Sezin ÖNEY
Türkiye’de demokrasinin odak noktası sandık...
Buna rağmen sandıkta ne olup bittiği konusunu bugüne kadar fazla sorgulayan olmadı. Seçimlerin adil bir şekilde gerçekleştiği kesin bir yargı olarak kabul gördü. Oysa, Türkiye’de seçimlerle ilgili görünmeyen o kadar çok sorun yaşanıyor ki...
Bir örnek; Urfa’da altı köyde, 2007 genel, 2009 yerel ve 2011 genel seçimlerinde bütün seçmenler oylarını kullanıyor, sandıklardan geçersiz oy çıkmıyor ve bütün oylar tek bir partiye veriliyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) verilerini inceleyince ortaya çıkıyor bu durum. Bu köylerde farklı oy veren, daha doğrusu verebilen olmamış.
Bu örneği veren Eşit Haklar için İzleme Derneği. 2011 seçimlerinde, 10 ilde, 404 noktadaki, 662 sandıkta gözlem yaptılar. Seçme ve seçilme hakkına ilişkin uluslararası standartları ve Türkiye’de seçim mevzuatını incelediler, adil-özgür seçim ortamını tehdit eden hukuki engelleri, pratikte yaşanan sorunları teşhis etmeye çalıştılar.
O zamanlar, “sandık” meselesi, bugün olduğu gibi ciddiye alınan bir konu değildi. Bugün, birçok farklı platform, seçim gözlemciliği, sandık güvenliği konularını ele alıyor. Ama, Eşit Haklar’ın seçim sorunları konusunda uzmanlaşan, konuya sistematik biçimde eğilen ilk sivil toplum kuruluşu olduğunu söyleyebiliriz.
Eşit Haklar’ın raporu mevsimlik işçiler, engelliler, kadınlar, yaşlılar, öğrenciler gibi grupların, değil özgürce oy vermek, oy verme haklarını kullanabilmelerinin önünde ciddi engeller olduğunu ortaya koyuyor. Bu rapora, www.esithaklar.org sitesinden ulaşabilirsiniz.
Örneğin, 298 sayılı kanunun 33. maddesini ele alalım; bu madde, seçmen kütüklerinin hazırlanmasında evsizler (sokakta yaşamak zorunda bırakılanlar), kadın konuk evlerinde kalanların kütüklere kaydına engel getiriyor ve bu insanların oy kullanma hakları ellerinden alınıyor.
Eşit Haklar, 30 Mart seçimlerinde 48 sivil toplum örgütü ile birlikte, 15 ilde seçim gözlemi yapacak. Peki, yarınki seçimlerle ilgili başlıca problem alanları ne olacak?
Eşit Haklar’dan Nejat Taştan, bu seçimlerdeki en büyük meselelerden birinin, kayıtları “siliniveren” seçmenler olacağını söylüyor.
• Güvenlik güçleri tarafından tutulan “bu hanede seçmen yoktur” tutanakları,
• Bir hanede gerçekte oturmayanların kaydıyla, gerçek hane sakinlerinin kaydının silinmesi,
• “Esrarengiz” ziyaretler sonrası (“hangi partiye oy vereceksiniz” sorusunun yöneltildiği ziyaretlerden bahsediyoruz) seçmen kayıtlarının silinmesi...
Bu konuda zaten medyada haberler yer aldı ama bir kısım seçmen de, sandık başına gittiğinde kaydının silindiği gerçeğiyle karşılaşacağa benziyor.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), uluslararası seçim gözlemciliği konusundaki başlıca kurumlardan bir tanesi. Bir demokrasi krizi yaşanırken sandık başına gidildiği bu dönemde, uluslararası gözlem, seçimlere güven açısından önemli bir dayanak olurdu. Ancak, hükümetin AGİT’e başvurusu, seçimlerden sadece 10 gün önce gerçekleşti. AGİT de, bu kadar kısa sürede gözlem çalışması hazırlığı yapılamayacağı gerekçesiyle, başvuruyu reddetti.
Eşit Haklar’ın YSK’ya yaptığı bağımsız gözlemcilik başvurusu reddediliyor. Oysa, “Bağımsız Gözlemcilik” seçimlerin meşruiyeti ile ilgili temel kriterler arasında.
Taştan, oy sayımında yaşanacak hile iddiaları kadar bu seçimlerde kayıtların silinmesi, toplu oy verdirme ve bazı kritik noktalarda “seçim güvenliliğinin” mesele olacağını düşünüyor.
Peki, bu gibi şaibeli hâller, sonuçları değiştirecek kadar ciddi mi? Toplu oy verdirme yoluyla, 2011 seçimlerinde, bazı yerlerde “fazladan milletvekili çıkarılmasına” neden olduğu belirtiliyor. Bu durumda, bu seçimlerde de, adayların çekişmeli bir yarış içinde olduğu yerlere yönelik soru işaretleri olacak.
Taştan, 53 milyona yakın dev bir seçmen kitlesi olan Türkiye’de, seçimlerini tek bir güne sıkıştırılmasının büyük bir hata olduğunu, birçok Avrupa ülkesinde oy verme işleminin birkaç güne yayıldığını belirtiyor. Bir günde olup bitiveren seçimler hastalar, yolculuk yapanlar gibi grupları baştan “yok” sayıyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024