Yıldıray OĞUR
Bu tarz soruları hepimizin zihni çok uzun yıllar rahmetli Kenan Işık’ın sesiyle duyacak.
Eğer yarışmanın finalinde böyle bir soru sorulsaydı herhalde herkes İsrail’i tercih ederdi. Halbuki doğru cevap Türkiye’dir.
Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay dördü de Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin’de hatta daha daraltılabilirse Gazze’de savaştılar. Son ikisi orada esir düştü.
Türkiye o yüzden Filistin’de her zaman taraftı.
Bugün eğer dünyanın İsrail gibi meselesi varsa bunun sebebi 1947 yılında Filistin’in taksimine ve İsrail Devleti’nin kurulmasına karşı Birleşmiş Milletler’de yapılan oylamaydı.
Türkiye, BM’nin taze üyelerinden biriydi.
Ve o oylamada red oyu veren 13 ülkeden biri de CHP tek parti rejiminin yönettiği Türkiye’ydi.
Çoğu İsrail lobisi tarafından parayla satın alınmış Latin Amerika ülkeleri olmak üzere 33 ülkenin onayıyla geçen kararla İsrail’in 1948’de kurulmasının önü açılmıştı.
Ama Türkiye, 1948’de ilan edildikten sonra da İsrail’i tanımama politikasını sürdürdü. Hatta patlak veren Arap-İsrail savaşında Arapların ağır bir yenilgi alması üzerine kurulan barış komitesine ABD ve Fransa’yla birlikte Araplara yakın ülke olarak Türkiye de seçilmişti.
Daha sonra İsrail’in Arap ülkelerine karşı mutlak galibiyeti, Türkiye’nin Batı ittifakı içinde kalma ve kurulmakta olan NATO’ya dahil olma çabaları nedeniyle 1949’da Türkiye İsrail’i tanıyan ilk İslam ülkesi oldu. Kararın altında imzası olan Başbakan Şemseddin Günaltay bir İslam tarihi profesörüydü.
7 yıl sonra Türkiye, 1956’da İsrail’le Mısır ve Arap devletleri arasındaki Süveyş Kanalı savaşından sonra bir kere daha İsrail’le ilişkilerini maslahatgüzarlık seviyesine düşürdü.
İki yıl sonra 28 Ağustos 1958 günü İsrail’in El Al Havayolları’na ait bir uçak teknik arıza nedeniyle Yeşilköy Havalimanı kulesinden zorunlu iniş için izin istedi.
Ambulanslar, itfaiyeler uçağın ineceği yere doğru hareket ettiler. Dönemin gazetelerinde küçük bir haber olarak yer alan o uçağın sırrı 30 yıl sonra ortaya çıktı. Uçak Başbakan Menderes’le gizli bir görüşme için Türkiye’ye gelen İsrail Cumhurbaşkanı Ben Gurion ve Dışişleri Bakanı Golda Meir’ı taşıyordu, acil iniş de Menderes kamuoyu baskısından çekindiği için senaryonun gereği olarak düşünülmüştü. Bir ambulansın içinde havaalanından çıkarılan İsrail Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı Ankara’ya götürülmüştü.
Ben Gurion Türkiye ile ilişkileri hakkında daha sonra şöyle diyecekti: “Türkiye bize metres gibi davranıyor. Halbuki evlendik, evliliğimizi bir türlü açıklamıyor.”
Türkiye’nin başbakanı İsrail tarihinin en ılımlı ve solcu Başbakanı’nı bile herkesin gözü önünde misafir etmek istememişti.
1967’deki Arap-İsrail savaşı’nda Türkiye açıkça Filistinlilerin yanında yer aldı. Savaş sırasında Türkiye, ABD’nin İsrail’e ikmal için Türk hava üslerini kullanmasına izin vermedi.
Türkiye, üç yıl önce Münih’te İsrail kafilesini öldüren, uçak kaçıran bütün dünyada terör listelerinde olan Filistin Kurtuluş Örgütü’nü 1975’de tanıdı, FKÖ 1979’da Ankara’da temsilcilik açtı ve bu açılışa da Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat geldi.
İsrail, Kudüs’ü 1980 yılında başkent olarak ilan etmesinin ardından da en sert tepkilerden birini Türkiye verdi.
İsrail’in Kudüs’ü ebedi başkent ilan etme kararı Türkiye’de de tepkiyle karşılanmış, karar 6 Eylül 1980 günü Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın liderliğinde Konya’da düzenlenen Kudüs’ü Kurtarma Mitingi ile protesto edilmişti.
Mitingden bir hafta sonra 12 Eylül darbesi oldu. Darbeye gösterilen gerekçelerden biri, hatta darbenin iki numaralı ismi Orgeneral Haydar Saltık’ın ifadesiyle “bardağı taşıran gelişme” Konya’daki bu Kudüs Mitingi ve mitingin bir “şeriat gösterisine” dönmesiydi.
Ama aynı darbeciler, 30 Kasım 1980’de radikal bir karar aldılar ve İsrail’in Kudüs’ü ebedi başkent ilan etmesini protesto için ilişkileri İkinci Katip seviyesine kadar düşürdüler.
Bu Türkiye ile İsrail arasında tarihteki en düşük ilişki düzeyiydi.
Cumhurbaşkanı Evren, Arap ülkelerini ziyaret turuna çıkmış, her gittiği durakta, İsrail’i kınamış, Kudüs’ün “bir Arap ve İslam şehrini olduğunu” söylemiş, hatta Kuveyt ziyaretinde “Ortadoğu’daki istikrarsızlığın kaynağı İsrail” diyerek çıtayı biraz daha yukarı çıkarmıştı.
Türkiye Cumhuriyeti’nden ilk Dışişleri Bakanı 1992’de İsrail’i ziyaret etti, ilk başbakan Tansu Çiller ise 1993’de.
Sonra AK Parti iktidarının ilk 8 yılına kadar süren dönemin ardından tekrar bozulan ilişkiler.
Bozulmaların hepsinin nedeni de Filistin’di.
Yani bugün İsrail’e ilkkez tavır alınıyormuş gibi davrananların şaşıracağı bir şey yok.
Türkiye hep böyleydi zaten. Esas şaşılacak olan Türkiiye’de yaşayıp Filistinlilere karşı İsrail’i tutanlar.
Yazarlar
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025