Ahmet TAŞGETİREN
Geçenlerde ilginç bir şey oldu. 12 Eylül davasının avukatlarından Arif Ali Cangı ile Ömer Kavili, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın rütbelerinin sökülmesi için Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanlığı’na başvurdu. Oysa dava iki generalin ölmesi sebebiyle düşürülmüştü. Bazan öldükten sonra bile dava bitmeyebiliyor.
Ne denir? Geride bagaj bırakmamak lazım. Aslında inançlı insanlar, dünyada bırakılan bagajların ebedi alemde önlerine çıkacağına da inanırlar, onun için dünyaya veda ederken iyi bir dosya ile göçmeye itina ederler.
Bunu yazarken Ak Parti’nin bir muhasebe yapması gerektiğini belirtmek istiyorum.
Malum, FETÖ dosyaları her boyutu ile tartışılıyor. “Siyasi ayak” tartışmaları söz konusu olduğunda da, özellikle muhalefet tarafından 17-25 öncesine gidiliyor ve orada Ak Parti’nin “Devlette FETÖ kadrolaşmasına yaptığı katkılar” ortaya dökülüyor.
Bunun yanında FETÖ’cü elemanların Ak Parti iktidarı gölgesinde, onun açtığı alanı kullanarak işlediği suçlar var. Yargıda, Emniyet’te, Eğitim’de, TSK’de işlediği suçlar… Bunlar da FETÖ’nün günahı yanında Ak Parti için de “bagaj” niteliği ile gündeme taşınıyor.
Ak Parti kadroları ise, bu tartışmada 17-25 Aralık 2013’ten sonra FETÖ ile verilen mücadeleyi öne çıkarmaya, öncesindeki “Dosya”yı göstermemeye çalışıyor. “17 – 25 Aralık öncesini görmeyin” demeye getiriyor.
Belki bir şey daha: 2002 – 2013 döneminin kimi olağanüstülüklerle geçtiği ve yanlışlıklar varsa bu iklimin sonucu olduğu savunması ileri sürülebilir.
Bu psikolojiyi anlamak mümkün. İnsan yanlışının görülmesini istemez. Ama doğrular gibi yanlışlar da bir yerlerde durur ve bir gün birileri onu kazıyıp ortaya çıkarır. Siyaset de böyle bir şeydir zaten. Kaldı ki, icraatınızın mağdurları oluyor ve onlar için siyasetten de öte bir acı yumağı yüreklerde saklı duruyor. Yıllar cezaevinde geçmiş, ölümler, intiharlar olmuş. Nasıl unutulur?
Ak Parti halen iktidarda ve icraatını sürdürüyor. İlginçtir, bu dönem de kimi bagajların birikimine sahne oluyor.
Evet, 15 Temmuz gibi bir travma yaşandı. Bu tür travmaların devleti yönetenler dahil herkesin kimyasını etkilemesi tabiidir. Ancak yine de devletin itidalini koruması ve “Adalet”ten ayrılmaması esastır. Çünkü devlet gücü ezici bir güçtür ve adaletin ıskalanması durumunda altında pek çok masumun ezilmesi kaçınılmazdır.
Bu dönemde en çok ıskalanan şeyin de “Adalet” olduğu bir gerçektir. En çok adalet alanındaki sorunlara çare aranıyor bu dönemde. “Etik değer zaafı” bulunmasa etik değerler arayışı olmaz. Adalet sağlıklı işlese, adalete güven yerlerde sürünmez. Büyük kitleler halinde soruşturmalar yapılıyor ve binde bir bile olsa masumların ayağına basılıyor. Binde bir bile, on binleri ifade ediyor.
Bazen ülkelerde devleti yönetenlerin gücünü dengeleyecek bir zemin kalmaz. Devlet adına yapılan her şey, bazen zulüm bile meşrulaştırılır. Medya gücünüzle her şeyi topluma mal edebildiğine inanırsınız.
Halen devleti yönetenler, dünyevi sorumluluklar yanında “Mahşer ortamı”nı da hesaba katan insanlardan oluşuyor. İlginçtir, bu dönemde haksızlığa uğradığını düşünen insanlar da, bu dünyada ortaya çıkmasa da haklarını “Orada” alacaklarına inanıyorlar. Bu işin bir boyutu.
Ama dünyevi sorumlulukların gündeme gelmesi de mümkün. 17-25 Aralık öncesini savunmanın zorluğunu bunun için not ettim. Bu dönemin yanlışlıklarını savunma ihtimali ortaya çıkarsa ne olacak?
Ekranların kıdemlisi Prof. Ersan Şen’in ısrarla altını çizdiği bir ifade var. “Hukuk bumerang gibidir.” Yani geri döner sizi bulur. Sizin getirdiğiniz kuralları size karşı uygulayanlar çıkar.
Ben, Ak Parti döneminde bakanlık da yapan Mehmet Aydın Hoca’nın bir sözünü unutmam: “Ben ahirette savunamayacağım bir şeyi yapmamaya çalışırım” demişti bir ortamda.
Ben de derim ki: İnsan Dünyada da Ahirette de savunamayacağı işlerin altına imza atmamalı. Bagaj taşımak hiç de kolay değil çünkü. Bu gibi dönemlerde iktidarın sağladığı zeminde yanlışlık yapanlar da bir başka zeminde yapılanların faturasını ödeyeceklerini bilmeliler.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025