Yıldıray OĞUR
1943 yılında doğduğu Kuhave, Kahire ile İskenderiye arasındaki Tanta yakınlarında Nil Deltası’na bakan ve herkesin İkinci Dünya Savaşı’nı konuştuğu bir köydü. Köy ahalisi Müslüman olup Muhammed Hitler adını aldıklarına inandıkları Führer’in onları sömürgecilerin elinden kurtaracağına inanıyordu. Küttab denen Kuran okuluna gitmiş daha eğitimli babası hariç. İngilizlerin kazanacağına inanan baba savaşın bitmesine iki yıl kala doğan oğluna Nasr yani Zafer adını koydu. Tam adı Nasr Hamid Ebu Zeyd’dir. Hayvancılıkla geçinen köy, Vafd Partisi öncülüğündeki 1919 Devrimi’nin liberal havasıyla Vafdcılar, Saadcılar arasında bölünmüştür. Müslüman Kardeşler ise bir yardım örgütü olarak köyde faaliyet göstermektedir.
Nasr küçük yaşlarda Müslüman Kardeşler’in çocuk örgütlenmesi olan Genç Aslanlar’a gidip gelmeye başlar. Hareketin kurucusu Hasan el-Benna’nın öldürülmesinden sonra yerine geçen Hasan el-Hudeybi birgün Tanta’ya gelir. Onun için düzenlenen kutlamada bir çocuğun spor salonunda koşup, yüksek sesle “Allah en büyüktür, ona şükürler olsun” diye bağırması düşünülür. En gür sesli Genç Aslan olarak Nasr seçilir. Heyecandan titreyen Nasr’ı tebrik eden Hudeybi ona bir pusula hediye eder. Ertesi gün Müslüman Kardeşler’in bürosuna giden Nasr, çocuk olmasına rağmen tıpkı Müslüman Kardeşler’dekiler gibi “kardeş” diye hitap ettiği bir okul müdürüne üyelik başvurusunu yapar.
1952’deki Nasır’ın da aralarında olduğu Hür Subaylar cuntası darbe yapar. Darbeye Müslüman Kardeşler de destek vermektedir. Darbeden sonraki hükümet anlaşma gereği şeriatı ilan etmeyip ve yeni hükümette beş bakanlığı vermez ve ipler kopar. 1954’de Kardeşler, Nasır’a yönelik suikast girişiminde bulununca büyük tutuklanmalar başlar. Gözaltına alınanlar arasında 11 yaşındaki Nasr ve babası da vardır. Bırakılırlar.
1952 darbesi sonrası bütün köy önce Türkler, sonra Arnavut Mehmet Ali Paşa ve İngilizlerin ardından Mısır’ın yıllar sonra ilk kez bir Mısırlı tarafından yönetilmesinin gururunu yaşamaktadır. Her ne kadar Müslüman Kardeşler’e artan baskıdan rahatsız olsa da İngilizlerin Mısır’dan çekilmesini sağlayan Nasır’ın cazibesi bütün Mısır’ı ve Arap âlemini olduğu gibi genç bir öğrenci olan Nasr’ı da etkisi altına almıştır. “Semamı rahat bırak/ yoksa yakar seni o sema” marşları ağzından düşmemektedir. Küttabı bitirip hameletü’l Kur’an olan Nasr için babası dinî okul ve sivil okul arasında kararsız kalır. Önce bir Kıpti okuluna gider. Sonra sivil bir okula.
Okuldaki hocası Şeyh Abdülaziz sıradışı bir Ezherlidir. Onun sayesinde Don Kişot ve Suç ve Ceza’yla, dünya edebiyatıyla tanışır. 14 yaşında yetim kalmıştır. Ama babasının cenazesinde hiç ağlamaz. “Sesim kısılmıştı” diye anlatacaktır o günü. Babası vasiyet etmiştir “Ben ölürsem ve senin ertesi günü sınavın varsa, sınava girmelisin, sınav daha önemlidir.”
Ama en büyük erkek çocuk olarak babasının ardından evin yükü omzuna çöker. İş sahibi olmalıdır. On yedi yaşında Tanta Teknik Koleji’nin telsiz bölümünü bitirir. Ulaştırma Bakanlığı’nda işe girer. İsrail ile çatışmaların yaşandığı dönemde Süveyş Kanalı’nda çalışır.
Seyyid Kutub’a Kuran’ın Gölgesinde ile başlayan ilgisi, Yoldaki İşaretler’deki cesareti nedeniyle hayranlığa dönüşmüştür. Nasır’a karşı değildir. Ama onun İslam’ı kötüye kullanmasına karşıdır. Çünkü El Ezher Nasır’ın ihtiyaçlarına binaen sosyalizm, Arap milliyetçiliği, aile planlamasını metheden fetvalar yayımlamaktadır. Kutup 1966’da idam edilir. Nasr, Kutub’u daha sonra İslam diktatörlüğü kurmaya çalışmakla eleştirecektir.
Nasır’ın pulları ise 1967 Altı Gün Savaşları’ndaki yenilgiyle dökülmeye başlar. Bu arada Zeyd de askere çağrılır. Babasız bir ailenin en büyük oğlu olarak yasaya göre askerlikten muaftır. Askere gitmeyi reddeder. Tutuklanır. Mahkemede hâkim “komünist” olup olmadığını sorar. Biraz duraklar ve “Evet” diye cevap verir. Böylece serbest bırakılır.
Kahire Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ne devam etmeye başlar. Üniversitenin monotonluğu onu hayal kırıklığına uğratmıştır. Ta ki üçüncü sınıfta Fransa’dan gelen ünlü İslam düşünürü Hasan Hanefi dersine girene kadar. Daha sonra ideolojik olarak karşı karşıya geleceği Hanefi sayesinde Kuran’ın teoloji silahlarıyla yeni kavramlar, tanımlar ve dogmalarla yürütülen politik ve toplumsal bir mücadelenin sahnesi olduğunu keşfeder. Master konusu olarak kendisine İbn Arabi’yi seçmiştir. 1977 yılı Kahire’de Ekmek Ayaklanmaları yaşanırken bir burs bulup ABD’ye gider. Orada hermenötikle tanışır. İbn Arabi üzerine çalışan Japon İslam bilimci Toshiko İzutsu’dan dersler alır.
İki yıl sonra döndüğü Kahire’de onu kötü bir sürpriz beklemektedir. Enver Sedat ünlü Eylül Kararları’nı açıklamış, aralarında ünlü entelektüellerin de olduğu muhalif 1500 kişiyi tutuklatmıştır. 64 öğretim görevlisi üniversiteyi bırakmak zorunda bırakılmıştır. Onlardan biri de Nasr’dır.
1984 yılında Japonya’ya gidip akademik çalışmalarına orada devam eden Nasr 1989’da döndüğü Mısır’da başına büyük işler açacak ünlü kitabı Nas Mefhumu’nu yazar. Kuran’ın tarihsel bir okumasını yapan eseri 1993 yılında Kahire Üniversitesi’nin ona profesörlük vermesini engeller. Çünkü onun için hazırlanan raporlardan birinde kâfir olduğu yazmaktadır.
Hakkındaki kampanya büyür. Cuma hutbelerinde ondan komünist ve ateist bir profesör diye bahsedilmekte, karikatür dergilerinde hançerini Kuran’a saplamış şişman bir adam olarak çizilmektedir.
En kötü haber 1996 yılında yurtdışındayken gelir. Hakkında bir dava açılmıştır. Dinden çıktığı iddia edilmekte, bu nedenle de karısından boşanması istenmektedir. Davayı önceleri ciddiye almaz. Ama düşmanları onu Mısır’dan uzaklaştırmanın formülünü bulmuştur. Kâfir ilan edilir ve iki tarafından da rızası olmadan karısından “boşatılır”.
Tehditler altında 1995 yılından 2010 yılına kadar Hollanda’nın Leiden şehrinde sürgünde yaşar. Ömrünün sonuna kadar bir Müslüman düşünür olarak çalışmalırını sürdürür. Hayatı boyunca yenilmediği Mısır’ın bütün güçleri Endonezya’da kaptığı bir virüsten zayıf çıkmıştır.
5 Temmuz 2010’da Kahire’de bir hastane köşesinde hayata veda eder.
Anlatılan bu hikâye, Nasr Hamid Ebu Zeyd’in değil Mısır’ın hikâyesidir. Mutlak haklının olmadığı bir ülkenin hikâyesi.
Onun hikâyesi anlaşılmadan Tahrir Meydanı’nda bugünlerde olan şeyin değeri de anlamı da hakkıyla kavranamaz...
(Ebu Zeyd’in hayatını anlattığı İslam’la Bir Yaşam İletişim Yayınları’nca Türkçeye çevrildi.)
[email protected]
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025