Yıldıray OĞUR
Türkiye ile 10 Batılı ülke arasındaki persona non grata krizi son anda gelen kıvrak bir diplomatik hamle sayesinde geri adımlarla sönümlenirken Moskova’dan az insanın dikkatini çeken bir vefat haberi geldi.
Talat Enveroviç Çetin, Moskova’da hayatını kaybetti.
İktidara yakın televizyonların izleyicilerinin son beş yıldır yakından bildiği bir isimdi.
Sadece vefat haberlerinde yer alan titrlerini sıralayalım:
“Moskova’daki Rusya Federasyonu Milli Güvenlik Akademisi’nde korgeneral”
“Asya Polis Teşkilatı ASIAPOL'un kurucusu”
“FETÖ’yü Rusya’da bitiren adam”
“Rus Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi RANEPA’nın tam yetkili Türkiye temsilcisi”
“Türk Akımı’nın isim babası”
“Talat Enveroviç paşa”
“Türkiye-Rusya barışının mimarı”
Bu kadar kritik görevler yapmış ve tarihsel roller ifa etmiş bir ismi daha önce duymamış olanlar için hikayeyi en başından anlatmalıyız.
2 Nisan 2016...
24 Kasım 2015’de Türkiye’nin Suriye’de bir Rus uçağını düşürmesinden sonra Türkiye-Rusya ilişkilerinin gerildiği günlerdi.
O gün basın mensupları İstanbul Sultanahmet’teki Otel Arcadia Blue’un Ayasofya’yı gören terasında bir basın toplantısına davet edildiler.
Basın toplantısını düzenleyen kişinin titri etkileyiciydi: “Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı Ulusal Güvenlik Akademisi Dış Ekonomik İlişkiler Başkan Yardımcısı Korgeneral...”
Türk ve Rus bayrakları yerleştirilmiş masada akıcı bir Türkçe ile konuşan Rus Korgeneral’ın basın toplantısına medya fazla ilgi göstermemişti.
Türk-Rus barışı için önerilerde bulunduğu açıklamaları ise ertesi gün az sayıda yerde “Rus devlet adamı Korgeneral Talat Enveroviç Çetin” adıyla haber oldu.


Haziran 2016’da Türkiye Rusya’dan özür diledi ve ilişkiler normalleşmeye başladı.
Korgeneral Enveroviç bir kez daha basının karşısına çıktı.
Bu kez medya ondan “Türkiye ile Rusya arasındaki diplomasinin mimarlarından” diye bahsediyordu:
“Talat Enveroviç, Rusya Milli Güvenlik Akademisi Dış İlişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı. Enveroviç, bu görevinin yanı sıra sınır ihlali yapan Rus jetinin düşürülmesi sonrası bozulan ilişkilerin düzeltilmesi için başlatılan diplomasinin mimarlarından. Ahıska Türkü Enveroviç, Türkçe'ye çok hakim ve Kremlin'e yakın olarak çalışıyor. Türkiye ile Rusya arasındaki sorunun çözümünde kritik görüşmeler gerçekleştiren ve iki ülke arasında mekik diplomasisi yürüten Enveroviç...”
O da röportajında barış diplomasinin mimarlarından biri olduğunu inkar etmedi:
“Aslında özellikle son 6 aydır Türkiye'ye hiç nedensiz gelmedim. Her gelişimizin özel bir nedeni var. Ancak bu kez Rusya'ya 6-7 aylık çalışmalarımızın meyvesini almış olarak ve Türk-Rus ortak zaferinin mutluluğu içinde dönüyorum. Hem Rus hem de Türk halkı adına mutluyum.”
Rusya ile ilişkilerin geliştiği günlerde açıklamaları gazetelerde “Rusya’dan flaş açıklama” diye verilmeye başlanmıştı artık.

“Rus devlet adamı” diye konuşmaktaydı ama Türk okurların hoşuna gidecek manşetler vermekteydi:
“Rus devlet adamı Talat Enveroviç, "Rusya'nın Bayırbucak Türkmenleri ile ne sorunu olabilir. Askeri harekatları Esed'den aldığı haritalarla yaptı. Bu Esed'in planıydı. Esed Rusya için vazgeçilmez değil" dedi.”
Artık “Rusya Milli Güvenlik Akademisi’nde görevli Korgeneral” sıfatıyla sık sık iktidara yakın televizyonlarında görünmeye başladı.
Moskova’daki Milli Güvenlik Akademisi’ndeki ofisinden bağlandığı canlı yayınlarda arkasında Rusya bayrağı, Rus devlet arması görünmekteydi. Bazen de Türk bayrakları...
Resmi ve kritik bir kurumda görevli bir Rus korgeneralin nasıl ofisinden başka bir ülkenin televizyonlarındaki siyaset konuşulan canlı yayınlara katılabildiği ve neden arkasında Türk bayrağı olduğunu kimse sorgulamadı.


15 Temmuz darbe girişiminden sonra Enveroviç’in medyadaki titrlerine yeni bir tane daha eklendi: “FETÖ’yü Rusya’dan silen adam...”


Darbe girişimi sonrası Suriye’ye yönelik başlayan askeri operasyonlar sırasında yıldızı iyice parladı.
Moskova’dan neredeyse her akşam bir kanala bağlanıp akıcı bir Türkçe ile konuşan korgeneral Talat Enveroviç’in adı tam o sıralarda dikkatimi çekmişti.
Herkesin ilk aklına geleni yaptım ve ilginç adını Google’a yazdım.
Karşıma Türkiye’de verdiği röportajların linkleri ve kendi internet sitesi dışında hiçbir şey çıkmadı.
Kendi sitesindeki biyografisi ise iddialıydı:
“Talat Çetin (Rusça: ????? ????? ?????????) “Rusya Millî Güvenlik Akademisi”nde Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısıdır. Uluslararası hukuk ve ekonomi eğitimi almış Türk asıllı Rusya vatandaşıdır. Rusya’nın uluslararası ekonomik ilişkileri alanında yirmi yıllık tecrübesi vardır. Ayrıca Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki girişimcilerle ilgili de oldukça zengin bir deneyime sahiptir. Başta Rusya olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu ve Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi devletlerde iş yapmaya gelen yabancı vatandaşlar ile bizzat ilgilenmekte, ülkeler arası ilişkilerin pekişmesine yardımcı olmaktadır. Yabancılar göç bürosundaki kayıttan başlayarak iş sonuçlanıncaya kadar birçok problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Türk Akımı'nın isim babasıdır. Rusya Federasyonu Millî Güvenlik Akademisi içinde korgeneral rütbesiyle görev yapan Sn. Talat Enveroviç Çetin…”

Biyografisinde yer alan isminin Rus alfabesiyle yazılışıyla da bir Google taraması daha yaptım.
Rusya’da böylesine önemli bir konumda bulunan bir isim hakkında muhakkak Rusça kaynaklarda bilgiler olmalıydı.
İsminin Rusça yazılışını Google’a yazınca ilk üç sırada yine kendi sitesinden haberler çıktı.
Dördüncü sırada ise 2012 yılına ait bir Novaya Gazeta haberi...

https://novayagazeta.ru/articles/2012/12/24/52931-gospodin-turetskopoddannyy
Novaya Gazeta, Rusya’nın en prestijli bağımsız muhalif gazetesi. Çok sayıda muhabirinin öldürüldüğü gazetenin genel yayın yönetmeni bu yıl Nobel Barış Ödülü’nü aldı.
Gazetenin tecrübeli muhabiri Seryey Kanev imzalı dosya haberin başlığı dikkat çekiciydi: “Bay Türk vatandaşı.”
“Yetenekli Bay Ripley” romanına atıfla atılmış başlıktaki “Bay Türk vatandaşı”, Talat Enveroviç Çetin’den başkası değildi:
Spot haberi özetliyordu: “Yabancılar, Rus özel servisleri adına yabancı iş adamlarını aldatan ve uluslararası skandallar için nedenler yaratan sahte FSB generalleri haline geliyorlar.”
Bu tuhaf hikayenin devamını 30 Kasım 2016’da Türkiye gazetesinde yazdığım makaleden okuyalım:
“2011 yılında Özbek Özel Kuvvetleri, başkent Taşkent’in en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Turkuaz’a bir operasyon düzenledi ve alışveriş merkezini kapattı. Alışveriş Merkezi’nin Türk sahipleri (Vahit Güneş, Fikret Güneş ve 3 yönetici) hapse atıldı.
Hapse atılan yakınlarından haber alamayan, avukat tutmalarına dahi izin verilmeyen Türkiye’deki yakınlarının yanına bir gün bir adam geldi. Adam kendisini KGB’nin yerine kurulan Rus İstihbarat Servisi FSB’nin Şefi Alexander Bortnikov’un güvendiği bir kişi olarak tanıttı ve yardım teklifinde bulundu.
Tabii bu işi yapabilmek için para gerekiyordu. Aileden 3 milyon dolar istedi. Aile önce 1 milyon dolar verdi. “FSB şefinin yakını” olan heyet kartlarını verip gittiler. 6 ay sonra tekrar 1 milyon dolar daha istediler. Aile Özbekistan’daki hesaba 700 bin dolar daha gönderdi. Sonra aileye kendisini Özbekistan Ulusal Güvenlik Servisi’nde çalışan bir avukat olarak tanıtan bir kişi de, eğer 1 milyon dolar daha vermezlerse yakınlarının 18 yıl hapis cezası alacağını söyledi. Çaresiz aile 750 bin dolar da ona gönderdi.
10 ay sonra Türk işadamları iki ülke arasındaki diplomatik görüşmeler sonucunda serbest bırakıldı ve Özbekistan’dan deport edildi. Ama bu kararda hiçbir FSB yetkilisinin rolü olmamıştı.
Aile, birkaç ay sonra gelip 3 milyon dolarlık borçlarını kapatmalarını isteyen bir Türk vatandaşını polise gitmekle tehdit edince gerçek ortaya çıktı. Adam onlara dolandırıldıklarını söyledi. Aile kendilerini dolandıran adamı fotoğraflardan teşhis etti.
Adamın adı Talat Çetin’di.
Türk işadamının ailesi işin peşini bırakmadı ve özel bir dedektif tutarak dolandırıcıların peşine düştü.
Rusya’nın araştırmacı gazeteciliğiyle ünlü gazetesi Novaya Gazeta’ya gittiler.
Gazetenin muhabiri Sergey Kanev, aileye Çetin’in bıraktığı kartvizitteki telefon numaralarını araştırarak işe başladı. İlk telefon numarası Diana adlı bir kıza aitti. Diğer dört numara ise sahteydi. Muhabir bu kez karttaki adrese gitti. Adreste de kimse yoktu. Ama “Üç yıl önce tuhaf generallerin ofisi kiralayıp, sonra da hızlıca boşalttıklarını” öğrendi.
Peki, karttaki internet sitesindeki Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi neydi? Sitede bu kişilerin resmî üniformalı fotoğrafları bulunuyordu?

Novaya Gazeta’nın muhabirine göre her şey sahteydi. Üniformalar satın alınmış ve kendilerine FSB yetkilisi görüntüsü vermişlerdi.
Gazetenin haberine göre, kendini Ulusal Güvenlik Akademisi’nde korgeneral olarak tanıtan Talat Çetin 1973 Ardahan Posof doğumlu bir işadamı.
90’lı yıllarda Rusya ve Özbekistan’da iş yapmış, yatak örtüsü satmış. Sonra Rus ortağı tarafından dolandırılmış. Ufalı bir hanımla evlenerek Rusya vatandaşlığı almış bir de isminin ortasına Rusça ad; Enveroviç.
Novaya Gazeta’ya göre kendisini FSB başkanının yakını diye tanıtmak Talat Enveroviç’in ilk vakası da değil. 2012 yılında Malta Ticaret Odası, Rusya’nın turistik şehri Rostov’u ziyaretlerinde Rostov’daki Malta Fahri elçisi adayı olarak kendisini Londra merkezli bir şirketin Rusya temsilcisi olarak tanıtan Talat Enveroviç Çetin’i ziyaret etmişti.
Rostov Valisi ve Rostov Ticaret Odası, gazeteye böyle bir ismi tanımadıklarını söylediler. Bu arada gazetenin ulaştığı Ulusal Güvenlik Akademisi’nin başkanı Gennady Arutyunov iki yıl önce akademinin dağıldığını, Talat Enveroviç Çetin’in ne yaptığını bilmediğini söyledi.
Talat Çetin, 2013 yılında bir açıklama yaparak gazetede çıkan haberi yalanlamış, gazeteye dava açacağını söylemiş.
http://haberrus.com/headline/2013/02/05/talat-cetin-novaya-gazetanin-iddialarini-yalanladi.html
Onun açıklamasına da bakalım:
“Halen Akademide Dış Ekonomik İlişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak Tümgeneral rütbesi ile görev yaptığını, kurumun resmî internet sitesinin de www.uacadnb.ru olduğunu söyledi. Rusya Federasyonu genelinde, Rusya’nın ve dost ve stratejik ortak ülkelerin çıkarlarını her platformda korumak, geliştirmek, ülke çıkarlarına zarar verecek her türlü eylem ve davranışa engel olmak ve diğer devlet kurumları ile iş birliği içerisinde faaliyette bulunmak gibi bir misyonları olduğuna değinen Çetin, resmî görevi dışında Türk vatandaşlarının haklarını korumak için de çalıştığını belirtti.”
Açıklamada bahsedilen adrese girdiğinizde karşınıza Ulusal Güvenlik Akademisi adlı, kurucu ilkeleri ve kurucuları dışında bir çalışması gözükmeyen bir site çıkıyor. Sitedeki en kapsamlı yazı Akademi çalışanlarının giyeceği üniformalarının anlatıldığı bir yazı.
http://www.uacadnb.ru/forma-anb
Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi’nin adını Türkçe dışında Rusça ve İngilizce arattığınızda neredeyse hiçbir şey çıkmıyor. Sadece İngilizcede bu adlı bir akademinin UFO araştırmaları bölümünde çalıştığını ve esas patronun Putin olduğunu iddia eden bir adam dışında.
http://www.ufoevidence.org/documents/doc479.htm
Tuhaf. Ne tuhaf değil ki! Rusya’da böylesine bir kurumda korgeneral pozisyonunda olan birinin her akşam Türk kanallarında siyaset konuşması, adının Talat Enveroviç olması… Ama en tuhafı Türkiye’nin Rusya’yla ilişkileriyle ilgili Türkiye’deki medyanın sorgusuz onu referans kabul etmesi…”
Maalesef 30 Kasım 2016 günü Türkiye gazetesinde yayınlanan “Şanghay’a giderken” başlıklı bu yazının linkini veremiyorum.
Çünkü Enveroviç’in avukatı bu yazıyı mahkemeden aldığı erişim engeli kararıyla siteden kaldırdı.
Ama bu hakkında yazılan haberlerle ilgili Türk mahkemelerinden aldırdığı ilk içerik kaldırma kararı değildi.
Bunu da Türkiye gazetesinde yazının yayınlandığı gün Sabah gazetesinde yapılan bir haberden öğrendik.
Haberin başlığı şöyleydi: “Talat Enveroviç Çetin’e FETÖ saldırısı.”

https://www.sabah.com.tr/gundem/2016/11/30/talat-enverovic-cetine-feto-saldirisi
Her ne kadar haberde yazımdan ve adımdan bahsedilmese de o gün Enveroviç hakkında yazılmış tek haber ve yazı benimkiydi.
Buradaki “FETÖ saldırısını” yapan da ben olmalıydım.
Haber çok öfkeli bir dille yazılmıştı, neredeyse Enveroviç’in basın bülteni gibiydi:
“Milli Güvenlik Akademisi Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Talat Enveroviç Çetin FETÖ'nün hedefi oldu. Talat Enveroviç Çetin, Rusya Milli Güvenlik Akademisi"nde Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı aynı zamanda Türk Akımı'nın isim babası. Türk - Rus ilişkilerinde çok önemli bir isim. İki devlet nazarında ilişkilerin üst düzeye çıkması için gecesini gündüze katıyor. İşte tam bu sırada FETÖ'nün yaptığı yalan haber servis edildi. Türkiye'nin Avrasya hamlesinden iyice köşeye sıkışan ve Orta Asya'daki okulları elinden alınmaya başlayan FETÖ'nün hedefinde bu kez Türk - Rus dostluğunun başlamasında emeği olan Talat Enveroviç Çetin var. Mahkeme kararıyla 5 yıl önce yalan olduğu ispatlanmış haber bugün yine servis edilerek kirli bir tezgah devreye sokuldu. Orta Asya'daki FETÖ okullarının kapatılması için tüm bölgede çalışan ve Türkiye'ye gerekli tüm bilgileri veren Çetin'in böyle bir zamanda hedefe konulması FETÖ'nün alçak yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.”
‘Haber’in altına “İşte yalan olduğu ispatlanan haberin mahkeme kararı” denerek 2015 ve 2016 yıllarına ait Yalova, Ankara ve Küçükçekmece Sulh Ceza Mahkemeleri’nden alınmış üç erişim engellenme kararı eklenmişti.
Kararlar iki ayrı haber hakkındaydı.
Ama o haberlere artık ulaşılamıyordu.
O yüzden haberlerde erişimi engellenenin ne olduğunu anlayabilmek için arşivleri taramak gerekti.
Haberlerden ilki 25 Aralık 2012’de Hürriyet gazetesinde çıkmıştı.
Üstelik gazetenin manşetiydi: “‘KGB Talat’ın vurgunu”

Hürriyet gazetesinin Moskova temsilcisi Nerdun Hacıoğlu ve muhabiri Dinçer Gökçe imzalı manşette bahsedilen “KGB Talat”, Talat Çetin’den başkası değildi. Haberden okuyalım:
“Talat Çetin, ‘Rus gizli servisi FSB (eski KGB) generaliyim’ diyerek Özbekistan’da vergi kaçakçılığı iddiasıyla tutuklanan 5 Tu?rk işadamının ailelerini dolandırdı. Filmlere konu olacak kadar ilginç olan dolandırıcılık hikâyesi şöyle gelişti: 15 Tu?rk işadamı, vergi kaçakçılığı suçlamasıyla 2011 yılında Özbekistan’da gözaltına alındı. 5’i tutuklandı. 10’u ise sınır dışı edildi. İşte bu noktada Rus generali olduğunu söyleyen Talat Çetin ve adamları devreye girdi. “KGB Talat” tutukluların aileleriyle temasa geçip işadamlarını kurtarmak için 3 milyon dolar istedi. Ailelerden 2 milyon doları aşkın para topladı. Bir su?re sonra işadamları serbest kaldı. Ancak serbest bırakılmaları için tekrar ailelerden para istenince dolandırıcılık ortaya çıktı. Talat ortadan kayboldu.”
Anlaşıldığı üzere Hürriyet’in manşeti bir gün önce yayınlanan Novaya Gazeta’nın haberine dayanıyordu.
Haberi o gün Yeni Şafak, Cumhuriyet gazetelerinin siteleri de alıntılamışlardı.
Ama üç yıl sonra 11 Eylül 2015 günü Enveroviç’in avukatının başvurusu üzerine Yalova Sulh Ceza Mahkemesi, bu haberin yer aldığı bütün linkler hakkında erişim engeli kararı verdi.

Üstelik mahkeme kararı verirken Enveroviç’in bir Rus korgeneral olduğunu da kabul etmişti:
“Talep eden hakimliğimize verdiği dilekçede, Rusya’da Adalet Bakanlığı’na bağlı bir kurumda Korgeneral rütbesi ile üst düzey bürokrat olarak çalıştığını, Türkiye-Rusta ekonomik ilişkileri açısından da önemli bir görev ifa ettiğini beyan etmiş, dilekçesi ekinde sunulan belgelerin de bu iddiayı doğruladığı görülmüştür.”

Ama 2015 yılının Eylül ayında hakkındaki bu haberi arşivlerden sildirmeyi başaran Talat Enveroviç, 8 Şubat 2016 günü bir kere daha Hürriyet gazetesine haber oldu.
Bu kez adı bir polis soruşturmasında geçmişti.
Kara Kuvvetleri Havacılık Okul Komutanı emekli tümgeneral Naci Karakaya’nın evi onun adının da geçtiği bir ihbar üzerine aranmıştı.
Türk Tümgeneral de Enveroviç’in bir Rus Korgenerali olduğuna emindi.

Hürriyet Ankara muhabiri Nurettin Kurt imzalı haberden okuyalım:
“Rus generaliyim” yalanıyla dolandırıcılık yapan Talat Enveroviç Çetin, emekli Tümgeneral Naci Karakaya’nın başına iş açtı. ‘KGB Talat’ lakaplı Çetin’le ilgili bir ihbarda adı geçen Karakaya’nın evi arandı, bilgisayarlarına el konuldu. Talat Çetin ismi ilk olarak 2012 yılında gündeme geldi. Gazetelere ‘KGB Talat’ lakabıyla konu olan Çetin, kendisini Rus Gizli Servisi FSB’de General olarak tanıtarak, Özbekistan’da tutuklanan 5 Türk işadamının yakınlarından 2 milyon dolar alıp ortadan kayboldu. Azeri kökenli Talat Enveroviç Çetin’in adı, bu defa ‘para aklama, tarihi eser kaçakçılığı’ soruşturmasıyla gündeme geldi. Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne Ekim 2015’te başvuran bir şahıs, Rusya’dan Türkiye’ye para sokmak ve tarihi eser kaçırmak isteyen Çetin’in bazı hacker gruplarıyla İstanbul’da buluştuğunu, emekli Tümgeneral Naci Karakaya’nın da Türkiye’deki işleri takip edeceği ihbarında bulundu. Savcılık soruşturması kapsamında polis, eski Kara Kuvvetleri Havacılık Okul Komutanı emekli Tümgeneral Naci Karakaya ile 3 kişinin evinde arama yaptı, bilgisayar, cep telefonları ve bazı özel eşyalara el koyuldu. Çetin’le sık sık telefonda görüştüğünü kabul eden emekli general Karakaya, “Rusya’da tanıdığım Çetin, Rusya İçişleri Bakanlığı’nda Güvenlik Akademi Komutan Yardımcısı ve Korgeneral’dir. Antalya’da düzenlenen G-20 zirvesinde Putin’le heyette yer almıştır” dedi. Suçlamaları ise “Saçmalık” diyerek reddetti.”
Ama maalesef bugün bu haberin de linki yok.
Habere ancak archive.org üzerinden ulaşılabiliyor.
Çünkü bu haberin yer aldığı bütün linkler hakkında da haberin çıktığı gün Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi erişim engeli kararı verdi.

Enveroviç’in avukatı haberin hala durduğu forum siteleri hakkında bile erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştu.
2016 yılında bu talebi reddeden Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararını Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği bozmuş ve haberin bütün izleri internetten silinmişti.
Hatta mahkeme bu kararı alırken ismi “Chetin Talat Enverovich” diye yazmıştı.

Böylece Talat Enveroviç, 2016 yılında yeni titrleriyle ekranlarda görünmeye başlandığı günlerde arşivini tümüyle sildirmeyi başarmıştı.
Adını internete Türkçe olarak yazanlar karşılarında sadece kendi sitesindeki biyografisini gördüler. Tertemiz ve parlak bir sicildi bu.
Ama adını Rusça yazanlar Novaya Gazete haberiyle karşılaşmaya devam ettiler.
Çünkü Türk mahkemelerini Rus korgeneral olduğuna ikna eden Enveroviç, Rus mahkemelerini ikna edememişti.
Novaya Gazeta’da 2012 yılında hakkında çıkmış haberi internetten kaldırmak için Google ve Yandex’e karşı dava açtığı Moskova Şehri Dorogomilovskiy İlçe Mahkemesi, 20.09.2016 tarihinde talebin reddine karar vermişti.
https://m.ura.news/news/1052251493
30 Kasım 2016’da Türkiye gazetesinde hakkındaki bu iddiaları hatırlatan habere karşı arkasına iktidar medyasının amiral gemisi Sabah gazetesinin desteğini ve bu iddiaları dillendirmenin “FETÖ saldırısı” olduğu silahını almıştı.
https://www.sabah.com.tr/gundem/2016/11/30/talat-enverovic-cetine-feto-saldirisi
Böylece önünde artık hiçbir engel kalmamıştı.
Rusya devletinin resmi korgenerali, artık bütün Türk televizyonların aranan konuğu haline gelmişti. Her akşam bir kanalda Rusya-Türkiye ilişkilerini, Suriye operasyonlarını, Putin-Erdoğan görüşmelerini yorumluyor, onu tanıtan spikerler Moskova’da korgeneral olduğunu, Türk Akımı’nın isim babası olduğunu söylüyordu.
Artık sadece dış politika hakkında değil, “şer ittifakı kurmuş muhalefet” hakkında da ekranlara konuşan bir Rus korgeneral vardı.







Batı ittifakı karşıtı ve Rusya yanlısı çevrelerin referans kaynaklarından biri haline gelmişti.


Gördüğü bu hüsnü kabule güvenerek 2017 yılında bir adım daha attı.
Interpol’e alternatif olarak Asya Polis Teşkilatı Asiapol’ü kurduğunu açıkladı.

Gazetelere ve sitelere röportajlar verip Asiapol’ü anlattı. Tabii ki amaç 2017 yılında akan suları durduran FETÖ ile mücadeleydi:
“FETÖ ihanet şebekesi ile sadece Türkiye’de mücadele ediliyor olması, örgütün Orta Asya'da ile Avrupa'da var olmasına ve yeniden toparlanma sürecine girmemesine engel olamaz. FETÖ ile etkin mücadele için mutlaka dünya çapında özellikle ana yapılarının oluşturduğu Orta Asya’da, amansızca mücadele edilmeli ve örgütün ekonomik kaynakları ile siyasi kaynakları kurutulmalıdır. Bu mücadele için daha önce kurulmasını gördüğümüz ve Rusya'da kuruluş çalışmalarına başladığımız Asya Polis Teşkilatı (ASIAPOL) Asya ülkeleri polis teşkilatlarının iletişim ve haberleşme merkezi, terörle mücadeleye büyük katkılar sağlayacaktır. Rusya'da kuruluşuna başladığımız ve bizzat kurucu başkanlarından biri olduğum ASIAPOL’e, Şangay İşbirliği Örgütü üyesi ülkeler ve Türkiye’nin de dahil olması ve destek vermesi neticesinde, FETÖ ile DAEŞ’in "korkulu rüyası" haline gelecektir. Çünkü bu iletişim ağı sayesinde tüm Asya ülkeleri arasında potansiyel terör eylemleri, terörist faaliyetler paylaşılacaktır. Terör eylemleri gerçekleşmeden önüne geçilme fırsatı olacaktır.”
Bu kez ekranlarda Asiapol kurucusu titriyle görünmeye başlandı.


Moskova’dan bağlandığı yayınlarda da artık arkasında projeksiyonla yansıtılmış Asiapol amblemi görülüyordu.


Asiapol’un internet sitesine göre teşkilatın merkezi Özbekistan’ın başkenti Taşkent’teydi.
http://asiapol.org/tr/anasayfa/
Ama Özbekistan gibi devletten habersiz kuş uçurulmayan bir ülkede böyle bir teşkilatın kurulduğu Türk medyası dışında başka hiç bir yerde haber olmamıştı.
50 dolarlık Asiapol sitesinde de Talat Enveroviç’ten başka kimse görünmüyordu.
Zaten site de bir yıl sonra sessizce kapandı. Yine kimsenin haberi olmadan...
Ama devletimiz bir kere “Rus korgenerale” güvenmişti.
Rus korgeneral olduğuna inananlar için Asiapol’ü kurduğuna inanmak çok da zor olmadı.
Kasım 2017’de Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Antalya'da 2. Uluslararası Güvenlik Sempozyumu’nu düzenledi.
Sempozyumun başlığı: "Uluslararası bir tehdit olarak FETÖ"ydü.
Üst düzey emniyet mensuplarının, İçişleri Bakanlığı yetkililerinin, istihbaratçıların, akademisyenlerin, gazetecilerin katıldığı sempozyumdaki "Kafkasya, Rusya ve Ortadoğu'da FETÖ" başlıklı oturumu Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ufuk Ayhan yönetiyordu.
Panelin iki konuşmacısı vardı: Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Başkanlığına bağlı Devlet İdarecilik Akademisinden Doç. Dr. Murteza Hasanov ve Rusya Milli Güvenlik Akademisi Dış Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Talat Enveroviç Çetin...
https://www.haberturk.com/yerel-haberler/13767392-2-uluslararasi-guvenlik-sempozyumu


Sempozyum sırasında Talat Enveroviç Çetin, Anadolu Ajansı’na özel bir röportaj verdi:
“FETÖ Rusya için de tehdittir”
“Rusya Milli Güvenlik Akademisi Dış Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Çetin, "FETÖ, Rusya için de bir tehdittir. Rusya birliği bunların ajan olduğunu ispatlayınca ülke dışına attı, okullarını kapattı." dedi.”

https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/feto-rusya-icin-de-tehdittir/994480
Artık sadece medyayla değil, devlet ricaliyle de yakın ilişkileri vardı.
2021’de MÜSİAD’ın düzenlediği Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi’nde bakanların, komutanların yanında Asiapol’un kurucusu olarak o da hazır bulundu.

Haberini kendi sitesinden okuyalım:
“Hilton Garden Inn Ankara Oteli’nde düzenlenen zirvenin açılışına, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Rus Devlet Başkanlığı Akademisi resmi temsilcisi ve ASİAPOL kurucusu Talat Enver Çetin’in de aralarında olduğu yetkililer ve davetliler katıldı.”
Sitesinden ve Twitter hesabından orada bakanlar ve generallerle çekilmiş fotoğraflarını paylaştı.




Enveroviç, iktidar çevrelerine de rahatça girebilen bir isim haline gelmişti.

Sadece kendisi değil, Asiapol Başkan Yardımcısı da Ankara’da en üst düzeyde ağırlanıyordu.
AK Parti’nin TBMM İdare Amiri olan Salim Uslu ile birlikte Asiapol’ün Başkan Yardımcısı ve Pakistan Başkanı olduğu söylenen Yusuf Judge, Ankara’da Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy ve başka bakan yardımcıları tarafından kabul edilip, Asiapol hakkında istişarelerde bulunuyordu.
Emniyet Genel Müdürü’yle görüşmeler sırasında “Asiapol başkanı Talat Çetin Paşa’nın selamları iletildi.”
https://twitter.com/salimuslu__/status/1450098825146810372?s=20
https://twitter.com/salimuslu__/status/1450454108817793032?s=20
Ama anlaşılan devletin en üst düzey Emniyet yetkilileri Asiapol diye bir şeyin var olup olmadığını Google’a sormaya bile gerek görmemişti.
Tabii ki genel başkan yardımcısı olarak ağırladıkları Pakistanlı Yusuf Judge’ın aslında kim olduğunu da...
Halbuki sadece Yusuf Judge’ın herkese açık Linkedin profiline bile girseler karşılarında Asiopol’de yöneticilik yapacak emniyet, güvenlik alanlarında tecrübeli birinin değil, 1995’den beri Karaçi’de Domino adlı bir İngilizce kursu işleten bir kişi olduğunu görebilirlerdi.
https://pk.linkedin.com/in/yousuf-ali-judge-175a8821
Talat Enveroviç Çetin, devletin kibarca söylemek gerekirse bu safiyetini erken zamanlarda fark etmiş olmanın rahatlığıyla 2018’den sonra Rusya Milli Güvenlik Akademisi’nde korgeneral, ASIAPOL kuruculuğu dışında biyografisine yeni bir titr daha ekledi: “RANEPA’nın tam yetkili Türkiye temsilcisi...”
RANEPA yani “Rus Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi”, 160 bin öğrencisi olan Rusya’nın en büyük lisan üstü akademilerinden biri.
Enveroviç, medya, ordu ve emniyet dışında artık akademi dünyasında itibarlı bir isim olmak istiyordu.
Oldu da.
Bu titriyle en büyük teveccühü ise Manisa’da gördü.
18 Haziran 2019’da Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) Türkiye Resmi Temsilcisi Talat Enveroviç Çetin arasında iş birliği protokolü imzalandı.

Haber medyada “Erdoğan-Putin’in anlaştığı ortak üniversite kuruluyor” başlıklarıyla duyuruldu.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/erdogan-ve-putin-anlasmisti-resmen-kuruluyor-854203.html
Enveroviç, Manisa Valisi’ni de ziyaret ederek Rus akademisinin teşekkür mektubunu iletti. Valiliğin resmi sitesinden bakalım:
“Ziyarette Vali Ahmet Deniz’e, Manisa Celal Bayar Üniversitesi ile Rusya Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisinin yapmış olduğu çalışmalarda katkılarından dolayı, Rus Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevich Kartukhin tarafından yazılmış Teşekkür Mektubu takdim edildi.”
http://manisa.gov.tr/19082019-ranepa-temsilcisi-cetin-vali-denizi-ziyaret-etti

Enveroviç, kısa bir süre sonra Manisa’ya bir kez de Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevich Kartukhin ile birlikte geldi.
Üniversitenin resmi duyurusundan okuyalım:
“Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevich Kartukhin ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi Türkiye Resmî Temsilcisi Talat Enveroviç Çetin, daha önce RANEPA ile yapılan işbirliği protokolü hakkında görüşmek üzere Üniversitemizi ziyaret etti.”
https://www.mcbu.edu.tr/Haber/TurkRusOrtakUniversitesiKuruluyor_16_30_52


Ziyarette verilen iddialı mesajlar yine üniversitenin resmi sayfasından:
“Talat Enveroviç Çetin, “Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevch Kartukhin, öncelikle göstermiş olduğunuz yakınlık ve alakadan dolayı memnuniyetlerini, şükranlarını sunuyor. Kendisi Vladimir Bölgesi milletvekilidir. Aynı zamanda Büyük Rusya Partisinin bölgedeki başkanı ve Rusya Devlet Başkanlığı Üniversitesi Rektörüdür” dedi.
Rus Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevch Kartukhin, “Vladimir Bölgesinin üst yönetimini ve Rusya Devlet Başkanlığı Akademisini temsilen geldim. Vladimir, tarihi itibarıyla Rus Çarlığının ve Rus Devleti Federasyonunun ilk başkenti olmuştur. Manisa'nın da şehzadelere devlet yönetiminin öğretildiği yer olduğunu gördüm ve bundan büyük kıvanç duydum. Bundan sonraki aşamalarda daha önce imzalanmış olan protokolü kağıt üzerinde bırakmayıp, gerçeğe dönüştürmek için çaba harcayacağım.”
https://www.mcbu.edu.tr/Haber/TurkRusOrtakUniversitesiKuruluyor_16_30_52
Manisa Celal Bayar Üniversitesi’ndeki işbirliği anlaşmasından kimse şüphelenmeyince Enveroviç, yanına Kartukhin’i alarak bu kez de Kayseri’ye gitti. Ve benzer bir anlaşmayı Erciyes Üniversitesi ile imzaladı.
Anadolu Ajansı da bu imza törenini haber yaptı:
“Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) iş birliği ön protokolü imzalandı. Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) iş birliği ön protokolü imzalandı. Rektörlük binasında gerçekleştirilen imza törenine, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, Vladimir Bölge Başkanı ve RANEPA Vladimir Şube Direktörü Prof. Dr. Vyacheslav Yurievich Kartukhın, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel ile davetliler katıldı.”
https://www.haberler.com/eru-ile-ranepa-arasinda-is-birligi-12705132-haberi/
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları


































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025