Ahmet TAŞGETİREN
Şu anda Türkiye olarak karşı karşıya bulunduğumuz “meydan okuma” gerçekte nedir?Batı ile yaşanan gerilimin anlamı nedir, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne açılımın stratejik anlamı nereye oturur?
Bunları değerlendirmek için, belki Osmanlı’nın çözülüş dönemine ilişkin okumalar yapmak lazım. Sanıyorum ki, oralardan bakınca, bugünler için de ışık tutucu değerlendirmelere ulaşılabilir.
Bugün oralara uzanmayacağım ama merhum Erbakan Hoca’nın yaşadıklarından bazı kesitleri hatırlayacağım, burada da bugünler için değerlendirme malzemesi olacak hususlar var.
Hatırlarsak, Erbakan Hoca 2011’de vefat ettiğinde kimi “ulusalcı” çevrelerde “Biz Erbakan Hoca’yı yanlış anlamışız. Oysa en millici adamlardan birisi oymuş” gibi pişmanlıklar yansımıştı medyaya. Cenazesini askerler omuzlarda taşımıştı. Bu sözler de, Ak Parti’nin Batı ile ilişkilerine “Erbakan’a sahiplenme” üstünden yönelen bir eleştiri idi.
Oysa, Erbakan’ı deviren süreçte, Milli Güvenlik Kurulu’nun asker üyeleri başrolü üstlenmişti. Erbakan geçmişte neden tehlike olarak görülmüş ve bugün neden sahip çıkılır hale gelmişti?
Batı’nın, Erbakan’ın “Yeni bir İslam dünyası” projesi ile görülecek hesabı bulunduğu açıktır.
Peki ama içerde neden Batı’dan gelen “Erbakan alerjisi”ne katılım söz konusu olmuştur?
Burada, “Batıcı” dediğimiz çevrelerin “İslam’la bağlantılı” her alana yönelik negatif tavrını anlamak mümkün. O çevreler “Batı adına gurka rolü” üstlenmeye de amadedir.
Ancak, “Asker” adına MGK’ya yansıyan “Erbakan rezervi”nin “Batıcılık” adına karşıtlıktan farklı olduğunu görmek lazım.
Bu rezervin resmen “ülke güvenliği” ile ilgili olduğunu biliyoruz.
Bu rezervin gerekçelerini paylaşmak zorunda değiliz. Ama anlamak gerektiğini de bilmek lazım.
Vefat ettiğinde “En millici adam o imiş” denilecek olan Erbakan Hoca’nın “Türkiye projesi”nde kimi çevreler neden güvenlik riski görüyor, soru bu.
Cevabı da şu:
- Türkiye, Erbakan Hoca’nın tezini taşıyamaz. O misyonu yüklenince Türkiye’ye yönelik tehdit artar.
O misyon denilen şey “İslam dünyasının yeniden inşası” misyonu. Başka ifadeyle “İslamcı Türkiye misyonu.”
Muhakeme de şöyle işliyor:
İslam coğrafyası, dünlerde Batı ve Sovyet sömürgesi idi. Bugün de Batı’nın ve Rusya’nın nüfuz alanında. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında oluşan statü bu. Türkiye, “İslam ortak paydası”ndan yola çıkıp, bu dünyayı yeni bir güç haline getirdiğinde bu dünya Batı - Rus nüfuz alanı olmayı sorgulayacak. Bir anlamda altlarından zemin kayacak. Bu da hem Batı’da hem Rusya’da “Panislamist politika” olarak yorumlanıp, düşmanlık üretecek. Türkiye böyle bir tehdidi kaldıramaz. Onun için de, bu tarz politikalar risklidir.
İşin özü bu.
Aslında biraz daha öncelere gidersek, mesela Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçerken, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının dış politika perspektiflerinin de, böyle bir değerlendirme çerçevesinde oluştuğu söylenebilir. Pantürkizm’in Sovyetler’i, bugün Rusya’yı Çin’i, Panislamizm’in Batı’yı rahatsız etmesinden endişe edilmiştir. Mesela Hilafet’in kaldırılmasında özellikle İngilizler’in muhtemel düşmanlığından korunma refleksinin etkili olduğu belirtilir.
Biraz daha öncesine gidildiğinde de 2. Abdülhamid’in İngiltere ile mücadele çerçevesinde “Hilafet politikası”nı devreye soktuğunu, ona karşı da “Hilafet politikası” sebebiyle amansız bir savaş sürdürüldüğünü biliyoruz.
Bu endişe, Cumhuriyet kadrolarının derin bilincinde akıp durdu. Bu, en azından bir kesim için “Batıcılık adına” Türkiye’nin İslam dünyası ile ilişki kurmama tavrı değil, “Batı’nın şerri”nden çekinip, daha risksiz alanlarda yürüme tavrı.
Şu sıralar, Türkiye’nin tüm ilişki alanları masaya yatırılmış durumda. İslam dünyası, Batı, Doğu, mazlum milletler...
“Dünya 5’ten büyük!” çizgisi... Küresel sistemin sorgulanması... Batı ile ilişkilere sorgulama... Yeni yol arayışı...
Tarihin kırılma anı... Evet, İslam dünyasının İslam dünyası, Türkiye’nin Türkiye olma mücadelesi... Elbet güvenlik öncelikli değerlendirmeler çerçevesinde...
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025