Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU
Ali BAYRAMOĞLU
Karar Tüm Yazıları
Siyasi sahne 2024'e kadar "kapalı gişe"...
3.01.2012
2705

Yeni yıl iyi başlamadı.

Yılın bitmesine saatler kala Uludere'de yaşanan felaket, kabul etmek gerekir ki, insani açıdan, tam bir "çöküş" hali yarattı.

35 insanın öldürülmesine, bir trafik kazası gibi bakma, sorumluluğu "öldürenden" çok "ölene" çıkarma, basına, basın üzerinden toplumun önemli bir kısımına hâkim oldu.

Aşırı siyasallaşmış bu ortamda, Kürt vatandaşlarımızın acısını bile paylaşamadık...

Daha öte ölenlere, onlara "öteki"nin "ölüsü" olarak baktık...

Çöküş kelimesini kullanmama yol açan bu...

Bu tür tepkiler etnik çatışmanın, kutuplaşmanın egemen olduğu toplumlarda oluşur...

Ya da daha çok iç savaş ortamlarında ortaya çıkar...

Elbet bir asayiş toplumu değiliz ama, bilelim ki, Kürt meselesi üzerinden, özellikle Kürt meselesinde zihinlerimiz bir kez askerileşmeye doğru itiliyor.

Elinde silah olan, onu kullanır. Silahı kullanan ya karşısındakini, ya çevreyi, ya da kendisini vurur. Bugün Türkiye'nin, daha doğrusu devletin ve siyasi iktidarın içinde olduğu durum, gazeteci ve aydın tutuklamalarından Uludere faciasına kadar aslında budur.

Bir siyasi iktidar, başbakan düzeyinde tüm gazete ve televizyon patronlarını ve yöneticilerini toplar, Kürt sorununda milli duruş talep ederse, "askerin polisin moralini bozmayın, haberleri elden geçirip verin, örgütten haber anlamında bile uzak durun" derse, o basın, resmi bombaların 35 sivili öldürdüğü gün10-12 saat durup hükümetin ne açıklama yapacağını bekler. Bununla da yetinmez ertesi gün felaket, faciayı, katliamı, bir hataya indirger. Bu da yetmez, 'sorumluluk PKK'ya nasıl çıkar' bunun peşinde koşar. Kirli, temiz, eksik, güdülü istihbari bilgi bombardımanıyla zihinleri okşar ve askerileştirir.

Olan budur...

Utanmamız gereken bir durum...

Değiştirmemiz gereken bir durum...

Peki nasıl değişecek?

2012'in bu ilk yazısında bu muhtemel değişimin sınırlarını ele almak da fayda var...

Türkiye her geçen gün, muhalefetin sefaletiyle, siyasi iktidarın hizmet başta olmak üzere toplumsal, ekonomik ve uluslararası alandaki başarılarıyla tek parti demokrasisini soluyor, bunun daha koyu bir haline doğru ilerliyor.

Son dönemlerde sık gündeme gelen cumhurbaşkanlığı seçimi meselesi de aslında bu açıdan önem taşıyor.

Zira mevcut koşullarda sistem biliyor ki, cumhurbaşkanlığı seçimleri sadece 12. Cumhurbaşkanı'nın kim olacağını belirlemeyecek, aynı zaman da AK Parti'nin içindeki değişimi, AK Parti'nin güzergâhını tayin edecek. Bu güzergâh ise yine mevcut koşullar ve dengelerde aynı zamanda Türkiye'nin güzergâhı demek.

Nasıl?

Malum; AK Parti'nin tüzüğüne göre hiç kimse üst üste 3 dönemden fazla milletvekilliği yapamıyor. Başbakanı yanlış tanımıyorsak ve yaptığı açıklamaları dikkate alırsak, verdiği sözden geri dönmeyecek, tüzük maddesini hiçbir şekilde değiştirmeyecektir. Bu durum, 2023 Türkiye'siyle ilgili ciddi hayalleri ve iddiaları olan, arkasında yüzde 50'den fazla destek bulunan Tayyip Erdoğan'ı Çankaya'ya itecek demektir. Erdoğan, büyük ihtimalle, Ağustos 2014'te Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanı olacaktır.

AK Parti'nin başına kim geçerse geçsin, Çankaya-hükümet ilişkilerinin modeli ne olursa olsun, ekonomik büyük sarsıntı yaşanmadıkça, tersten söyleyelim büyüme ve istikrarı koruduğu ve CHP tek parti demokrasisini tahrik ettiği sürece görünen odur ki, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden başarıyla çıkacak AK Parti, 1 yıl sonra genel seçimleri 4. kez kazanacaktır...

Bu 2020'ye kadar "siyasi sahne kapalı gişe" demektir...

Her şey yolunda gider, Tayyip Erdoğan'nın bir kez Çankaya'ya aday olup kazandığını varsayarsanız, final oyunu 2024'te demektir...

AK Parti'nin güzargâhı ve Türkiye'nin güzergâhı bu nedenle aynı gibi görünüyor...

Ve eğer değişim yaşanacaksa bu değişim AK Parti şemsiyesi altında yaşanacaktır.

Ya da tersi...

Uludere mi? Demokratik açılım hamleleri mi?

Siyaset mi? Güvenlik mi?

Şahıs mı? Kurum mu?

Tarih önümüzde...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar