Ahmet TAŞGETİREN
Şöyle bir soruyla girelim:
-Diyelim Kılıçdaroğlu aday oldu, başkanlığı kazandı ve SGK yönetimindeki tecrübesinden yola çıkarak “Ben ekonomistim” deyip ülkenin ekonomi politikasını belirlemeye başladı. Nasıl olurdu?
6’lı masayı oluşturan liderlerden ikisi, Davutoğlu ve Babacan, ekonomi eğitimi almış isimler. Babacan’ın ayrıca fiilen ekonomi yönetmişliği de var. Davutoğlu da Başbakan olarak ekonomi yönetiminde etkili oldu.
Ancak her iki lider, bugün muhalefet safında, ekonomi konusundaki iddialarını partilerinin uygulamanın içinden gelen ekonomi kadrolarına dayandırıyorlar.
Diğer dört lider zaten “ekonomist” olduğunu iddia etmiyor ama onlar da iddialarını kadrolarındaki ekonomistlere dayandırıyorlar.
“Ekonomist” olmamak demek, tabii ki vatandaşın yaşadığı ekonomik felaketi görmemek anlamına gelmiyor, bu liderler sokağa çıkıyor, insanlarla karşı karşıya geliyor ve sahada yaşanan yangını bizzat gözlemliyorlar. Sonra da oturup ekonomi kadrolarıyla çare üretmeye çalışıyorlar. Tabii henüz tüm tasarıları teori safhasında, çünkü muhalefetteler.
Bunları neden yazdım?
Mevcut iktidarın iş tutma tarzına dair bir şeyler söylemek için.
Mevcut iktidarın başında Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan var. Tayyip Erdoğan kendisini “Ekonomist” olarak ilan ediyor. Bu konuda da çok çok ısrarlı. Buna yönelik itirazlar olabileceğini düşündüğü için olmalı, herkesin gözünün içine bakarak “Ben ekonomistim” demeyi ihmal etmiyor.
“Ekonomist” olarak tüm ekonomi-politikayı belirliyor olması son derece tabii. Zaten öyle oluyor. Diğer tüm ekonomi birimlerinin “Laf dinliyor olmaları” bekleniyor, laf dinlemeyenler de gidiyor. Epeyce giden oldu. Damat bey gitti, onun yerine gelenler gitti, merkez bankası başkanları gitti, TUİK yöneticileri sapır sapır döküldü…
En son çanların Nurettin Nebati için çaldığına dair kulis bilgileri yansıyor.
Farklı düşünenler “mandacı” kategorisine girme riski taşıdığı için, bu yapı içinde, “İşler iyi gitmiyor” demek cesaret meselesi haline geliyor. Çünkü “işler iyi gitmiyor” demek, ekonomiyi ve de her şeyi belirleyen “en yüksek irade”yi “sorumlu” göstermek anlamı içeriyor. Ama bu tür yapılarda hem o “en yüksek irade” her şeyi belirlemeli, hem de ortaya çıkan yanlışlardan sorumlu tutulmamalı.
Dolar dün 17 liranın üstüne çıktı. (17.10) Nerde duracak döviz?
Motorine dün 1 lira 92 kuruş zam yapıldı, benzin – mazot 30 liranın eşiğinde. Nerde duracak akaryakıt fiyatları?
Her iki tırmanış diğer tüm alanlardaki fiyatları tırmandırıyor.
Hangi “ekonomist” önleyecek bütün toplumu boğan bu tırmanışı?
Ak Parti’nin fert başına milli geliri 12.500 liraya çıkardığı dönemlerde de Tayyip Erdoğan yönetimin başındaydı. O zaman “Ben ekonomistim” dediğini hatırlayan var mı?
Hayır o zaman, ekonomiyi diyelim Babacan ve kadrosu yönetiyordu, yargıyı Cemil Çiçek yönetiyordu, Dış ilişkilerde Abdullah Gül – Davutoğlu unsuru vardı, Tayyip Erdoğan o zamanlar “iyi kadrolarla çalışan lider” konumundaydı. “Ekonomist” olduğunu ısrarla vurgulama gereği duymuyordu.
Şu anda ekonomide de ana problem, kadroların yönetime özgürce katılımının azalması ve “Tek irade”nin her şeyi belirler hale gelmesidir. Bu tür yapılarda “Tek irade” doğru yapıyorsa, evet, işler daha sür’atli yürür, ama yanlış yapıyorsa, bu defa da yanlışta sür’atlilik durumu hasıl olur ki, o da tüm ülkenin olumsuzluğa doğru sürüklenmesidir.
Ali Babacan’ın “Yargı nasıl düzelecek?” sorusuna verdiği bir cevap var. Parmak şıklatıyor ve “işte bu kadar kolay” diyor. “Yargının üzerinden siyasi baskıyı kaldıracak ve bağımsız – tarafsız olacaksınız deyin kafi” diyor. Şimdi “Gezi davası” ya da “Kobani davası” acayiplikler silsilesi halinde devam ediyor. Çünkü “Yargıdan öyle yapması istendiği” hissettiriliyor.
Merkez Bankası, TUİK, ya da başka ekonomi üniteleri “yukardaki irade”den farklı bir çizgide yürüyebilir mi? Bakan Nebati zaten belirli misyonla gelmedi mi?
Halkı duysalar, halkın sofrasının darmadağın olduğunu görseler belki uyanacaklar. Ama zor. Oralardan halk gözükmüyor.
Bir de ülkenin tüm ekonomi bilimi çevrelerini “mandacı” ilan etmişseniz, kendi yolunuzu kendiniz kapatıyorsunuz demektir. Yazık memlekete.
MEVLÂNÂ İDRİS: Göçtü. Gençti. Şairdi. Çocuk yürekliydi. Maraşlıydı. Rabbimizin sonsuz rahmetine gark olsun. Ailesine, dostlarına sabırlar diliyorum. Şu mısralarını büyük oğlum benimle paylaştı:
“Burası dünya. Gece gece gece. Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık. Oyun bitti, zifiri karanlıkta belalar uçuşuyor. Dünyanın yalanları, uçakları ve bombaları arasında solup giden ömrümüzü. Kuşa çeviren yasalardan, yönetmeliklerden, nizamnamelerden sıkıldık. Telefon seslerinden, akıp giden televizyon görüntülerinden, bilgisayar tıkırtılarından, gazete hışırtılarından. Alıp başımızı gitmek istiyoruz. Alıp başımızı sana gelmek istiyoruz. Sana gelmek. Sana gelmek, orada kalmak istiyoruz.
Çok unuttuk hatırlamak istiyoruz. Başımızın okşanmasını, gözyaşımızın silinmesini, kolumuza girilmesini istiyoruz. Yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz. Rüzgârın sesini, ırmağın sesini. Dağların dağ, denizlerin deniz, kadınların kadın, çocukların çocuk. Erkeklerin erkek, ekmeğin ekmek, nanenin nane olduğu bir dünyayı yeniden isterken. Seni istiyoruz aslında. Bunu söyleyemiyoruz.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025