Sezin ÖNEY
İlginç bir şekilde, Türkiye’nin en yakıcı toplumsal sorunu Kürt Meselesi’nin çözümünde İspanya’yı hep “olumlu” bir örnek olarak görüyoruz.
İspanya, yakın zamana kadar, Avrupa’nın en çekici, parlak ülkelerinden biri olduğundan olsa gerek. Bir tür “yerel/ iç oryantalizm” ile, İspanya’ya bir “medeniyet bahçesi” gibi bakılması sözkonusu belki de.
Son olarak, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in, “milyonluk bir yürüyüş ile terörizme karşı çıkma” fikri de, İspanya’yı örnek gösterdi.
Boyner, bence, kendi konumunda son derece başarılı; ancak, “milyonların sessiz bir yürüyüşle şiddeti protesto etmesi” fikri, o kadar farklı kesimler tarafından dile getirildi ki son yıllarda, bahsettiği yürüyüş meselesi başlı başına sembolik bir anlam kazandı.
2007’de o dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “teröre karşı kitlesel refleks çağırısında” bulunmuştu. Ardından da, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin de aralarında bulunduğu 100’den fazla sivil toplum örgütü”, “teröre karşı sessiz yürüyüş” düzenlemişti.
Elbette, Boyner’in 2007’deki bu çağrıyla, “askerleşen siviller” başlığıyla hiçbir ilgisi yok; bugün, son derece samimi hislerle, “İspanyalaşma” talebinde bulunuyor. Yaptığı da, Kürt Sorunu ile ilgili“dokunan yanar” noktasına gelinen bir Türkiye sözkonusu olduğuna göre, önemli bir çıkış.
Birçok insanla beraber, benim de hissettiğim, çaresizlikle karışık “ümitsizliğe” karşı, “bir şeyler yapmalıyız” düşüncesini dile getiriyor olmalı Boyner.
Kürt Sorunu çözülmeden, “sivil bir Türkiye”den bahsedemeyeceğimiz dile getirildi durdu. Fakat, bir arpa boyu yol gidilmiyor.
700’den fazla insanın öldüğü bir yazı geride bıraktık. “Çözüm” olarak gene, “PKK ile mücadelede yeni strateji” diye, “mobilize birlikler” vesaire gibi bir sürü askeri tedbir sıralanıyor.
Buna karşılık, Başbakan Erdoğan’ın geçen haftaki konuşmasında, din dersleri uzun uzun yer bulurken, Kürtçe seçmeli ders konusu, bir tek cümle ile geçti gitti.
Bundan birkaç yazı önce, “Şehir devletlerin birleşerek günümüz İtalya’sını oluşturduğu, 19. yüzyıldaki Risorgimento döneminin Sicilya’sında geçen Il Gattopardo (Leopar) romanında geçen bir cümle vardır; ‘Her şeyin aynı kalmasını istiyorsak, her şeyi biraz değiştirmeliyiz’... Türkiye’nin son 10 yılının siyasi özeti de bu” demiştim. Kürtçe seçmeli ders “uygulamasının” da kısa açıklaması bu.
Kitap yok, öğretmen yok; dersin adı var kendi yok.
İspanya’da bizde olmayan bir şeyin olduğunu düşünüyoruz; “bir milyonun terörü protesto için yürümesi” sözleri de, birbirine taban tabana zıt görüşteki kesimlerce, bu eksik parçayı tamamlama arzusunu ortaya koyuyor.
KCK iddianamelerinde, “ETA’nın İspanya’da sivil desteğinin kesilmesi” örnek gösteriliyor.
BDP’nin kendisi, Bask örneğine sık sık atıfta bulunuyor.
Hepimizin tek ortak paydası, İspanya’da konuya atıfta bulunan bizleri cezbeden bir şey bulmamız.
İspanya, Avrupa.
İspanya, demokratik.
İspanya, “terörle mücadelede” kararlı.
İspanya, çözüyor. Türkiye, bakıyor.
Türkiye’de bir yaz mevsiminde, Bask Sorunu tarihi boyunca, yarım yüzyılda ölen insan sayısı kadar can yitip gidiyor.
Aslında, İspanya örneğinin gerçekte ne olduğu değil, bizlere ne ifade ettiği önemli.
O “eksik” bulduğumuz şeyi tamamlaması, “İspanya”nın manası.
“İspanya” sembolü de, aslında “demokrasiye tam teşebbüs” ümidi.
Gerçekte, İspanya’nın kendisine bakılınca, iç savaşın yaralarını hâlâ taşıyan, birçok açıdan hâlâ fena hâlde kutuplaşmış bir ülke sözkonusu. ETA da, eğer, “kalıcı ve güvenilir” bir ateşkese yöneldiyse, bunu Bask halkı başardı. İspanya değil.
Tabii ki, Türkiye’de “Kürtlere, şiddeti kınamaları gerektiği” şeklinde yapılan, “Kürt eşittir şiddete yatkın” arka plan çıkarsamasına dayanan son derece ayrımcı ahkâm kesmelerin bu bahsettiğimle alakası yok.
Bask halkı, çok farklı görüşleri ve yaklaşımlarıyla, dilediği gibi “milliyetçiliğini”, “ulusal gururunu” yaşıyor; ETA, bu açıdan istenmeyen bir yapıya dönüştü.
Türkiye’de ise, devlet için de, toplumdaki birçok kesim için de, “Kürt kimliğini açıkça ortaya koymak” başlı başına “örgüt propagandası” yapmak demek.
Arada değişim geçirip hep aynı kalan Terörle Mücadele Kanunu’nu da zaten bu “zihin dünyasını” meşrulaştırıyor.
Balyoz Davası’ndan çıkan karar, sivilleşmeye katkıda bulunacak mı?
Ses sisteminden sorumlu astsubay veya sekreter konumundaki biriyle, emir-komuta zincirinde en tepede yer alanların, aşağı yukarı aynı cezaları aldığı bir davadan, “sivilleşme devrimi” yaratmasını bekleyebilir miyiz?
Elbette ki hayır; çünkü, Anayasa başta, tüm yargı sistemi ve yasalarla, zaten hâlâ askerî vesayet döneminde belirlenmiş kurallara göre yaşıyor, siyasetin de bu kuralların biçimlendirdiği bir zihin dünyasının kıskacında hareket etmesine izin veriyoruz.
Afyon’daki cephanelik patlaması da faili meçhul kalıyor, Uludere de...
Birkaç hafta önce İzmir’de parkta oynarken bir kurşunun öldürdüğü Umut Ceylan da.
Birkaç yıl önce, Lice’de sırtından vurulan Ceylan Önkol da...
Demokrasiye tam teşebbüs edilmesi ümidiyle yaşasak da... Katlanabilmek için bu cehenneme, unutuyoruz.
İspanya, öyle bir afyon misali ütopya umutlar yiterken.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024