Ahmet ALTAN
Adamın biri kocaman pahalı arabasıyla giderken yanından son sürat bir motosiklet geçmiş.
Motosikletin üstündeki adam, yanından geçtiği arabanın sahibine bağırmış:
“Sen bu motosikleti biliyor musun?”
Sonra da vınn diye gitmiş.
Arabanın sahibi sinirlenip gaza basmış.
Biraz sonra motoru yakalayıp geçmiş.
Ama birkaç dakika sonra yeniden motosiklet yanında belirmiş, gene “Sen bu motosikleti biliyor musun” diye bağırıp, vınn...
Araba sahibi iyice öfkelenmiş, gazı köklemiş.
Bu sahne birkaç kere tekrarlandıktan sonra motosiklet gene arabayı geçip biraz ilerde bir moloz yığınına çarpıp devrilmiş.
Araba sahibi de arabasından inip yerde yatan motosikletlinin yanına gelmiş, “Öyle, sen bu motoru biliyor musun diye fiyakalanarak basıp gidersen, sonu bu olur,” demiş.
Motosikletin sürücüsü zor bela gözünü açmış, “Ne fiyakası be abi,” demiş, “ben, sen bu motoru biliyor musun, biliyorsan bunun frenini söyle, demeye uğraşıyordum”.
Başbakan Erdoğan’ın, son sürat giden KCK operasyonlarını eleştiren gazetecileri hedef alarak,“Gazeteciler bu KCK’nın ne olduğunu biliyor mu” diye sorduğunu okuyunca...
Acaba operasyonların frenini mi soracak diye merak ettim doğrusu.
Maşallah gaza basmasını biliyor da durmasını bilmiyor çünkü.
O tehditkâr havasıyla, PKK’nın akılsızlığından yararlanıp eski usul bir “takrir-i sükûn” kanunu devreye sokmayı arzuluyormuş izlenimi yaratıyor.
Temmuzda “asla yenilemez bir örgüt” olduğu kabul edilen muzaffer bir “efsane” olarak müzakere masasına oturan PKK, masayı devirdikten üç ay sonra “devletin istediği zaman bitirebileceğine”inandığı, büyük zayiatlar veren bir örgüte dönüştü.
Hem durduk yerde kendi efsanesini tarumar etti, hem onca insanın ölümüne neden oldu, hem de iktidara büyük bir baskı ortamı yaratma imkânı verdi.
PKK yönetiminin akılsızlığının bedelini şimdi hep birlikte ödüyoruz.
Başbakan Erdoğan da Kürt meselesindeki her türlü eleştiriyi, “siz KCK’yı biliyor musunuz” diye susturmaya çalışıyor.
Biz KCK’yı biliyoruz da, siz demokrasiyi biliyor musunuz?
Başbakan Erdoğan böyle tehdit kokulu demagojilerden vazgeçsin bence.
Kimse hükümete, “PKK saldırdığında ona cevap verme” ya da “şehirlerde terörü gerçekleştirecek KCK üyelerini bulduğunda, onları yakalama” demiyor.
Herkes, KCK’nın, silahlı bir örgütün lideri tarafından yönetilen “illegal” bir yapılanma olduğunun farkında.
Başbakan Erdoğan’a, bu konuda iki şey söyleniyor.
Birincisi, “KCK operasyonlarında gerçekten suça bulaşmış, şiddeti örgütlemiş ya da gerçekleştirmiş insanları yakalayın, bu harekete sempati duyan bütün insanları üye diye tutuklamayın” deniyor.
Ahmet Şık’la Nedim Şener’in tutuklanması nasıl bütün Ergenekon davasını şaibeli bir hale getirdiyse, Büşra Ersanlı’yla Ragıp Zarakolu’nun tutuklanması da KCK operasyonlarının tümünü iyice kuşkulu bir hale getirdi.
Bu iki gelişme, Ergenekon’u ve KCK’yı yok etmiyor ama bu soruşturmaların “tuttuğunu at sepete”türünden bir aldırmazlıkla gerçekleştirildiğine dair kuvvetli endişeler yaratıyor.
Bir de bu ülkede, “tutukladığım insana neden tutukladığımı söylemek zorunda değilim”diyen, hayatımda gördüğüm en korkunç yasa maddesinin bulunduğunu düşünürsek, ortam bir anda Kafka romanlarının dehşet verici atmosferine bürünüyor.
Ağır bir baskı hissediliyor.
Bunlara karşı çıkanlar, KCK’yı bilmediklerinden değil, faşizmi iyi bildiklerinden karşı çıkıyorlar.
İkincisi, “PKK’yı üç ayda yok ederim, bütün KCK’yı hapse atarım” diyerek şiddet dolu bir karşı saldırı başlatan iktidarın, bu askerî operasyonların yarattığı müthiş gücün ve “yenme” duygusunun şehvetine kapılarak “demokratik” adımları tümden unutması.
Gerçekten savaşan bir ordunun elindeki imkânlarla PKK’yı perişan edeceğini zaten biliyorduk, defalarca yazdık, sadece PKK’yı yönetenler bunu bilmiyordu, şimdi onlar da biliyor ama bu neyi değiştirir?
Kürt meselesi, PKK’yı yenmekle, yok etmekle çözümlenir mi?
İktidar, askerî operasyonlar için gösterdiği isteğin yüzde birini Kürt meselesini demokratik adımlarla çözmek için göstermiyor, Kürtlerin haklarını teslim edecek tek bir girişimde bulunmuyor, sanki sadece PKK’ya değil bütün Kürtlere düşmanmış gibi davranıyor.
PKK’yı yenip yok ederseniz Kürtlerin hiçbir hakkını vermeyecek misiniz?
Türklerin sahip olduğu haklara onlar sahip olmayacak mı?
Bunu yaparsanız, bu sorun hallolabilir mi?
Bu sorunu çözmek istiyorsanız demokratikleşmek zorundasınız, bir Türk, çocuğuna okulda anadilini öğretiyorsa, bir Kürt de öğretecek, her konuda eşit olacaklar, sorunu çözecek olan bu.
Yoksa, “sen bu KCK’yı biliyor musun” diye yanımızdan vınnn diye geçersiniz ama sonunda devrilmiş bir motorun yanında, “abi, bunun freni neredeydi” diye sorarak bitirirsiniz bu fazlasıyla süratli macerayı.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018