Ali BAYRAMOĞLU
Siyasi geleneğimizin askerî rengi dikkate alınırsa, Genelkurmay Başkanlığı ve başkanın kim olduğu her zaman önemli olmuştur. Öylesine ki içinde olduğumuz “sivilleşme dönemi”nde bile askerin tutumuna ilişkin analizler genelkurmay başkanlarını merkeze almıştır. | |
Bu sürecin genelkurmay başkanları belli… Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ, Işık Koşaner ve Necdet Özel… Her biri sadece askerî alandaki rolleriyle değil, sivilleşme sürecine olumlu ve olumsuz katkılarıyla da anılacaklardır… Hilmi Özkök, askerin devlet içindeki özerk yerinin küçültülmesi, siyasi karar yapıları içinden askerin tahliye edilmesi döneminin komutanıdır. Hem bu süreci taşımış hem de bu sürece karşı çıkan diğer generallerin önünde sübap görevi görmüş bir kişidir. Büyükanıt, hiç şüphe yok ki Cumhuriyet mitingleri, 27 Nisan muhtırası, cumhurbaşkanını selamlamamasıyla anılacaktır. Başbuğ, siyasi alana girme merakıyla ve dengesiz çıkışlarıyla; Koşaner, statükocu askerin edilgen generali olarak akıllarda kalacaktır. Özkök istisna tutularsa, ondan sonra gelen genelkurmay başkanlarının tutumlarıyla askerin adım adım kışlasına çekilmesi, siyasetçiye tabi olmayı kabul etmesiyle paralel bir öykü izlemiştir. Ve Necdet Özel’le birlikte gerek Türk Silahlı Kuvvetleri, gerek asker-sivil ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmıştır. Özel, gerek fiilî, gerek sembolik olarak siyasetin normalleşmesine, değişim sürecinin çatışmadan bir ölçüde arınmasına katkıda bulunmaktadır. İşte iki örnek ya da kanıt… Büyükanıt dönemi, Çankaya’ya başörtülü bir cumhurbaşkanı eşinin çıkmasına yönelik müdahale sinyali veren bir orduya işaret ederken; Özel dönemi, tüm devlet adamları ve siyasetçilerin askerle birlikte 23 Nisan resepsiyonuna katıldığı başka bir dönemi ifade ediyor. Siyasi iktidar-askerî otorite ilişkileri açısından bakıldığında ise yine Özel dönemi en kısa MGK toplantısının, buna karşılık en uzun başbakan-genelkurmay başkanı görüşmesinin yapıldığı, gücün ve karar mekanizmasının tam anlamıyla ara kurumlardan siyasi iradeye kaydığı bir sayfaya gönderme yapıyor. Söyledik, genelkurmay başkanlarını arka arkaya dizerseniz, kişiler ve eğilimleri de öyküde belli bir yer tutsa bile, değişim süreci aslında onların önüne geçmektedir ve eğri, militer olandan sivil olana doğru düzenli bir geçişi göstermektedir. Bu açıdan Özel döneminin sadece ona ait bir uygulamayı değil, bir birikimin sonucunu vurguladığını görmemiz gerekir. Peki, bu birikim geri dönüşlere izin vermeyecek seviyeye gelmiş midir? Bu başka bir sorudur ve buna şu aşamada mutlak bir “evet” yanıtı vermek mümkün değildir. Nitekim şu anda Türkiye’de iki asker profilinin bir arada yaşandığını söylemek gerekir. İlk profili Özel temsil etmektedir. İkinci profil ise Balyoz ve İrtica andıcı davalarında yargılanan muvazzaf ve emekli generaller tarafından temsil edilmektedir. İlker Başbuğ ve Çetin Doğan’ın liderlik yapmaya gayret ettiği, içinde her şeye rağmen bir meydan okumayı barındıran, adli süreçlerdeki kimi hukuki eksikliklerden beslenen ve bir geri dönüş arzu ve politikasını temsil eden bir eğilimdir bu. İlk profil şüphe yok ki Türkiye’de merkezî eğilimdir, zamanın ruhunun ve toplumun çoğunluğunun eğilimidir. İkinci profil dünü temsil etse, azınlık da kalsa bir toplumsal karşılığa sahiptir. Ulusalcılar, Ergenekoncular ve darbe sevdalıları, kimi mecralarda varlıklarını sürdürüyorlar. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, yeni asker profilini aşağılıyor, eski ve ikinci asker profiline ise öykünüyordu şu sözlerle: “Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var. Siz Türk silahsız kuvvetlerisiniz…” Kocasakal gibi pek çok örnek var, yeni karargâha “sahibine bağımlı köpek” iması yapan… Cumhuriyet yazarı Bekir Çoşkun onlardan biri. CHP milletvekili Süheyl Batum’un askerî darbeye çağıran sözleri hâlâ akıllarda. Cumhuriyet mitinglerinin üzerinden henüz kısa bir süre geçti… Her anlamda ara noktalarda dolaşıyoruz... Kaynak:Aksiyon Dergisi |
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025