Ahmet AY
Devletlerin terör ve terörizmin anlamında bir mutabakata vardıklarını söyleyemesek de, teröre maruz kalan çoğunlukların bu cevap konusunda ortak bir kabule vardıklarını biliyoruz.
Doğrusu hâkim güçler kendi ihtiyaç ve menfaatlerine göre terör (örgütü) belirleyince ortaya sağlıklı bir sonucun çıkması beklenemez. A devletinin teröristi B devleti için özgürlük savaşçısı ya da “müttefik unsur” olabiliyor. Filistin, Mısır, Suriye gibi ülkeler üzerinde emelleri olan ülkelerin terörist kategorisinde bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Dünya devletlerinin pek çok konuda yaptıkları “üçkâğıt” bu konuda da ayan beyan ortada duruyor.
Batı menşeli olan “terör/terörizm” sözcüğünün tedavüle sokulduğu ilk dönemlerde terörizmin olumlu anlamda kullanıldığını görüyoruz. Fransız Devrimi sürecinde olumlanan “terörizm” Fransız Devleti tarafından şiddete başvuran Jakobenler ve diğer eylemciler için adeta kutsanarak kullanılıyordu. Birkaç yıl sonra olumsuzlanan terörizm artık kriminal manasıyla anılmaya başlamıştır.
Coğrafyamızdaki terör örgütlerinin çıkış nedenleri az çok aynıdır. Dini saiklerle beslense de geri kalmışlık, fakirlik, zulüm terörün önemli sebeplerindendir. Ancak kabul edelim ki terör örgütleri en çok dini duyguları istismar ederek toplumda güç devşirmişledir. Çünkü bütün dinlerde inananlar için “Allah rızası, Allah yolunda savaş” son derece değerlidir. Kaldı ki yeryüzünde ezilen, mağdur olan ve aynı zamanda dini bilgiden yoksun ya da yanlış ve eksik dini bilgiye sahip insanları Allah ile aldatmak daha da kolaylaşıyor.
Terör ve kökeni
Kayıtlarda bilinen en eski terör M. S. 60 ve 70'li yıllarda Yahudilerle Yunanlılar arasındaki dini kavganın savaşa dönüşmesiyle görülmüş. Yahudi Sicari gurubu kendilerinden olan insanları öldürmek suretiyle provokasyona yol açıyor, provokasyon sonunda oluşan kaosu fırsata çevirip insanları savaşa teşvik ediyordu. Bununla yetinmeyen Sicari zenginleri kaçırıp fidye almak gibi terör eylemlerine bulaşmaları ilk terör hareketi olarak anılmaya değer.
Özellikle modern dönemlerde görülen Hristiyan ve Yahudi menşeli terör hareketleri meşhurdur. Uluslararası düzeyde yapılan çalışmalarda bugüne kadar yaklaşık 900 (dokuzyüz) terör örgütünün 800'ü Batı menşeli, seküler, Hristiyan, Yahudi ve diğer dinlere mensup ve o dinlerden referanslı örgütlerdir. Söz konusu çalışmada bugün de varlığını sürdüren ve bir kısmını terör örgütü olarak görmediğimiz[1] 100 cıvarında “İslami” referanslı terör örgütünden de söz edilmektedir.
ABD ve diğer ülkelerde Hristiyanlıkla anılan terör örgütleri bugün de mevcuttur. Pek çok insanı kaçıran, öldüren, terör eylemleri ile yakıp yıkan ABD menşeli Tanrının Ordusuadlı örgüt Hristiyanlık'tan referans alırken, yine Hristiyanlık'ı referans alan Tanrının Direniş Ordusu Örgütü Uganda'da binlerce insanı öldürmüş, silah temini için seks kölesi yapmak üzere onbinlerce kızı da kaçırmıştır “Tanrı! İsa adına ve hatırına”.
1948'den önce ve İsrail Devleti kurulduktan sonra Yahudi kaynaklı Haganah, LehiYahudi kaynaklardan referans alarak binlerce Filistinli ve yabancıyı öldürmüşlerdir. Doğu dinlerinden referanslı terör örgütleri ise uzak doğuda mevcudiyetini sürdürmektedir.
DAEŞ, FETÖ VE DİN
Yazımıza konu edeceğimiz örgütler DAEŞ ve FETÖ İslami referansları itibariyle en güncel ve en müşahhas örnek örgütlerdir. Yazımızı bu iki örgütün din ile bağlantılarını sorgulayarak devam edelim.
Terör örgütü olan DAEŞ, El-Kaide gibi örgütlerin tamamen dini endişeden dolayı teröre başvurduklarını düşünmüyorum. Kimi terör örgütleri ilk başlarda dini yayma ve yaşama sorumluluğu duygusuyla örgütlenmiş olabilirler. Belki ve genellikle ilk başlarda halisane niyetle başlayan cemaat fikri daha sonra İŞİD'de olduğu gibi ABD ve diğer batılı devletlerin istihbaratları vasıtasıyla terör örgütü haline dönüştürüldü. İşte bizim anlatmaya çalıştığımız bu dönemdir.
Örgütlerin meşruiyetini dini referanslardan alarak terör eylemlerine başvurmaları “Dini Terörist” olmalarını mümkün kılmıyor. Lakin bu örgütlerin din ile alakalı olmadıklarını söylemek de gerçekle örtüşmüyor.
Önceleri samimi duygularla tamamen anlatma, duyurma/davet ve tebliğ faaliyeti gören bu yapılar, sonradan istihbarat örgütlerinin yönlendirmesiyle İslam'ın savaş esnasında cesaretlendirmeye yönelik ayet ve hadisleri, savaş hukuku gibi tamamen düzenli bir savaşa hasredilmiş buyrukları bütün zamanları ve mekânları kapsayacak şekilde genişletildi. Artık bu “hükümleri” birilerinin yerine getirmesi kalıyordu ve bu örgütler de kendilerini bu görev için sorumlu tuttular.
Mesela “Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür”[2] ayeti bir ‘sıcak savaş ayeti'dir. Her dönemde yapılan savaş, estirilen terör ve/ya şiddet eylemleri bu tür ayet ve hadislerden çıkarılan delillerle ve bağlamından kopartılan, maksad-ı İlahiden uzaklaştırılan, Resul-i Ekrem'in güttüğü amaçtan saptırılan siret ve sünnetiyle gerekçelendirilmiştir. Hz. Peygamberin as. hakaret ve fitne estiren bir şair hakkında “onu kim öldürür?” rivayeti bütün zamanlar için suikast için gerekçe kılma da bu yaklaşımın ürünüdür.
Böyle Müslümanlık olmaz
Son dönemlerde DAİŞ söz konusu oluğunda en sık duyduğumuz cümle, “Böyle müslümanlık olmaz!” itirazıdır.
Evet, doğrudur. Böyle Müslümanlık olmaz. Çünkü Müslümanlık, Allah'ın, “bütün insanlığı öldürmekle eş tuttuğu” masum bir insanı öldürmek gibi bir suçu işlemek değildir. Müslüman insan, Allah'ın “ebedi cehennem/huld” cezasıyla tehdit ettiği bu kadar ağır suçu böyle pervasızca işlemeyi göze alamaz. Lakin DAİŞ şu kadar zamandır estirdiği terörünün meşruiyetini! Hıristiyanlıktan ya da Yahudilikten yahut Budistlik'ten almadı. DAİŞ, terörünü kutsayan retoriği, delil, bilgi, belge ve rivayetleri bizim kaynaklarımızdan çıkar(s)ıyor. DAİŞ öldürmeyi kutsamayı asırlardır çarpıtılan, daha doğrusu bağlamından ve dolayısıyla maksad-ı ilahiden kopartılan ayetlerden[3] ve rivayetlerden çıkarıyor. Tamamen farklı olaylardan bahseden söz konusu ayetlerin delil kılındığı mevzularla ilişkisi son derece sorunlu ve zorlamadır.
DAİŞ terörü öncesi El Kaide, Boko Haram, ondan önce Mihneciler, haşhaşiler, Daru'l Harpçiler, Hariciler hepsi İslam dünyasında neşv u nema bulan lafızcı-katı rivayetçi dini anlayıştan beslendiler.
Kaç zamandır Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan dışında samimi ve bilinçli olarak “Terör ve İslam bağdaşmaz” itirazını dile getiren olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı bu sitem ve uyarısını boş bir söylem olarak değil, neden terör ve dinimizin bir araya getirilmemesi gerektiğini de dinimizin temel kaynağı olan Kur'an'dan ve Resul-i Ekrem'in sav siret ve sünnetinden delillendiriyor.
El-hak doğrudur, İslam ve terör bir araya gelmez, dinimiz bu anlayıştan beridir. Ancak terörü İslami kılıfa sokanlar bunun gerekçelerini de maalesef toplumdaki “arızalı dini yaklaşımdan” buluyor.
Devam edeceğiz...
[1] İBDA/C, HAMAS gibi.
[2] Bakara/193.
[3] Nisa/75-78, 84, Tevbe/81, Ankebut/69, Ahzap/16-18, Hucurat/15, Saff/4, 11-13, Tahrim/9.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019