Ahmet TAŞGETİREN
Vicdan, kalb, merhamet, şefkat, adalet, helalleşmek, sekinet, iletişim.... kelimelerini seviyorum. Söylemlerin kıran – kırana bir nitelik kazandığı, kategorik kamplaşmaların oluştuğu, stratejilerin yokedicilik üzerine şekillendiği dönemlerde o kelimelerin oluşturduğu iklime yönelik içimdeki çağrı daha bir cesamet kazanıyor.
Pazar günü biri Sabah’ta, diğeri Cumhuriyet’te, yani iki zıt medya dünyasında iki mülakat okudum.
Sabah’taki Binali Yıldırım’la yapılan mülakattı. Aşağı yukarı iki sayfalık mülakatta Binali Bey, eşi hanımefendi ile adeta aile ortamında görüntü veriyor, değerlendirmeler yapıyordu. Kendisine siyasi jargona soktuğu “organik kampanya”nın ne olduğu soruluyor: Cevabı şu:
“- Üzerinde kurgu yapılmış, senaryosu hazırlanıp ona göre icra edilen bir kampanya değil de, bir yere gidip orada arabadan inip, rastgele insanlarla temas etmek, onları dinlemek üzerine kurulu… Hayatın normal akışında nasıl davranıyorsak o şekilde bir kampanyayı kastediyorum. İnsanlar şundan hoşlanmıyor, geliyorsun, millet toplanıyor, nutuk atıyorsun, gidiyorlar… Bu hem insanların beklentilerini karşılamıyor hem de onların konuşma fırsatları olmuyor. Asıl şu dönem konuşması gereken vatandaş. Biz değiliz. Biz daha çok dinleyeceğiz daha az konuşacağız. Ben ilçe adaylarımıza da hep söylüyorum. İki dinleyip bir konuşacağız. Çünkü Allah bize iki kulak, bir ağız vermiş. Bundan da anlaşılıyor ki daha çok dinleyelim, daha az konuşalım.”
Biri insanların arasına girmek... Diğeri nutuk atıp gitmek... “İnsanlar bundan hoşlanmıyor.”
Ne bu? Göz göze gelmek... Onunla aynı hizada durmak. Onu anlamaya çalışmak. Kalbinin tınısını hissetmek. Duygu dünyasını hissetmeye çalışmak. El sıkışmak. Elinin sıcaklığını duymak.
Ben miting iklimini sevmedim. Gereksiz mi, hayır. Onun da gerektiği zamanlar olur. Ama ben “Söz göze verilir” dedim hep. Göz göze gelmeyi istedim konferanslarımda. Salonun ışığının söndürülüp projektörlerin konuşan üzerine yöneltilmesine itiraz ettim, salon hep aydınlık olsun, gözleri göreyim istedim.
Sokakta, işyerinde, çarşıda pazarda insanların yanına sokulmak, bunun daha iyisi...
Özellikle seçim zamanlarında kürsüler, miting meydanları ötekini yargılama, dışlama yeri haline geliyor. Çünkü kendi alanınızı tahkim edecek, öteki alanda çözülmeler meydana getireceksiniz. Meydanlardan insanlar şefkat duyguları vicdanları gelişerek mi ayrılırlar, yoksa öfkeleri bilenerek mi?
Vicdan, kalb, merhamet, şefkat, adalet, helalleşmek, sekinet, iletişim....
Benim ülkem için sevdiğim kelimeler bunlar.
ŞİFALANMAK - İNŞİRAH
Pazar günü okuduğum ikinci söyleşi ise, Kara Kabare’de Zbam isimli oyunun yönetmenliğini yapan Şirvan Akan’la Hilal Köse tarafından yapılmış. “Şifalanmak”kelimesini sevdim bu söyleşide. Diyor ki: “Ben başka bir insanın dönüşümünü, umudunu dinlediğimde şifalanıyorum. Onun duygularıyla bağlantı kurduğumda, dünyasına yolculuk ettiğimde zenginleşiyorum, bir yandan da şefkatim artıyor. Şifadan bunu anlıyorum açıkçası..... Helalleşmek lazım.....Beni kalpten çağıran bir şey var. Toplumsal barışa hizmet etmek istiyorum, buna ihtiyaç var diye düşünüyorum.....Dayanamıyorum artık insanların, hayvanların, doğanın talan edilmesine...”
5 Temmuz 2016 tarihinde Star’da “İnşirah”ı yazmıştım. ODTÜ Felsefe bölümü öğretim üyesi Ahmet İnam’ın sözlerinden yola çıkarak. Şöyle diyordu İnam:
“Terapiden geçmesi lazım bu ülkenin. Bireylerin canı olduğu gibi toplulukların, kültürlerin de canı var. Türkiye Cumhuriyeti’nin canı çok kötü bir biçimde darlaşmış bir candır. O canın toparlanması canın içindeki farklı farklı canların birey olarak ve küçük topluluklar olarak büyük canı düşünüp bir iletişime girmeleri gerek. Bunun çok da zor olmadığını düşünüyorum.”
Sonra Kur’an’daki “İnşirah”a getiriyordu sözü:
“Ben dindar değilim ama din ‘iç genişliği’ ile yaşanabilecek bir şeydir. Mesela İnşirah sûresi vardır. ‘İnşirah’ iç genişliği demek. Bizde eksik olan o. Birbirimizi kucaklayabilecek bir gönül genişliği. ‘Sizin göğsünüzü genişletmedik mi?’ diyor. Buna bizim yanıtımız ‘siz genişlettiniz ama biz daralttık!...’ Bizim kalbimizin, gönlümüzün tekrar genişlemesi lazım.”
Tam da bunu kastediyorum. Prof. İnam bunu söylerken “Dindar olmadığı”nın da altını çiziyor. Demek ordan yola çıkıldığında da Kur’an’a gelinebiliyor. Keşke Kur’an’a zaten gelmiş olanlarımız da “İnşirah”ı okuyup yüreklerimizi genişletmeyi başarabilsek. Siyasette ve her zaman...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025