Serdar KAYA
Emevilerin Basra’ya hâkim oldukları dönemde, şehrin valisi Ziyad bin Ebihi, Haricilerekarşı gayet acımasız bir tavır sergiler. Ziyad, 673 yılında ölür. 675 yılında, bu sefer oğlu Ubeydullah bin Ziyad Basra Valiliğine getirilir. Ubeydullah, babasından da acımasızdır. Harici isyanlarına bir son verebilme adına son derece sert yöntemlere başvurur. Basra Haricileri, bir noktadan sonra çözümü Emevi zulmünden kaçmakta bulurlar. Mekke’ye, Abdullah bin Zübeyr’in yanına giderler ve 683 yılındaki Birinci Mekke Kuşatması’nda onunla birlikte Emevi ordusuna karşı Mekke’yi savunurlar. Ancak sene sonuna doğru kuşatma sona erdiğinde, bir süredir yardımcı oldukları Abdullah bin Zübeyr’in kanaatlerini daha yakından öğrenme ihtiyacı hissederler ve ona (babası) Zübeyr bin Avvam, Hz. Osman, Hz. Ali ve Talha bin Ubeydullah gibi ihtilafların merkezinde olagelmiş kişiler hakkındaki görüşlerini sorarlar. Abdullah bin Zübeyr, bu kişilerin hepsi hakkında olumlu görüş bildirir. Bunun üzerine, Hariciler onunla birlikte hareket etmeyi bırakır ve Mekke’yi terk ederek Basra’ya geri dönerler.
Basra halen Emevilerin kontrolündedir. Ancak, Hariciler, oraya gelmeleriyle birlikte şehri kontrolleri altına alır ve Emevilerin şehirdeki valisini öldürürler. [1] Bu olayından ardından, Hariciler ile Abdullah bin Zübeyr’e bağlı kuvvetler arasında bir dizi çatışma gerçekleşir ve şehir iki taraf arasında iki kez el değiştirir. Son olarak, Abdullah bin Zübeyr, Basra üzerine yeni bir ordu gönderince, Hariciler kendi içlerinde ihtilafa düşer ve bölünürler. [2] İçlerinden bir grup, bu yeni ordu ile savaşmak istemez ve Basra’da kalır. Diğerleri ise, 684 yılının Mayıs ayında (Basra’nın takriben 150 kilometre kuzeydoğusundaki) Ahvaz’a gider.
Ezrakiler
Ahvaz’a giden Hariciler, liderleri Nafi’ bin Ezrak’tan ötürü, Ezrakiler (ya da Ezrakiyye, ya da Ezarike) olarak anılagelirler. [3] Ezrakiler, Basralılarla olan mücadelelerinden galip çıkarlar. [4] Ardından da, Fars bölgesinin önemli bir kısmını kontrolleri altına alırlar. [5] Ancak, Abdullah bin Zübeyr, onların üzerine bu sefer de (önemli bir komutan olan) Horasan Valisi Mühelleb bin Ebi Sufre‘yi sürer. Basralıların aksine, Mühelleb başarılı olur. Ezrakiler Ahvaz’dan doğuya doğru çekilirler. [6]
Ömer bin Ubeydullah karşısındaki aldıkları bir diğer yenilgiyle, Fars’ın doğu ucu olan Kirman’a kadar çekilen Ezrakiler, burada toparlandıktan sonra 687 yılında yeniden batıya doğru ilerlemeye başlarlar. [7] Ahvaz’a kadar geldikten sonra, yönlerini kuzeybatıya çevirir ve (Bağdat yakınlarındaki) Medain’e varırlar. [8] Medain’de, kadın çocuk demeden öldürebildikleri herkesi öldürürler. Oradan İsfahan’a yönelir ve aylar boyunca yollarının geçtiği bütün bölgeleri bu şekilde terörize ederler. (Ezrakiler, kendilerinden olmayan herkesi yaş ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın öldürme taraftarıdır. Bu düşünceleri, diğer Harici gruplardan ayrılma nedenlerinden biridir.)
Bu noktadan sonra, Ezrakiler için geri çekilme dönemi başlar. İlk olarak, İsfahan’da, Attab bin Verka komutasındaki bir ordu karşısında bozguna uğrarlar ve Ahvaz’a çekilirler. [9] Mus’ab bin Zübeyr, Haricilerin bir sonraki hedefinin Basra olmasını istemez. Bu nedenle de, (artık Cezire Valisi olan) Mühelleb’den yeniden Haricilerle savaşmasını ister. [10] Bunun üzerine Basra’ya gelen Mühelleb, orada bir ordu hazırlar ve 691 yılının başlarında Haricilerin üzerine yürür. İki taraf arasında sekiz ay boyunca çatışmalar yaşanır. Ama herhangi bir net sonuç elde edilmez.
Bu çatışmalar yaşanırken, Emeviler, Suriye’den Irak üzerine yürürler. Ekim ayında gerçekleşen savaşta Mus’ab bin Zübeyr hayatını kaybeder. Irak, yaklaşık sekiz yıl aradan sonra yeniden Emevilerin hâkimiyeti altına girer ve Ezrakiler, yeniden Emevilerle karşı karşıya kalırlar. İlk dönemdeki Emevi saldırılarını başarıyla bertaraf ederler. [11] Ancak daha sonra, kendi içlerindeki Arap ve mevali arasında ihtilaflar doğar ve ikiye ayrılırlar. Emeviler, her iki grubu da 698 yılında ortadan kaldırırlar.
Necdiler
Necdiler, doğuya hicret etmeyi kabul etmeyerek Basra’da kalmak suretiyle diğerlerinden ayrılan Harici gruptur. Liderleri Necde bin Amir’den hareketle bu şekilde anılırlar. (Kendilerine Necedat ya da Necdiyye de denir.) [12] Ezrakilerin Fars bölgesine gitmelerinin ardından, Necdiler de güneye yönelir ve ilk olarak Arap Yarımadası’nın ortalarındaki Yemame’de toplanırlar. Sonrasında, birbiri ardına gelen zaferlerle Bahreyn, Yemen ve Taif de dahil olmak üzere, Arabistan Yarımadası’nın büyük bir kısmını kontrolleri altına alırlar.
691 yılında yaşanan bir ihtilaf neticesinde, Necde’yi öldüren yardımcısı Ebu Füdeyk, hareketin yeni lideri olur. Ardından, Emevilerin Basra Valisi Halid bin Abdullah, kardeşi Ümeyye bin Abdullah komutasındaki bir orduyu Ebu Füdeyk üzerine gönderir. Ancak, Ebu Füdeyk onu yener ve hatta cariyelerinden birini ele geçirir ve kendisine alır. [13] Necdiler, Abdülmelik döneminin müteakip yıllarında ortadan kaldırılırlar.
Haricilerin sonu
Ezrakiyye ve Necdiyye, İkinci Fitne Dönemi’nde (680-692) Haricilerin en etkili olan iki koludur. Üçüncü olarak da, Yukarı Mezopotamya bölgesinde kısa süreli bir hâkimiyet kuran, ancak Haccac tarafından ortadan kaldırılan Sufriyye kolundan söz edilebilir.
Harici grupların gücü Abdülmelik bin Mervan döneminde büyük ölçüde kırılır. Müteakip dönemlerde ciddi bir Harici hâkimiyetine ya da (bir iki istisna haricinde) büyük bir isyana rastlanmaz. Haricilerden günümüze dek sadece (daha uzlaşmacı olan) İbadiyye ve Sufriyye ekolleri gelebilmiştir. Ancak Sufrilerin sayısı çok azdır.
––––––
[SONRAKİ YAZI: Abdülmelik'in Irak'ı Fethi]
––––––
[1] Öldürülen vali, Mesud bin Amr’dır. Mesud bin Amr, bir kısmı Umman’dan Irak’a göç etmiş olan Arap bir kabile olan Azdların lideridir. Ubeydullah bin Ziyad, Basra’yı bırakıp kaçmadan önce, yerine yardımcısı Mesud bin Amr’ı bırakmıştır. Mesud’u öldüren bir Harici de olsa, Azdlar, bu suikastı Temim kabilesinin organize etmiş olmasından şüphelenirler. İki kabile arasında çatışmalar çıkar, çok sayıda insan ölür.
[2] Bu ordunun komutasına Müslim bin Ubeys atanır.
[3] Nafi’ bin Ezrak eskiden beri Haricilerin lideridir. Bu nedenle, bu isimlendirme, ancak Basra’dak bölünmeden sonra bir mana ifade eder.
[4] 685 yılında Müslim bin Ubeys’in bu kez de Basra’dan Ahvaz üzerine yürümesinin ardından gerçekleşen savaşta, Haricilerin lideri Nafi’ bin Ezrak ölür. Yerine, Ubeydullah bin Mahuz geçer.
[5] Fars bölgesi bugünkü İran’a değil, İran’ın Ahvaz, İsfahan ve Kirman şehirleri ile Basra körfezi arasında kalan güney kısmına karşılık gelir.
[6] Ezrakilerin ikinci lideri Ubeydullah bin Mahuz bu aşamada hayatını kaybeder ve yerine Züheyr bin Mahuz geçer.
[7] Basra’nın takriben bir buçuk sene Muhtar bin Ebi Ubeyd’in yönetiminde kalması ve sonra yeniden Abdullah bin Zübeyr’e bağlanması bu dönemde olur.
[8] Basra Valisi Mus’ab bin Zübeyr, şehri Ezrakilerden koruma amacıyla, Ömer bin Ubeydullah’ı Basra ile Ezrakiler arasında tampon vaziyette konumlandırılmıştır. Ancak, Ezrakiler onu atlatarak Basra’ya yaklaşmayı başarırlar. Bunu haber alan Mus’ab, şehri koruma adına derhal ordusunu Basra’dan harekete geçirir. Atlatıldığını anlayan (ve kendisini bununla görevlendiren Mus’ab’ın tepkisinden korkan) Ömer bin Ubeydullah ise, birliğini toplar ve Ezrakilerin arkalarından yetişmeye çalışır. Arkalarından Ömer’in önlerinden de Mus’ab’ın onlara doğru gelmekte olduğunu haber alan Hariciler, bu şartlar altında savaşmalarının riskli olduğunu görünce, Ahvaz yakınlarında iken rotalarını değiştirerek Medain’e yönelirler.
[9] Bu savaşta, Haricilerin lideri Züheyr bin Mahuz da hayatını kaybeder. Grubun yeni lideri, Katari bin Fücae olur.
[10] Cezire eyaleti, Urfa, Mardin ve Musul şehirlerinin de bulunduğu Yukarı Mezopotamya bölgesini içerir.
[11] Ezrakilere yönelik bu ilk saldırılar, Abdülmelik bin Mervan’ın Basra Valisi Halid bin Abdullah tarafından yönetilir. Halid, Ezrakiler üzerine, ilk önce, kardeşi Abdülaziz bin Abdullah komutasındaki bir ordu gönderir. Ancak, Abdülaziz yenilgiye uğrar ve kaçar. Karısı ise, Ezrakilerin eline geçmiştir. Ezrakiler onu açık artırma satmaya karar verirler. Ancak, kadının Ezrakiler arasında bulunan yakınlarından biri, onun bu halinin kendileri için utanç konusu olmasını istemez ve kadını öldürür. Vali Halid, bu yenilgi sonrasında, (Abdülmelik bin Mervan’ın tavsiyesi doğrultusunda) yeni orduya (artık Emevilere biat etmiş olan) Mühelleb’i komutan atar. Mühelleb, Ahvaz yakınlarında gerçekleşen savaşta, Ezrakileri yenilgiye uğratır.
[12] Hicret konusu, Ezrakiler ile Necdiler arasındaki itikadi ayrılığın da temelini oluşturur. Ezrakiler, hicret etmemeyi küfür sebebi saymışlardır.
[13] Bu şekilde, Halid bin Abdullah’ın komutan atadığı bir kardeşinin karısını Ezrakiler, diğer kardeşinin cariyesini ise, Necdiler ele geçirmiş olur.
–––––-
Yazı arşivi: İslam’ın İlk Asrı konulu diğer yazılar
Yazarlar
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli tavır mı koydu? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt çözümüne neden olumlu bakmalı? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRSavcı ‘İngiliz casusu’ olmakla suçluyor! Yöneticisi olduğu şirkete siber güvenlik ihalesi verildi 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî casusluk suçu 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-1 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014