Ali Türer
Son 30-40 yıl içinde bilim ve teknolojide baş döndürücü bir gelişme yaşadık malum. Bu sadece üretim tüketim ilişkilerimizde, üretim güçlerinin dağılımında ve yapısında değil düşünme biçimimizde, yaşamı algılama ve yaşama bağlanma biçimlerimizde de önemli değişiklikler yarattı.
Bu değişikliklerin, demokrasi algımız üzerinde dolaysız etkisi oldu.
Yaşama standartlarını modernleşme süreci içinde yapılandıramamış topluluklar, post modern süreçte yaşanan karmaşa karşında dağılma korkusu yaşıyorlar. Varoluşlarına dönük tehdidi ise, aidiyet duygusu ile dayatılan güce teslim olarak aşmaya çalışıyorlar. Bu, kimi toplumsal sistemlerde, sıkışmaya yol açıyor. Düşmanlık, kayıtsızlık, keyfilik güçleniyor, adalet duygusu aşınıyor. Yeni otoriterlik, kendini bir tür demokrasi olarak vaaz edebiliyor.
Neo klasik örgüt kuramlardan sistem kuramı, toplumsal sistemlerin işleyişini anlamada, analiz etmede kullanılabilir bir araç sunuyor. Sistem yaklaşımı içinden bakıldığında, demokrasi, açık sistem olma yolunda ilerleyen toplumsal sistemlerin yaşama biçimi oluyor. Otoriterleşme ise kapalı toplumsal sistemlere, diktatörlüklere doğru işleyen bir süreç olarak karşımıza çıkıyor.
Toplumsal yapılar içinde, ortak değerlere bağlı işleyen standartlar, güvence altına alınmış fırsat eşitliği, demokratik sürece işaret ediyorlar. Temsili demokrasilerde, genellik her seçimin (oyun) aynı değerde, aynı ağırlıkta olması anlamına geliyor. Fırsat eşitliği ise aynı hedefe doğru yola çıkanların, aynı araçlara, aynı ümide sahip olmalarında anlamını buluyor.
Seçim yoluyla yetki devrinin güvence altına alınmış olması, liberalizm ile gelen güçler ayrılığı (yasama, yürütme, bağımsız yargı ve denetlemenin birbirini dengeleyecek şekilde işliyor olması) temsili demokrasinin olduğu kadar katılımcı demokrasinin de olmazsa olmazlarıdır kuşkusuz. Fakat katılımcı demokrasi için daha fazlasının gerektiği de ortadadır.
Post modern koşullarda sürdürülecek açık sistem yolculuğu için, temsili demokrasi yeterli olmuyor. Post modern toplumun çok kültürlü, çok programlı karakterine uygun düşecek farklı bir demokrasi kültürü geliştirmek gerekiyor.
Savımız şu: Post modern süreçte yaşanan karmaşa, ancak katılımcı demokrasinin işlediği bir süreçte kontrol altına alınabilir. Bilim ve teknolojinin, iletişim teknolojisinin olağanüstü geliştiği koşullarda, farklı bir demokrasi kültürü geliştirmek mümkündür.
Günümüzde insanlar düşünceleri, birikimleri, kültürleri, enerjileri ile alınacak kararlara, doğrudan katkıda bulunabilirler. Bu kanalları oluşturmak gerekir. Sorun merkezli, bölge temelli oluşturulmuş Çalıştaylar kendi programlarını yapar, yürütür, hesap verir, üst yapılarda temsil edilir; katılımcı demokrasi kültürü böyle bir alt yapı üzerinde yükselebilir. Siyasi partiler yerel birliklerin, çalıştayların nasıl daha verimli işleyeceği ile ilgili rekabet halinde yapılar halinde ve mutlaka daha yatay biçimde yeniden örgütlenmelidir.
Bu aslında Sovyet devriminden sonra ortaya çıkan “Bütün iktidar Sovyetlere” sloganının bir karşılığıdır. Yazık, Sovyetler Birliği yolunda ilerleyen reel sosyalizm yerine, bütün Sovyetleri tek parti elinde işleten, işleyişin gizli servis elinde kontrol altında tutulduğu bir parti diktatörlüğü ortaya çıktı. Bugün bu sürecin, aynı gizli servis içinde yetişmiş bir diktatör elinde, sosyalizmle ilgisi olmayan bir yolda yeniden biçimlendiğine tanık oluyoruz. Sol için bunun ne kadar umut kırıcı olduğu da ortada.
Devletin, kamunun bütün işleyişini yukarıdan aşağıya düzenlemek, işletmek, örgütlemek için ortaya çıkan, lider sultası altındaki partilerle yolculuk, ister istemez otoriterleşme üzerinden diktatörlüğe doğru, yani kapalı toplumsal sistemlere doğru yol alıyor.
Değişim ve istikrar toplumsal sistemlerin varoluş yolculuğunda iki temel eksendir, hareket biçimidir. Bu ikisi madalyonun iki yüzü gibidirler, birinin olmadığı yerde diğeri anlamını yitirir. Bunları istikrarı korumak için güç kullanarak birbirinden ayırırsanız, o toplumda karmaşa, huzursuzluk büyür.
İstikrar arayışı, toplumsal sistemin yolculuğunu güvenceye almak için çıktığı yolda bir kararlılık, denge, huzur arayışıdır. Değişimin önünü kesme girişimi ise çürümeyi getirir. Toplumsal gelişme, istikrar içinde değişimi yakalamaya bağlıdır. O nedenle toplusal açık sistemde dinamik bir denge durumu söz konusudur.
Değişimin baskı altında tutulduğu, toplumun statik bir dengeye zorlandığı yerde karmaşa büyür, tutuculuk istikrar arayışını nafile hale getirir. Baskı ile güç kullanarak değişimin önüne geçemezsiniz. Toplumu kültürel dokuya uymayan hazır olmadığı bir değişime de zorlayamazsınız. Sonuçta her iki durumda da kontrol edilemez, giderek artan bir karmaşa(entropi) ve huzursuzluk ortaya çıkar.
Batı’da Küreselleşme, kapitalizmin post modern koşullarda varoluşunu sürdürebilmesi için bir tür yeniden yapılanma arayışı olarak ortaya çıktı. Bu arayış ile karmaşa, istikrarsızlık paralize (inmeli) hale geldi. Ulus devletlerde inanç ve etnik kimlikler içinde sıkışmalar ortaya çıktı. Bugün yaşanan bölgesel savaşlar, çatışmalar, karmaşanın paralize olma halinin getirdiği somut sonuçlardır.
Merkeziyetçi yapılar, onlara eşlik eden geniş bir bürokrasi aygıtı, yukardan aşağı doğru işleyiş, toplum mühendisliği, devleti yeniden düzenlemek için kurulmuş partiler, lidere endeksli siyasi yaşam, devletçilik, sınıfa dayalı diktatörlükler, parti devletleri, Milliyetçilik, İslamcılık gibi ideolojik dayatmalar, yabancı düşmanlığı; bütün bunlar, kapalı toplumsal sistem olmaya doğru bir gidişe işaret ediyorlar.
Çok kültürlülük, çok programlık, yaşamın ortaya çıkardığı birer sonuçtur. Çatışmalara tehdit ve dayatma yoluyla değil, güç kullanılarak değil uzlaşma içinde çözüm bulunursa, yeni bir dinamik denge, istikrar içinde açık toplumsal sisteme doğru gidiş güvence altına alınabilir. Bunun için demokratik işleyişi katılımcı karakterde yeniden kurgulamak gerekir. Avrupa ülkelerinin çoğu bu yola girdi.
Yerinden yönetim, bölgelerde sorunları çözmek için bir araya gelmiş çalıştaylar, yerel örgütler, varlıklarını bunlara borçlu geçici ya da kalıcı üst örgütlenmeler; bütün bunlar yaşanılan post modern süreçte, toplumsal açık sistem olma yolunda ilerleyişin birer işaretidirler.
Bugün demokrasi güçleri, temsili değil, katılımcı demokrasinin araçları üzerine kafa yormalılar. Lider sultası altında işleyen siyasi partilerle bunun yapılamayacağı ise, ayan beyan ortada.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024