerle bir Kürt’e gösterilmiş olan o saygı birden kendisini ofsaytta buluyor. O saygı, fazladan israf edilmiş bir ihtiram olarak mahcup düşüyor. Bir çocuğa “sevgi ve baş okşama” yerine yanlışlıkla “saygı” göstermenin yolaçtığı duygu karmaşası ve bilinç mahcubiyetidir geri çekilmeyi gerektiren. “Senin gibi şöyle şöyle biri nasıl böyle böyle ‘Kürt’olur” der geri çekilen. Bu formülasyonda, “Kürt” yerine ırkçı, bölücü gibi hakaret ve günah ifadeleri yeralır.
İstenen artık çocuk hâline gelmiş olan Kürd’ün hata yaptığını söyleyip kendisini kurşunkelam silgisiile silmesidir. Çünkü muhatabın geri çekilebilmesi için Kürd’ün saygın insan olması ile en fazla bir çocuk olabilen bir varlık olarak Kürt olması arasındaki gerilimin medenice giderilmesi gerekir. Kürd’ün çıkıntılığı, Türk’ün bu yakıştıramamacılık iltifatı ile söndürülür.
Bu hamleyle Kürt bundan sonra hep mücadele edeceği bir stigmanın altına ve “ırkçı değilim, Kürtçü değilim” hapishanesinin içine düşer. Türk’ün cehaleti ona cesaret kaynağı olarak mütehakkimane bir tekebbür zemini verirken, zavallı Kürt kendisinin ırkçı olmadığını, insan olduğunu ispat vehminin pençesine düşmüştür. Bu iyiniyetli ispat-ı nezafet mecburiyetini hisseden Kürt artık esir bir Kürt’tür. Özür dileyerek Kürt olabilen bir insan, insan olarak kalabilmek için Kürt olmaktan çıkmak zorundadır.
Bu yüzden kaçacağı yer çatıdır: orada evrenselliğin içine sığınır. “Hepimiz insanız” ve/ya “Müslüman’ız” demek suretiyle, Kürt olmanın yükünden ve muhatabın aşağılamasından kendini kurtarır. Korkutulmuş Kürt çatıdan inmekten çok korkar. İnenleri ihanetle, diyanette zaaf ile suçlar. Bazı Kürtlerin bu patolojik “insan”lık ve “Müslüman”lığının hem insaniyete hem de İslamiyet’e bir faydası yoktur. Onu orada tutan bodruma düşürülme korkusudur. Kürtlerin çatıdan inip, kamusal salonda yüzleştikten sonra çatıya çıkmaları herkes için daha sağlıklı olacaktır.
Yüzyıldır çocuk tutulan bu adamın artık serbest bırakılması gerekiyor. Bunu kendini ebeveyn sananlardan beklemek çocukluk olur. Çocuk sanılan büyük, çocuk olmadığını, onların yanlışına meşru dairede hayır diyerek ispatlamalı. Zaten bu yaştaki birine ebeveynlik yapmalarının tek zemini, onu çocuk kılan cehaletidir. Cehalet kalkınca bu mecazi ebeveynlik de geçersiz olur. Koskoca adamların bodruma düşmemek için çocuk gibi çatıya saklanmasına artık gerek yoktur.Keremkin, evin salonunda Kürt olun. Ta ki sizi çocuk sayan muhataplarınız büyüsün!
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025