Ali Türer
“Eğitimde adalet yoktur”, CHP öncülüğünde Çanakkale’de gerçekleştirilen Adalet Kurultayı sonuç bildirgesinde yer alan sekiz başlıktan biriydi.
Milli Eğitim Yasasında eğitim sistemini ayakta tuttuğu ilan edilen ilkelerin başında “Genellik ve Eşitlik: ilkesi gelir: “Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayrımı gözetilmeksizin herkese açıktır.”.
Dördüncü ilke “Eğitim Hakkıdır: “Temel eğitim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır”
Beşinci ilke ise Fırsat ve İmkan Eşitliği adını taşır: “Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır. Maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilere gerekli yardım yapılır”
Eğitim sisteminin hukuki alt yapısını oluşturan Milli Eğitim Temel Yasası’nda (1973) yer alan bu ilkelerle devlet eğitimde adaletin güvence altında olduğunu ilan eder. Halka eğitimde adalet sözü verir.
Hal böyle iken ana muhalefet partisi topladığı adalet kurultayında “eğitimde adalet yok” feryadı niye yapıyor? Yoksa bu feryat aslında bir hezeyandan mı ibaret?
Bakalım!
Türkiye hala okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarını %80’in üzerine taşıyamamıştır. Okul öncesi eğitim sadece özel eğitimde zorunludur. Türkiye’de çocuklarımızın yarısı okul öncesi eğitim almadan temel eğitime başlamaktadır. Böylece daha okula ilk adım atılırken “fırsat eşitliği” kavramı anlamını yitirir.
Türkiye’de -bağlayıcı olmasına rağmen- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin örnek kararlarına rağmen, okullarda öğrenciler belirli bir inanca yönlendirilmekte, inanç eğitimi ailelerin ve öğrencilerin tercihine bırakılmamaktadır.
Eğitim sisteminde bir üst programa yönlendirmelerde, mesleki yönlendirmelerde inanç eğitimi ile ilgili ölçme değerlendirme sonuçları belirleyici rol oynamaktadır.
Türkiye’de Okul türleri arasında ve aynı düzey okullar arasında kalite bakımından belirgin bir fark vardır.
Türkiye’deki okullar arasındaki sosyo-ekonomik farklılık düzeyi OECD ortalamasının on beş puan üzerinde seyretmektedir.
Bölgeler arasında da verilen eğitimin kalitesi bakımından önemli farklılıklar vardır. Güney Doğu Anadolu Bölgesi ile Marmara Bölgesinde öğrencilerin matematik ve fen bilgisi alanlarında, sınavlarda ortaya koydukları başarılar karşılaştırılırsa bu görülür.
Türkiye’de gelir dağılımı bakımından en düşük yüzde yirmilik dilimde yer alan aileler ile en yüksek %20’lik dilimde yer alan aileler arasında eğitim harcamaları bakımından 30 kat fark vardır. Düşük gelirli ailelerin çocukları eğitim kalitesi görece düşük okullarda eğitim görmek zorunda kalırken, yüksek gelirli aileler çocuklarını eğitim kalitesi daha yüksek özel okullara göndermektedirler.
Üstelik özel okullara öğrenci akışını özendirmek amacıyla, devlet gelir dağılımından daha yüksek pay alan ailelere daha fazla eğitim desteği vermektedir.
Orta öğretimden üniversitelere en az öğrenci yollayan okullar İmam Hatip Liseleridir. Böyle olmasına rağmen bu okullar eğitim bütçesinden en fazla desteği alırlar.
Eğitim sisteminde adalet sadece programlar ve fon yönetimi yoluyla değil, kadrolaşma, öğretmen yetiştirme, farklı personel politikaları izleme yolu ile de zedelenmektedir.
Okul yöneticileri nerdeyse sadece iktidara yakın eğitim sendikası üyelerinden seçilmektedir.
Öğretmen atamalarında ilahiyat çıkışlılara diğer branşlara göre daha fazla kontenjan ayrılmaktadır.
Her türden branşa öğretmenlik formasyonu alma olanağı tanınarak, öğretmenliğe atanma hakkı verilmiştir. Böylece öğretmen yetiştirmede eğitim fakülteleri devlet eliyle dolambaçlı yollardan bertaraf ediliyor gibi, bypass ediliyorlar gibi bir görüntü ortaya çıkmaktadır.
İlahiyat fakültelerine de öğretmen yetiştirme misyonu yüklenmiştir.
Ölçme değerlendirme bakımından daha geçerli ve güvenilir KPSS sonuçları üzerinden değil, spekülasyona daha açık, geçerliliği ve güvenilirliği daha düşük mülakatlar üzerinden öğretmen atamaları gerçekleştirilmektedir.
İlk atanan öğretmenler dört yıl sözleşmeli statüde çalıştırılıyorlar. Buradan sözleşmeli çalıştırmanın iktidarın işine gelmeyen öğretmen adayından kısa yoldan kurtulma aracı olarak kullanıldığı sonucu çıkartmak mümkündür.
Bunların yaşandığı yerde “eğitimde adalet var” diyebilir misiniz?
Sonuç olarak
Türkiye Eğitim Sisteminde temel becerileri kazandırma bakımından okul türleri arasında, aynı türden okullar arasında, bölgeler arasında fırsat eşitsizliği var mı, var.
Bölgeler arasındaki sosyo-ekonomik farklılıkları giderecek önlemler alınmıyor mu, hayır
Üstelik iktidarın öğretmen yetiştirme, fon yönetimi, öğretmen ataması, eğitim yönetiminde kadrolaşma politikaları bu eşitsizlik ve adaletsizlikleri destekleyen bir rol oynamakta mıdır, evet.
Bütün bunların temelinde ne yatıyor: eğitime dönük ideolojik müdahaleler.
Peki, muhalefet “Eğitim de adalet yok” demekte haksız mı?
Hükümet dediğin, yasa ile kendisine verilen sorumluluğu yerine getirmekle yükümlü değil mi?
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024