Sezin ÖNEY
Pravda; yani Rusça, “gerçek”...
Pravda, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin resmî yayın organı. Sovyetler Birliği’nin resmî yayın organı İzvestiya gazetesinin adı da, “Haberler” anlamına geldiğinden, “medyanın durumu” şöyle özetleniyordu: “v Pravde net izvestiy, v Izvestiyakh net pravdy”, yani “‘Gerçek’te, ‘Haberler’ yok, ‘Haberler’de de ‘Gerçek’ yok...”
Bir gazete, eğer her satırını, “parti politikasına” uygun biçimde basmak zorundaysa; o “sahici” bir “gazeteden” bahsedebilir miyiz?
Pravda’nın 1912’deki ilk sayısına, dijital arşivlerden ulaşıp göz gezdirdiğimde, ilk başyazısında, “Yalanlarla örülü bir ikiyüzlülük ağına karşı, gerçeklere olan talebe bir cevap olarak çıktığı” sözleriyle karşılaşıyorum.
Gazetenin ilk editörlerinden, Sovyetler’in en sert diktatörü Stalin, “Basın, partinin her saat başı ve her gün, kendi diliyle iletişim kurabileceği tek araçtır” diyordu.
Pravda, bu bakış açısı bakımından bir sembol- “partinin sesi” hâline gelen gazetelerin “kod adı”.
Pravda’yı kim okurdu?
Herkes ve hiç kimse...
Çünkü...
Sayfalarında, o gün “okunması gereken” ne varsa vardı.
“Ne okunmamalı..”; yani aslında ne okunmalıysa o yoktu...
Tüm resmî daireler, devletle ilintili her kim, ne kurum varsa, Pravda’yı sürekli almak zorundaydı.
Propaganda ilminin en incelikli çalışılmışlarının seçkin örneklerini veren, kapalı kutu bir totaliter devlet olan Sovyetler bile çöktü.
Pravda, 2012’de 100. yaşını kutladı. Bugün, Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nin sahibi olduğu, haftada sadece birkaç gün çıkabilen bir gazete.
Son günlerde Taraf’ta, Mehmet Baransu’nun GDO’lu pirinç ithalatı konusunda dönen dalaverelerle ilgili haberleri, kilit önem taşıyor.
GDO’lu pirinç haberlerinin ilk çıktığı günleri anımsıyorum; ülkenin başlıca haber kanallarına, sözkonusu işadamının, bakanların yayınlar kesilerek nasıl çıkarıldığını... Kendilerine nasıl, “aklama endeksli” sorular yönetildiğini... Konuyla ilgili “uzman” olarak, genetiği ile oynanmış gıdalar konusunda dev bir endüstri olan bazı firmaların “desteklediği” akademisyenlerin, ekranlarda uzun uzun ahkâm kestiğini...
Eğer, bir ülkede, iktidar partisi, insanların yiyip içtiklerine yönelik böyle yolsuzluklara girişirse, değil o parti, o “sistem” günü gelir çöker. Radyasyonlu çayları içen siyasetçilere ve onları politikacı diye toplum önüne çıkaran sisteme ne olduysa, bugünkü muadillerine de aynısı olur.
Şu andaki geçmiş
Budapeşte’de, sokaklarda sıra sıra dişbudak ağaçları. Latince adıyla “Fraxenus”... Bu ağaçların, sarı-yeşil çiçeklerinin, biraz kuruyunca, esen her rüzgârda, kimi zaman tatlı ve yavaş lapalayan bir kar gibi, kimi zamansa tipi gibi çağladığı günler hâkim Budapeşte sokaklarına; sarı yaz karları.
Saçlarıma konan her sarı-yeşil dişbudak çiçeğinin düştüğü ânı izlerken, aslında geçmişi yaşamış, görmüş oluyorum sadece.
Bugün yaşadığımız her şey aslında “az önce”...
Gördüğümüz her şey, aslında saliseler öncesi gerçekleşmiş, ancak “şimdi” algılayabildiğimiz “gerçekler”...
Gözün, “var olanı” görüp de seçmesi, beyne mesajını iletmesi, beynin “mesajı” çözmesi, çözüp “gerekli mercilere” iletmesi... Bunlar olup bitene kadar, yani “görene kadar”, aradan saliseler geçmiş oluyor.
Hiçbir zaman, olanı olduğu anda göremiyoruz... Hep geçmişi yaşıyoruz aslında...
Türkiye’de de, siyaset ve basın, bugünkü hâliyle “tarih” oldu. Biz, hâlâ aslında geçmişte kalan bu hâliyle bir süre daha yaşamak zorunda kalacağız.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024