Sezin ÖNEY
Irak Savaşı’nın isimsiz kahramanlarımdan biri, benim doğum günümde ölmüş.
12 Temmuz 2007’de Reuters Haber Ajansı’nın fotoğrafçısı Namir Nur-Eldin, Bağdat’ın doğusundaki bir çatışmanın haberini yapmaya doğru yola çıktığında, meğer ölümüne gidiyormuş.
ABD Ordusu’na ait bir Apache helikopterleri, Nur-Eldin, şoförü Said Çımağ ve 10 kadar Irak vatandaşının üzerine, onları silahlı saldırganlar varsayarak, ateş açtı. Pentagon, ölümlerinin ABD Ordusu’nun ateşi sonucu gerçekleştiğini örtbas etmeye çalıştı.
Nur-Eldin, o gün o haberi yapamadı ancak ölümü, bugün WikiLeaks olarak bildiğimiz, belge sitesinin dünya çapında ün kazanmasına neden oldu.
Nur-Eldin’in ajansı Reuters, iki yıl boyunca, gerçekten ne olduğunu belgelemeye çalıştı. Ancak, Pentagon hep bilgi akışının önüne geçti.
WikiLeaks ise, Nur-Eldin ve diğer sivillerin nasıl öldürüldüğünü açıkça gözler önüne seren video görüntülerini ve Apache’ın pilotlarının, askerî üsle olan görüşmelerinin ses kayıtlarını yayınlayarak konuya son noktayı koydu.
5 Nisan 2010’da yayınlanan bu belgeleri sızdıran Bradley Manning’in “düşmanla işbirliği” yapma zannıyla yargılandığını, bu haziranda yapılacak duruşmada müebbet hapse mahkâm edilebileceğini de anımsatalım.
Basın Özgürlüğü Vakfı (Freedom of the Press Foundation), Bradley Manning’in askerî mahkemeye verdiği ifadenin bir bölümünü yayınladı. Manning, sivil gruba saldıran Apache müretebbatının “kana susamış” bir gözü karalıkla, vahşice hareket ettiğini söylüyordu.
Bugün, bundan 10 yıl önce başlayan, sekiz yıl sekiz ay süren Irak Savaşı hakkında ne biliyorsak, bunu Irak’ta yaşamlarını ortaya koyarak haber yapan gazetecilere borçluyuz.
Barışı cesaretli gazetecilere borçluyuz
Şunu hiç unutmayalım ki, bugün Türkiye’de barıştan bahsedebiliyorsak, bunun sebebi, daha hiçbir siyasetçi “Kürt” sözcüğünü dahi ağzına alamazken, Diyarbakır Cezaevi’nde olanları, 1990’larda“bölgede” yaşananları, kayıpları, faili meçhulleri, dışkı yedirmeleri, köy boşaltmaları, işkenceleri, ülke genelinde Kürtlere yönelik yaşanan hak ihlallerini araştıran, bizleri bütün bu “karartmalardan”haberdar eden gazetecilere borçluyuz.
Bazı meslektaşlarımızın bu çabaları yaşamlarına mal oldu.
Bazıları, ölümden döndü.
Bazıları, işten atıldı, süründürüldüler.
Şimdilerde, barışa yapıcı eleştiri getirmek bile “yasaklı”; bu “barışseverler”, bunca yıldır, onbinlerce insan ölür, milyonların yaşamı kararırken neredeydiler?
Yarın öbür gün, “barış modası” geçerse, nerede olacaklar?
Barışı en çok koruyacak, kollayacak olanlar, bu yolda emekleri çok olan gazeteciler.
Dolayısıyla, Hasan Cemal gibi denge sembolü bir yazarın, tam da, barışın bir furya olarak tüketilip de, hayal kırıklığının en beter dikenleriyle, cam gibi üzerimize patlayabileceği bu narin dönemde, yazmaktan mahrum bırakılması, en çok sürecin iki lideri Başbakan Erdoğan ve Abdullah Öcalan’ı endişelendirmeli.
Hasan Cemal, zaman içinde, hep kendini yenilemeyi bilen bir gazeteci oldu; yerinde oturup bilgi dağarcığının hazırından ortaya birşeyler serpiştirmedi.
2009’da, Cengiz Çandar ile beraber, o dönem CNNTürk’teki programları, “Tecrübe Konuşuyor”çerçevesinde yaptıkları röportajlar, aktardıkları izlenimlerin üzerine, hâlâ daha başarılı bir çalışma konmadı. O dönem, Diyarbakır’ın en ümit vadeden genç politikacılarından olan Fırat Anlı ile görüşmelerinde geçen, Anlı’nın sarfettiği, “Konuşulacak son kuşak biziz”, aradan geçen şu dört yıla damgasını vuran sözlerdendi.
Anlı, o sene sonu KCK soruşturması çerçevesinde tutuklandı, hapisten daha yeni çıktı.
Bugün de, Hasan Cemal’in, yazı yazamaması, aslında tüm gazetecilere verilen bir gözdağı; “o yazamıyorsa, siz hiç yazamazsınız...”
Cemal ve onun gibi işini gerektiği gibi yapan bir avuç gazeteci, sadece “Açılım” olarak andığımız son dönemeçte değil, yıllardır bizi bugüne hazırlıyor. Cemal’in kendisi, 2003’te basıma giren kitabıKürtler ile geniş kitlelerin “mesele” ile tanışmasını sağladı. Bundan çok daha önce, 1980’lerin sonu, 1990’larda, ulusal medyada, Cemal, Okay Gönensin, Celal Başlangıç, Ragıp Duran gibi gazeteciler, Kürt Sorunu başta, Türkiye’nin en yakıcı meselelerini çekinmeden gündeme getirdiler.
Özeleştiriye kaçımız cesaret edebiliyor?
Cemal’den, bireysel olarak hepimizin öğrenebileceği önemli bir şey, Cemal’in kendini eleştirmesi,“özeleştiri” gibi Türkiye’de pek de cesaret edilmeyen bir yaklaşımı benimsemesi.
Kalite eleştiri ve kaliteli muhalefete en çok ihtiyaç duyulduğu zamanda, Cemal ve yıllar boyu mesleklerini yapmaları maddi, manevi baskılarla engellenmiş birçok gazetecinin sayfalardan, ekranlardan eksikliği, barış sürecini zayıflatan en büyük etken aslında.
Bugün, “Newroz pîroz be” demek güzel de, bunu kitlelerin duyabilmesini, kitlelelerin söyleyebilmesini, gerçeklere gözümüzü açan bazı gazetecilere borçlu olduğumuzu biraz hatırlasak iyi olacak. Bir gün o gazetecilerin cesaret, dürüstlük ve ahlakına, hepimizin ihtiyacı olacak çünkü.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024