Ahmet TAŞGETİREN
"Anarşi” diye başlayıp “Terör” diye devam eden süreçte toprağa düşen on binlerce genç aynı zamanda ana yüreklerine ateş olarak düştü.
Önce sağ-sol diye kapıştırıldı gençler, anneler sağ-sol bilmezlerdi, aynı kavurucu ateşi hissettiler yüreklerinde.
Sonra “Kürt sorunu” etrafında terör odaklaşması gerçekleşti. Gençler dağa çıkarıldı, silaha sarıldı, devlet onların peşine güvenlik güçlerini gönderdi, dağda tepede vuruşmalar oldu, ardından ölümler, ölümler geldi.
Şehit cenazelerinde tabuta kapanan anneleri gördük, eşleri gördük, nişanlıları gördük. Kavruldu yürekler.
Öte yanda dağa çıkarılanların da bir annesi vardı. Onlar yanmaz mıydı, yanardı elbet. Kız-erkek evladının elinden uçuvermesi yakardı, dağda ölüm haberi ha geldi ha gelecek kaygısı yakardı, parçalanmış cesetler yakardı…
Devlet bir ara “Analar ağlamasın” dedi. Bizler de yollara düştük “Analar ağlamasın” dedik. Örgüt silahı bırakacak, militanlar dağdan inecek, barış yolu açılacaktı.
Şehit anneleri bile “Bizim yavrumuz öldü, başkaları ölmesin, on yıl önce gerçekleşseydi bu, bizim yavrumuz da şimdi aramızda olurdu” dediler umutla.
Ama PKK başka bir projeydi. İşin içinde küresel güç odakları vardı, PKK’ya “Yerinde dur, senin önünü açacağız” denildi ve “Analar ağlamasın” süreci zehirlendi.
Devlet bir süredir gücünü kullanıyor ve Dağ’ı bitirmek istiyor. Ne denir, Dağ bundan anlıyor.
İşin bir de “Ova” tarafı var hiç şüphesiz. Orada Kürt siyasetinin son versiyonu olan HDP var.
PKK ile ilintili mi, ilintili. Hiç şüphe yok.
Şimdi Diyarbakır’da “Anneler” HDP önünde oturma eylemi yapıp “Çocuklarımızı alın PKK’nın elinden” diye sesleniyorlar. Bir tanesi “HDP Kandil’dir” bile dedi.
HDP’nin Kandil’i kınayamadığı da bir gerçek. Kınayamamanın bir bölümü korkudan ise, bir bölümünün de Kandil ile fikirdaş olmaktan kaynaklandığı da biliniyor.
Kürtlerin tamamının HDP’ye oy vermediği biliniyor. “Kürt sorunu” diye bir konuda aynı değerlendirmeleri yapanlar bile, siyasi-ideolojik hatta mücadele yöntemi konusunda görüş ayrılıkları sebebiyle HDP’ye de Dağ’a da karşılar.
Buna rağmen “Sol” oyların da katılımıyla HDP’nin önemli bir oyla Parlamonto’ya girdiği, yerel yönetimleri kazandığı da bir vakıa.
HDP’nin bu oy gücünün, siyasi denklemi ciddi biçimde etkilediği de görülüyor.
Şu anda hükümet çizgisi HDP ile Kandil’i iç içe geçmiş görmek, göstermek ve örtülü bir illegaliteyle suçlamak noktasında. Diyarbakır’daki bir annenin “HDP Kandildir” sözünün iktidara yakın medyada gördüğü karşılık, muhtemel ki Ankara’nın da görüşünü yansıtıyor.
HHH
TV’deki tartışmalara bakıyorum, bu çizgi hep HDP’nin bir “Suç örgütü” olduğu noktasına gelip dayanıyor.
Sonra “Peki sonra?” soruları soruluyor ve orada bir tıkanma oluşuyor. Bu konuda en rijid tavrı sergileyen MHP cenahı bile, HDP’ye ne yapılması gerektiği noktasında bir görüş ortaya koyamıyor.
“HDP kapatılmalı mı?”
Ses yok.
Ses yok çünkü, parti kapatmanın bir siyasi tercihi öldürmediğini, hele bu çok derin bir oluşumu ifade eden “Kürtlük bilinci” ile ilgili ise, bu tür yaptırımların o bilinci daha da derinleştirdiğini ve sertleştirdiğine herkes biliyor.
Şu anda HDP, adeta devlet tarafından dışlanmış durumda.
Buna rağmen, ilginç, mesela Beştepe’nin muhatap kabul etmediği HDP’nin iki üyesi her ay bir hafta süreyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yönetiyor. Ne yapacaksınız? Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un HDP’yi muhatap almama lüksü var mı?
Bir de işin, siyaseten kullanılma zemini oluştuğunda ortaya çıkan “pragmatizm” boyutu var. Terörist başına “elçi” gönderiliyor, mektubu Kürt seçmene sunuluyor, bir başka kırmızı bültenli terörist devletin tv’sine çıkarılıyor. İnsanın aklına “Acaba Kandil’den birisi ‘HDP’ye oy vermeyin’ çağrısı yapsa o da devlet televizyonundan yayınlanır mıydı?” sorusu gelmiyor değil.
Diyarbakır’daki annelerin isyanı sonuna kadar haklı. HDP dağa çıkışta sorumlu olmasaydı bile, annelerin eylemi devlet kurgusu olsaydı bile, bu sese ilgi göstermeli, anneleri dinlemeli, annelerle birlikte Dağ’ı sorgulamalı idi. HDP’ye “Terörle arana mesafe koy” noktasında her şey söylenmeli. Bunda şüphe yok.
Ama devletin de HDP’yi muhatap kabul etmemenin bir çıkar yol olmadığını, aksine bunun HDP’ye ilgiyi yok etmek yerine beslediğini, Kürt vatandaşlarda “dışlanma” duygusu oluşturduğunu, bunun da hiç istenmese bile Dağ’ın ekmeğine yağ sürdüğünü görmesi gerekir.
Şunu diyorum: Cumhurbaşkanı’nın HDP ile görüşmesi devlete ne kaybettirir? Meseleye parti gözüyle değil ülke gözüyle baktığımızda…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025