Ali BAYRAMOĞLU
Rövanş duygusu, kara kaplı defterler, hesap sorma eğilimleri, tartışmaları hiç gündemden düşmez.
2010 referandumundan 10 yıl sonra (pişman olanların, “hayır” diyenlerin ve “boykotçular”ın ithamlarıyla) tekrar alevlenen “yetmez ama evet” tartışmaları buna tipik bir örnek.
Asılda, örnek olmanın da ötesinde...
Karşılıklı siyasi pozisyonlar kadar, her bir tarafın, örneğin özellikle solun içindeki tartışmaların merkezini (hala) bu kampanyanın oluşturuyor olması ülke için hazin bir durumdur.
Sığ ve anlamsızdır.
“Yetmez ama evet” tartışmasına geri dönüş, bu sığlık, iki noktaya işaret eder. “Kim haklı çıktı”, “kim daha çok ve daha gerçek solcu”, soruları etrafında dönen bu hesap sorma, her şeyden önce, “düne dair” siyaset dışı bir tutumdur. Bugünün verileriyle, “görece doğrularıyla” düne dair bir tutumu ele almak, tüm iddiasına rağmen, dünü, düne dair dinamikleri, çelişkileri, girdileri yok sayar. Nitekim bu tartışmalarda “dün”, tashih edilerek”, “çelişkilerinden arındırılarak”, kimi seçilen yönleriyle ele alınıp “yeniden kurularak” sunulur.
“Yetmez ama evet” tartışması etrafında bugün yaşanan budur.
Ne var ki ne hayat ne siyaset böyle bir şeydir.
Diğer yandan, bu tartışma, bugüne ait görünmekle birlikte, bugün bakımından da siyaset dışında kalan bir tartışmadır. Dünü belirleyen, bugüne uzanan kimisi olumlu ve kurucu belirleyici ayrıntılarını unutmaktadır.? Bunun yerine kişiye ve niteliğine göre değişen dozlarda ezberlenmiş siyasi tutumların, güvensizlik ve ideolojik hükümlerin kör tekrarını devreye sokmakta, bu tür akıl yürütmenin hükümranlığına kapı açmaktadır. Bu hükümranlık bugünü, düne, dünden bugüne uzanan ilişkilerinin kritik unsurlarına, çelişkilerine ilişkin tartışmalarının da önüne set çeker . Sürdürülen “yetmez ama evet” tartışmasının bu yönü de aşikârdır. Ne yakın Türkiye tarihi veya yaşanan sorunların başlangıç noktası 2010 referandumudur, ne AK Parti’nin öyküsü tek katmanlıdır.
Yakın tarih ya da bu öykü farklı konjonktürlerin, iktidarın farklı siyasi paradigmalarının varlığından oluşur. Açılma dönemleri kadar kapanma evrelerini, özgürlük alanın genişlediği dönemler kadar, daraldığı dönemleri içerir. Kimlikler ayrışması kadar kimlikler etkileşimini, kimlik kutuplaşması kadar kimlik-birey ilişkilerinin esnemesi gibi çelişkili halleri aynı anda kapsar. Askeri vesayetle mücadele gerçeği kadar, bunun iktidar mücadelelerine, güç kontrolüne vesile edilmesine işaret eder. Ergenekon, Balyoz gibi adli süreçler, bu iki hal ve çelişkili hal üzerine otururlar. Ne doğru yanlışı kurtarır, ne yanlış doğruyu götürür.
Kimse, iktidar-cemaat kavgasının, cemaatin derin hedeflerinin ürettiği büyük siyasi yanılsamanın dışında değildir.
Şu ya da bu oranda...
Çıplak gerçek şu: 15 Temmuz, ülkede bir siyasi algı sarsıntısına yol açarak, siyasi dengeler ve pozisyonları altüst etmiştir. Gülencilerin devlet içinde edindikleri güçle 2004’ten (özel yetkili mahkemelerin kurulması ve buraya kademeli olarak sızmaya başlamalarından) itibaren izledikleri emniyet ve yargı stratejisinin önündeki perde kademeli olarak kalkmış ve bu, kimi istisnalar dışında, tüm kesimler için geriye dönük bir okuma, düzeltme, açıklama, kurgu mekanizmasını tetiklemiştir. Zamanla 2010-2015 arası siyasi gelişmelerdeki, kumpas ve yönlendirilme boyutu ülkenin üzerine tüm ağırlığıyla çökmüş, bu çerçevede bir süre önce çatışan aktörler arasında yeni siyasi yakınlaşmalar ve ittifaklar doğmuştur.
Siyasi soru, entelektüel alıştırma, gazeteci meselesi, bu karmaşık öykünün o günün gerçeklerine göre ve bugüne uzanan sonuçlarına doğru bir şekilde yeniden kurulmasıdır.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025
8.11.2025