Yusuf Kaplan
İstanbul, tarihî bir sempozyuma ev sahipliği yapıyor: Beytülmakdis Sempozyumu.
Sempozyum, Eyüpsultan Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştiriliyor. Malezya’dan Fas’a, Ürdün’den Filistin’e ve Türkiye’ye kadar çok sayıda ilim ve fikir erbabının katıldığı bu kapsamlı ve uzun soluklu sempozyuma her tür desteği veren Eyüp Sultan Belediye Başkanı Remzi Aydın’a, emeği geçen bütün arkadaşlara yürekten teşekkür ediyorum.
Sempozyumun açılışında bendeniz de bir konuşma yaptım.
Ayrıca Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi rektörü Mehmet Barca Hoca ve bir kaç arkadaş güzel konuşmalar yaptılar.
Mehmet Barca Hoca gibi donanımlı, dertli, hakikat sevdalısı bir insanı tanımaktan çok hoşnut oldum. Bu çorak ülkede bir şeyler olacak gibi sanki... Mehmet Barca Hoca’ya başarılar diliyor, yolunun açık olmasını temenni ediyorum.
Beytülmakdis Vakfı başkanı, Filistin kökenli Profesör Abdülfettah El-Awaisi, vakfın kuruluş gayesini, çalışmalarını ve hedeflerini coşkulu bir dille anlattı. El-Awaisi, kabına sığmayan, çalışkan, güzel bir Filistinli ilim adamı. Kendisini yürekten kutluyorum.
Bugün sütunumu sempozyumun öncülerinden Artuklu Üniversitesi tarih profesörlerinden, bir vakıf gibi çalışan, öncü bir kuşak yetiştirmek için Mardin’de “sivil bir açık üniversite kuran” İbrahim Özcoşar kardeşimin açılışta yaptığı nefis konuşmaya ayırdım.
Sizi Özcoşar Hoca’nın özlü, zihin açıcı, güzel metniyle baş başa bırakıyorum:
***
“Beytülmakdis Çalışmaları Vakfı, temelleri 1990’ların başında Kudüs’te atıldı.
Bizi yola çıkaran temel unsur, Beytülmakdis’teki işgalin önemli ayaklarından birinin “bilim” olması ve işgalin teorik alanda da yürütülmesiydi.
Beytülmakdis’e yönelik zihinlerimizde baskın olan anlayışlar değerlendirildiğinde aslında teorik ve bilgi temelli bir işgalle de karşı karşıya olduğumuz görülecektir. Dolayısıyla işgal altındaki toprakları özgürleştirme mücadelemizin önemli bir ayağını da, bilimsel çalışmalar oluşturmalıdır. Bu sempozyum ve vakfımızın diğer faaliyetleri de tam olarak bu amaca matuf faaliyetlerdir.
Yaşadığımız çağda bütün bir insanlığın kriz içinde olduğunu ve bu krizin önemli sebeplerinden birinin bilimin yanlış kullanılması ve kurgulanması ya da başka bir ifadeyle “bilim krizi” olduğunu söylüyoruz.
“Bilimin, doğayı ve insanlığı kendi hizmeti altına almaya ve sömürmeye kendini adamış bir medeniyet tarafından kurgulanması” veya gönül ve zihin dünyamızın ifadeleriyle söyleyeyim: “Bilimin ilim, irfan, hikmet denkleminden uzaklaşıp, materyalist alana taşınması ve sömürünün aracı haline getirilmesi” bugün bilim krizi dediğimiz şeyin ta kendisidir.
Bu yönüyle baktığımızda modern dönem ve sonrasında kutsanan bilimin karanlık ve endişe uyandıran bir yanı var.
***
Birkaç yüzyıldır kendi teorisini, kendi tanımlarını oluşturamayan bir coğrafyanın evlatları olarak, bilimin bu karanlık ve endişe uyandıran yüzüyle her an karşı karşıyayız.
Kendimizi tanımlayamadığımız, “biz buyuz” diyemediğimiz, “siz şusunuz” direktifleri karşısında çaresiz bir kabullenme içinde kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz.
Bunun en bariz örneğini üzerimize kâbus gibi çöken “Ortadoğu” ve “Ortadoğulu” isimlendirmelerinde / kavramlarında görebiliriz. İçeriği, sömürü düzeninin stratejileri çerçevesinde dönemsel olarak yenilenen bu iki kavram, öncelikle ve özellikle bizleri “Ortadoğu” olmaya iten sözümona bilimsel teorilerle beslendi. Bu teorilere karşılık kendi tanım ve teorisini üretemeyen bizler için “Ortadoğulu olmaya rıza göstermek” dışında seçenek de kalmadı.
Epistemolojik mutasyon olarak tanımladığımız bu tablo karşısında Beytülmakdis’i merkeze alan şöyle bir duruşumuz/çabamız var. Çok genel ve çarpıcı bir ifadeyle bu çabayı şöyle özetleyebiliriz: Epistemolojik mutasyonun zihnimizde ve hayatımızdaki ontolojik ve fenomenolojik sömürüsünün yerini ilmelyakin, aynelyakin ve hakkelyakin bir azadeliğin alması çabası içindeyiz.
***
Peki, somut olarak ne yapıyoruz?
Öncelikle 18. cildini bu yıl yayınladığımız Journal of Islamicjerusalem Studies isimli akademik bir dergimiz 1997’de beri düzenli olarak neşrediliyor.
“Beytülmakdis Dersleri” adı altında bugün de diploma törenini yapacağımız, dünyanın çeşitli ülkelerinde ve ülkemizin belli başlı şehirlerinde devam ettirdiğimiz nitelikli, düzeyli, umut vadeden kapsamlı bir çalışmamız devam ediyor.
Bunlara ek olarak bu yıl bizi oldukça sevindiren bir gelişme, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin (ASBÜ) öncülüğünde ASBÜ bünyesinde bir Kudüs Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin açılmasını ve yine aynı üniversite bünyesinde Beytülmakdis araştırmaları yapacak önce yüksek lisans ve ardından doktora programının açılmasını saymak gerekecek, ki bu, vakıf olarak bizim Türkiye’deki en önemli hayallerimiz arasındaydı. Bu vesileyle geniş ufku ve pratik yaklaşımıyla hayallerimizi gerçeğe dönüştürmemize öncülük eden ASBÜ rektörü sayın Prof. Dr. Mehmet Barca’ya teşekkür etmek istiyorum.
Sempozyuma dönecek olursak... Her yıl bir konu odağımızın olduğu sempozyumda bu yılki konumuz “Beytülmakdis vakıfları”. Beytülmakdis topraklarındaki işgalin 100 yılı aştığı bugünlerde işgalciler, işgalin boyutlarını farklı noktalara taşımak için ellerinden gelen her türlü girişimde bulunuyorlar. Siyasi alanda kamuoyunun gündeminde olan girişimlerin yanı sıra, gündeme gelmeyen birçok girişimin arasında en tehlikelilerinden biri, Beytülmakdis topraklarını tarihinden ve kimliğinden kopararak Siyonist bir kimlik kazandırma çabasıdır.
Bu amaçla, Beytülmakdis’te geçmişe referans olabilecek bütün unsurları yıkma, temellük etme ve hafızalardan kazıma stratejileri izleniyor. Bu stratejinin önemli hedeflerinden biri de, Beytülmakdis’in gerçek kimliğini gözler önüne seren ve yüzyılların birikimi olan, Müslüman ve Hıristiyan vakıflarıdır. Bu strateji karşısında Beytülmakdis vakıflarını gündeme getirmeyi ve sahip çıkmayı insanlığa karşı bir sorumluluk olarak düşünerek bu yılki konumuz belirledik.
İki gün boyunca, alanında yetkin birçok akademisyen bu konuya dair derinlikli sunumlarını yapacaklar.
Bu çalışmanın gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmamı bitirmek istiyorum.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020