Sezin ÖNEY
Başbakan Erdoğan önceki gün Asya Pasifik Perakende Konferansı ve Fuarı’nın açılışında, “Birleşmiş Milletler, sen ne işe yararsın” diyordu. Hükümet, sık sık BM’ye yönelik eleştirilerini dile getiriyor Cumhurbaşkanı Gül de, New York’ta, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, kurumu eleştirdi. Gül ve Erdoğan’ın eleştirileri, BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye konusunda harekete geçememesine yönelik.
Bu eleştirilerde haklılık payı, BM Güvenlik Konseyi’nin işleyişinde büyük sorunlar olsa da, “BM ne işe yarar” demekle, Gül’ün yaptığı gibi, eleştirilerine şu sözleri eklemeyi unutmamak arasında büyük fark var: “Güçlü, etkin ve güvenilir bir BM, hepimizin ihtiyacıdır.”.
Erdoğan’ın şu sözlerine de dikkat çekmek lazım: “Orada binlerce insan katlediliyor. 17-18 yaşındaki kızlarımız katlediliyor. Nerede dünyadaki kadın hakları savunucuları, ortada yok. Nerede insan hakları savunucuları. Ortada yok.”
Bir kere bu doğru değil; bugünlerde dünyadaki birçok insan hakları örgütünün ana gündem maddesi Suriye. Yani, bu örgütleri, insan hakları savunucularını, Rusya gibi Suriye’de Esad rejiminin başlıca destekçisi bir BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi veya Çin gibi, kendi stratejik çıkarları için her zaman otoriter yönetimlerin statükosunu destekleyen bir başka Daimi Üye ile birbirine karıştırmamak lazım.
Öte yandan, bağımsız insan hakları örgütlerinin hiçbir hükümet tarafından fazla sevilmediğini de anımsatalım. İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), geçtiğimiz aylardaki bir raporunda, ellerinde geçerli pasaportları olan Suriyelilerin, mülteci olarak girişinin engellendiği ülkeler arasında Türkiye’nin de olduğuna dikkat çekiyordu.
Mezhep ayrımcılığı gibi nedenlerin yanısıra, “savaşacak yaşta varsayılan erkeklerin ve oğlan çocuklarının” sınırı geçmesine izin verilmediğini, geri döndürülerek savaşa sürüldüklerini de insan hakları örgütlerinin raporlarında okuyoruz.
Ama elbette, iktidardaki liderler bunları duymak, bilmek istemiyor.
“BM, sen ne yaparsın” sorusuna gelince...
BM, sadece New York’taki merkezinden ibaret değil.
Cenevre, Roma ve Viyana, BM’nin önemli kurumlarının bulunduğu başlıca şehirlerden. Sadece Viyana’daki dokuz BM kurumunda, sessiz sedasız hepimizin hayatı için önemli işler yapılıyor. Örneğin, BM’nin Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC), kara para aklama ve yolsuzluk ağları, organize suçların uluslararası çaptaki şebekelerine karşı ülkelerarası dayanışmanın nasıl gerçekleşebileceği konusuna kafa yoruyor. BM’nin kurumları arasında, Uzay İşleri (Unoosa) gibi adı kamuoyunda hemen hiç duyulmayan bir kurum, 1950’lerden beri uzaya yollanan araçların neden olduğu çevre zararları gibi konuları araştırıyor.
Oysa liderler, uzaya gönderilen araçların ülkenin “medeniyet seviyesi” açısından ne denli önemli bir gösterge olduğu ile övünmeyi seviyor; gelecek nesillerin yaşamını da etkileyecek bu tip, çevre eksenli meselelerin tartışmalarına kulak kabartmayı değil.
Bunun dışında BM ne yapar; dünyada açlık, aşırı yoksulluk, gençlerin işsizliği, kızların küçük yaşta evlendirilmemesi gibi pek çok konuda dünya çapında araştırmalar yapar, karar vericileri etkileyerek mesafe alınması için çalışır.
2015’i hedef yıl seçip, bu seneye kadar bazı büyük hedeflerin tutturulması, örneğin dünya genelinde sadece günde bir dolar gibi bir para ile yaşam sürdürmeye çalışan aşırı yoksulların sayısının yarıya indirilmesi için gayret sarfeder.
1990’dan 2010’a bu hedef gerçekten de BM sayesinde tutturulmuştur. Ancak, dünya genelinde hâlâ, bir milyarı aşkın insan aşırı yoksuldur. Bu rakamı da BM sayesinde biliriz.
Hatta, Suriye’de gerçekten ne olup bittiğini, insanların gerçekten ne gibi zorluklar yaşadığını da BM’nin Suriye’de faaliyet gösteren görevlileri, savaşa yönelik istatistiklerinin kaydını da, büyük titizlikle tutan kurumları sayesinde tutabiliriz.
Büyük liderlerse, kızar ve savaşır; ama kızarmaz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024