Ali BAYRAMOĞLU
Kapalı düzenden açık topluma geçmek isteyen ülkelerin pusulası, özgürlük fikri, özgürlük alanı, özgürlük politikasıdır. İstikamet açık düzense hiçbir gerekçe, hiçbir gelişme, hiçbir doğrulama bunlardan geri düşmeye vesile olamaz.
Bizim pusulamız yok…
Olan kadarı da kaybolmuş durumda…
2000-2010 arası Türkiye askeri vesayet düzeninden siyasi alanı genişleterek çıkmaya çalıştı. Bu çıkış kaçınılmaz iktidar mücadeleleri, iktidarın el değiştirmesi üzerinden yaşandı. Dünün eksik demokrasi sorunları çözülmeye çalışılırken, bir zihniyet sürekliliğinden kaynaklanan, el değiştirmelerin ürettiği, ülkeyi demokrasiden biraz daha uzaklaştıran dev sorunlar karşımıza çıktı.
Ana sorun, siyasi alanın genişlemesine karşılık, bu alanın demokratik olarak yeniden yapılandırılmaması, siyaset karşısında basın, ekonomi, eğitim, vb özerk alanlara dayalı bir düzeninin inşa edilememesiydi.
Bu sorunun bir kısmı iktidar sahiplerinin otoriter ve çoğunlukçu zihniyetinden, bir kısmı muhalefetin siyaset karşıtı reflekslerinden, bir kısmı ise “cemaat” gibi siyasi alana giren enformel aktörlerin varlığından ve onlara yönelik mücadelenin yarattığı travmadan ileri geldi.
2000’lerin ilk 10-15 yılında, siyasetten özgürlüğe “alan genişlemeleri ve daralmaları” bu koşullarda iç içe geçti, birbirini takip etti.
Ancak bir yerde iniş çıkışlar bitti.
Bugün, sonuç olarak, daralmaların sistematikleştiği, toplumu boğduğu kabus bir noktaya geldik.
15 Temmuz rejimi ve yeni anayasayla birlikte, siyaset alanı kapalı toplum modeli üzerinden ve dikey bir hiyerarşiyle örgütlendi. Bu durum beraberinde inanılmaz bir merkezileşmeyi getirdi. O merkez içinde de şahsilik bazında tek asli bir merkez oluştu. Şahsilik ve merkeziyetçi anlayış, keyfiliği, hukuksuzluğu sıradan ve sistematik hale getirdi.
Kimileri buna sıkılmadan hala demokrasi diyebiliyor.
Hiyerarşik düzen, basını da kendisine tabi kılmaya çalışıyor. Siyaset-siyasi karar ve toplum arasında iletişim ve denetim köprüleri kurması gereken basın, işlevini yerine getirmekte zorlanıyor. Basının sahası daralıyor, özerkliği sınırlanıyor, siyasete bağımlı hale geliyor, bunlardan kaynaklanan kalite sorunu yaşıyor.
Mevcut düzende bu, aslında çok şaşırtıcı değil.
Basın bu düzenin doğal hedefi.
Zira basın özgürlüğü siyasetin, siyasi alanının demokratik yapılanmasının kurucu unsurlardan birisidir.
Gazetecilik, anlama, gözleme, anlatma, aktarma, bilgilendirme, denetleme işlevlerini yerine getiren bir meslektir. Bu işlevlerin varlığı ve etkinliği de toplumları açık ya da kapalı olarak ikiye ayırır. Açık toplumların ön koşulu basın özgürlüğünün tam olmasıdır.
Nerede olursa olsun, neden olursa olsun özgürlük ve gerçek, herhangi bir başarıya, bahaneye, gerekçeye, stratejik bakışa kurban edildiği an, vahim ahlaki bir çöküş başlar.
Basın hareket alanının sınırlanması toplumda siyaset yerine baskı, şiddet fikrinin yerleşmesinde de belirleyici olur. Fayda fikri siyaset fikrinin önüne geçer.
Mesele, şu ya da bu siyasi parti, anlayış, değildir, demokrasi, açık toplum meselesidir.
Esas olan şudur: Pusulamız kayıp…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025