Ali BAYRAMOĞLU
Tarih 04 Mart 2013, şehir Bursa. Türkiye’nin bir yıl sonra başbakanlık koltuğuna oturacak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu şunları söylüyor: “Orta Doğu'da herhangi bir mesele Türkiye olmadan tartışılamaz. Bizi nesneleştirmek isteyenlere karşı bu millet her zaman özneydi, özne olmaya devam edecek. Artık 10 yıl önceki başkalarından yardım isteyen bir Türkiye yok (…) Türkiye'deki restorasyonun üçüncü ayağı aktif dış politikadır. Herkes onur ve izzeti arıyor. Arap sokağına çıkan gençlerin aradığı nedir diye sorarsanız izzet izzet. Artık hattı diplomasi yoktur sathı diplomasi vardır. Sathı da bütün dünyadır.”
Üç yıl sonra. Tarih 22 Ekim 2016, şehir yine Bursa. Söz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da: “1914 yılında 2.5 milyon kilometrekare olan topraklarımızın büyüklüğü dokuz yılda Lozan'ı imzaladığımızda 780 bin kilometrekareye düşmüştü. Türkiye'yi 1923'ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı coğrafyamızdaki bin yıllık hafızayı bize unutturmaktır. 2016 yılında 1923'ün psikolojisiyle hareket edemeyiz. Cumhuriyetimizi kurduğumuzdan beri dünyada her şey değişirken, 1923'teki konumumuzu korumakla övünemeyiz. Cumhuriyetimizi hattı müdafaa anlayışıyla savunmaktan vazgeçmeliyiz. (…) Musul meselesini Musul'da çözmek mecburiyetindeyiz.”
AKP’nin bu tür çıkışları, hemen her zaman Yeni Osmanlıcılık, yayılmacılık, mezhep politikası gibi eleştirilerle karşılandı. Son dönemde bu eleştiriler arttı, bunlara bir de irredantizm kavramı eklendi. Bunda, Erdoğan’ın bir süredir ısrarla vurguladığı, “ülkenin çıkarlarını ve güvenliğini tehdit eden gelişmelere nerede olursa olsun müdahale etmek” olarak tanımlanabilecek yeni güvenlik politikasının önemli bir payı var.
Türkiye’nin Suriye topraklarında IŞİD ve PYD’ye karşı yaptığı operasyonların yanında Irak’taki askeri varlığı, Musul’un kurtarılmasında yer almak istemesi, bölgede Şii hâkimiyetine karşı çıkması, tarihi vurgularla Musul’un hamisi olduğunu ima, hatta ilan etmesi bu konudaki örnekler... Bunların siyasi karşılığı nedir? Dahası bunlarda AK Parti ideolojisinin payı nedir?
Türkiye’nin AKP dönemi Orta Doğu politikalarını iki eksen üzerinde ele almak mümkün. İlk ekseni Türkiye’nin “endişeleri”, ikinci ekseni ise “iddiaları” oluşturuyor. Endişelerin merkezinde “Kürt sorunu” ve “mülteci meselesi” var. Suriye’nin kuzeyindeki Kürt hâkimiyeti PYD’nin etki alanını genişletmesi ve Türkiye sınırı boyunca oluşturmak istediği koridor, Ankara tarafından toprak bütünlüğüne yönelik varoluşsal bir tehdit olarak görülüyor. Suriye’de ve Irak’ta her çatışmanın tahrik ettiği göçmen akını, ülkede yaşayan 3 milyon civarındaki Suriyeli göçmen ve IŞİD’in göçmen furyasıyla ülkeye aktığı düşünüldüğünde, Türkiye’nin bir başka ciddi endişe kaynağı.
Bu iki sahadaki her gelişme, Türkiye’nin bunlara karşılık verme, önünü kesme istikametinde talepleriyle ve artan oranda güvenlikçi politikalarıyla karşılık buluyor. Bu siyasi tercihi yapan elbette hükümet. Ancak bu konulardaki hassasiyet AKP’ye özel değil. Bu iki meseledeki endişeler, askeri bürokrasiden Dışişleri çevrelerine, CHP ve MHP gibi muhalefet partilerinden kamuoyundaki hâkim eğilime kadar ortak bir bakışı temsil ediyor. Diğer bir ifadeyle Türkiye’nin geleneksel siyasi duruşuyla uyumlu görünüyor.
Ancak Türkiye’nin iddiaları söz konusu olduğunda belirleyici olan hiç tartışmasız AK Parti’nin ideolojik bagajı ve siyasi tercihleri. Nedir bu iddialar? Bunlar, 2011 yılından itibaren iyice açığa çıkan bir “Sünni alanı hassasiyeti” ile bu alanda ve bölgesinde “hamilik arayışı”dır.
Bu unsurlar, Erdoğan’ın “yeni Türkiye” tanımıyla her zaman iç içe olmuş, bu itibarla dış politikanın çapını aşan bir tahayyüle de işaret etmiştir. Nitekim dış politika, AKP’nin yüzünü tümüyle Batı’ya dönen, Doğu’ya ve değerlerine kapıyı kapayan Kemalist cumhuriyet geleneğini ters yüz etme siyasetinde önemli bir rol oynamayı sürdürüyor.
Orta Doğu’da ve Sünni İslam dünyasında aktif, müdahil ve hamilik arayışına yönelik politikalar bir yandan devletin geleneksel ideolojik temellerini sarsıyor. Öte yandan muhafazakâr kesimlerde özgüven yükselmesi, gurur duygusu, güçlüyle eşit olma hissiyatı yaratarak, sosyolojik karşılık buluyor. En nihayet Türkiye’nin temel stratejik tercihlerine dair yeni bir perspektife işaret ediyor.
Türk muhafazakârlarının oldum olası bir hülyası vardır. Batı medeniyetine, barışçıl ama yarışçı bir meydan okuma hülyasıdır bu. Buna, ülkenin dini değerleri, kültürel kökleri ve tarihi geçmişinin kurumlarını, kavramlarını dikkate alan bir model, bir siyasi medeniyet üretmek arzusu da denebilir. AK Parti’nin peşinde koştuğu da bir bakıma budur.
Bu eğilim dış politikada kendisini, AKP’nin Orta Doğu’ya, Arap ve Müslüman dünyasına verdiği önemli yer ve bu dünyada oynamaya çalıştığı rolle ifade etmiştir. Filistin’den Irak’a, Suriye’den Mısır’a, Gazze’den Musul’a uzanan bir çizgide Arap dünyasıyla, özellikle Orta Doğu’yla yaşanan, kesin ve keskin angajmanlar içeren bu sıcak temas, Türkiye’nin Şii-Sünni, Selefi-Meşruiyetçi, Batı-Doğu gibi bölgeye has çatışma eksenlerinin merkezine ilerlemesini de beraberinde getirdi.
Ancak AKP iddialarına “yol veren” gelişme Arap Baharı oldu. Arap Baharı temel olarak bir Sünni bölgesi öyküsüydü. Etkilediği toplumlarda İslami enerjiyi siyasi olarak ortaya çıkarıyordu. İslami hareketlerle siyaset arasında yeni temaslar, yeni bağlar oluşturuyordu. Bir yanda Selefi hareketler, öte yanda İhvan, Hamas gibi temsili demokrasi içinde yer bulan hareketler, bu temasın biraz da yarış halindeki çeşitli kolları oldular. Türk muhafazakâr elitinin önüne çıkan geri çevrilemez bir fırsattı bu. Bir alan, medeniyet, etki alanı inşasının fırsatı...
Türkiye yaşanan gelişmeler çerçevesinde hem otoriter yapı ve dokulara tavır alıyor, hem temsili demokrasi fikri üzerinden Mısır’da İhvan gibi hareketleri destekleyerek, adı konmamış bir fikri, “Sünni plüralizm” fikrini işliyordu. En önemlisi İran’ın Şii koridoru politikası karşısında dengeleyici bir rol oynayarak bir havza oluşturma iddiasını taşıyordu.
Arap Baharı’nın başarısızlığı, AKP iktidarının iddiasını yok etmedi, tersine çıkarların farklılaşmasıyla Batı karşıtı bir tutuma sürüklenmesine, Amerika’yla sorun yaşamasına yol açtı. İddia daha sonra Suriye’yle devam etti. Bugün Irak, Musul civarında geziniyor. Mevcut iddialar Osmanlı tarihi referanslı doğal hamilik fikriyle destekleniyor. Türk dış politikasının iki büyük ekseni, endişeler ve iddialar eksenleri böyle bir sarmal oluşturuyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları














































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025
8.11.2025