Ahmet TAŞGETİREN
Medyanın iki duayen ismi dün “Dış konjonktür” konusunu değerlendiren yazılara imza attılar. Mehmet Barlas ve Güneri Civaoğlu.
Barlas’tan bir alıntı yapayım:
“Bugünlerde ayrıntıları ile tam tahlil edemediğimiz ve “Büyük akıl” kavramı ile nitelediğimiz olguya “Dış konjonktür” de diyebiliriz. Ama bazılarımız saplantılarımızın ve kişilere dönük takıntılarımızın rüzgârına kapılıp “İktidar” ile “Türkiye”yi aynı görebiliyoruz. “Büyük akıl”ın hedefinde ise iktidarın değil, Türkiye’nin ya da Irak’ın yahut Suriye’nin bulunduğunu göremiyoruz.
“Tüm ulusal sorunlarının aynı zamanda uluslararası sorunları da oluşturduğu bir jeo-politik konumdaki Türkiye’nin siyasi kaderi veya istikrarı, sade seçmenin elinde değildir. “Seçmen”in veya iç dinamiklerin ağırlığı dört yılda bir iktidarı belirler. Ama “Dış konjonktür”ün belirleyici etkisi hiç bitmez. Terör de şiddetini dış konjonktüre uyarlı biçimde artırır ya da azaltır.”
Ve Civaoğlu’nun “Perdenin arkasındakiler” diye tanımladığı alana bakalım:
“TSK ve diğer güvenlik güçleri şehitler vererek, kahramanca ve sivillere zarar vermemek için -canları pahasına- görevlerini özenle, hakkıyla yapıyorlar.
Ancak...
Perdenin arkasındakiler Ankara’nın işi.
Diplomasi ustalıklarıyla, perdenin arkasındaki “oyun kurucular” üzerinde etkili olmak, silahlı mücadele kadar önemlidir.
Bu nasıl bir “oyundur” ki birbirine “hasım” tüm “oyun kurucular” Türkiye’ye karşı adeta “omuz omuza, el ele vermişler.”
Ankara diplomasiyle önce bu bloktaki çatlağı bulmalı ve büyütmelidir.
Bloku ayırmalıdır.
“Çatlak” yoksa, çatlağı Ankara yaratmalıdır.”
Barlas yazısında “Dış konjonktür”ün Türkiye’de siyaset alanını da etkileyen operasyonlarından örnekler de veriyor.
Gerek Barlas’ın “Dış konjonktür - Büyük akıl” dediği, gerekse Civaoğlu’nun “Oyun kurucular” diye nitelediği şey, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarına “Üst akıl” diye yansıyan şeyden farklı değil.
Yalnız bir fark var, gerek Barlas gerekse Civaoğlu, “Dikkat edelim, ayağımızı denk alalım, oradan Türkiye’ye yönelik tehlike gelebilir, Türkiye’nin güvenliği söz konusu olduğunda seçmen desteği kafi gelmeyebilir” gibi bir kaygıyı - uyarıyı dillendirirken Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı kaygıyı seslendiriyor ama o tehlikeye karşı mücadele edileceği vurgusunu yapıyor.
Üstad Necip Fazıl’ın
“Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın
Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın”
şeklindeki mısralarını çok okumuş, onlarla çok heyecanlanmışızdır. Bu mısralara yansıyan duygunun, genelde İslam dünyasının, özelde kendi ülkemizin üzerine çöken şartlara ve onları tahkim eden odaklara karşı direnci beslediği muhakkaktır.
Şu anda şartları değiştirme iradesi daha diri hale gelmiş, bir ölçüde ete kemiğe bürünmüş ama şartlar bütünüyle ortadan kalkmış da değildir. Onun için “Üst akıl” diye bir şeye işaret edilmektedir.
Burada iki karşı tavır söz konusu olabilir:
- Pusup dikte edilenlere boyun eğmek.
- Şartları değiştirme iradesini diri tutmak ama karşıt bloklar oluşmasına mani olmak.
İki duayen gazetecinin yazısını ben “Dikkat edelim, düşman cephe büyümesin” şeklinde okudum.
Ben, özellikle Barlas’ın Sabah’ta yer alan yazısını dikkat çekici buldum. Barlas, çok hayati bulmasa Sabah’ta Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Üst akıl” tanımlamasını çağrıştıran böyle bir yazıyı yazmazdı diye düşünüyorum.
“Yedi düvelle mücadele etme”yi severiz. Yendin mi yedi düveli birden yeneceksin!
Ama devletler kuvvet değerlendirmesini en güçlü oldukları zamanda bile ihmal etmezler.
GÜNÜN SÖZÜ:
“Eski Türkiye özlemi çeken sanal şarlatan ve müfterilerin ayak oyunlarına izin vermeyeceğiz. Her türlü fitne ve fesattan bizleri rabbimiz korusun. Bu dava için gerekirse makam, mevkiyi ve nefsimi ayaklarımın altına alırım, hiçbir makam bu kutlu davadaki hiçbir arkadaşımın kalbini kırmam, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem. Herkes imtihandadır. Sağ ve sol omzumuzda dosya tutanlara bakarız. Onlar hakkı yazsın, gerisi ne yazarsa yazsın. Kim ne yazarsa yazsın, önce bu iki dosya yazıcıya bakın.”
İmza: Ahmet Davutoğlu. Başbakan.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025