Alper GÖRMÜŞ
Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta Kiev’de gazeteciler önünde sarf ettiği sözlerin anlamı ve önemi üzerinde duruyordum...
Hatırlayacaksınız, Başbakan o konuşmada, iktidarlarının başlangıç yıllarında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) başına örülmek istenen çorapların tamamının henüz ortaya çıkmadığını; bunları kendisinin bildiğini fakat bugün de açıklamayacağını, ileride yazacağı kitapta anlatacağını belirtmişti.
Ben de geçen yazımda, Başbakan’ın kitabının hiç kuşkusuz en “hard” bölümünü oluşturacak olan “2003” faslının “flaş”ını, Başbakan’ın kaleminden çıkmış muhayyel bir metinle tahmin etmeye çalışmıştım. Muhayyel metin, Başbakan’ın 2027’de yayımlanan günlük tarzındaki kitabının 19 Kasım 2003, 20 Kasım 2003 ve 2 Aralık 2003 tarihli bölümlerini kapsıyordu.
O yazı, “Hayalî Başbakan günlüğünün somut referansları”nın ele alınacağı bugünkü yazıya bir göndermeyle sona eriyordu.
Bugün sıra işte o somut referanslarda...
MİT’ten savcıya: “Raporu 19 Kasım 2003’te Başbakan’a sunduk”
Hayalî metnin 19 Kasım 2003 tarihli bölümü, Başbakan Erdoğan’a o gün MİT tarafından sunulan“Ergenekon raporu”nun Erdoğan’da yarattığı şaşkınlıkla başlıyordu... Aslında iki aşamalı bir şaşkınlıktı bu. Başbakan öncelikle raporun adını görünce şaşırmıştı. Çünkü henüz dört gün önce İstanbul’da iki sinagog bombalı saldırılarla sarsılmıştı ve medya da hükümet de bunun bir El Kaide saldırısı olduğu hususunda herhangi bir şüphe duymuyordu. Zaten Erdoğan da dört gün boyunca verdiği demeçlerin tamamında sadece “dinci terör”ü lanetlemişti.
Eh, Başbakan bir El Kaide raporu beklerken “Ergenekon raporu”yla karşılaşınca şaşırmıştı haliyle... Hayalî metinde, Başbakan’ın şaşkınlığının, MİT’in verdiği bilgileri öğrenince daha da büyüdüğünü okumuştuk... Fakat isterseniz, buna girmeden önce, Ergenekon raporunun Erdoğan’a tam olarak 19 Kasım 2003’te sunulduğu bilgisinin kaynağına bakalım...
Bu bilgiyi ilk olarak, Akşam gazetesi yazarı Özlem Akarsu Çelik’in 21 Mart 2010 tarihli yazısında açıkladığı bir belgeden öğrendik. Çelik, “Başbakan’ın Ergenekon’u 2003’te öğrendiğinin belgesi” başlıklı yazısında, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün, soruşturma başladıktan sonra Başbakanlığa yazdığı bir yazıya dayanarak çok önemli bilgiler veriyordu.
Zekeriya Öz, Başbakanlığa yazdığı yazıda, MİT’e sordukları bir soruya 9 Mayıs 2008’de cevap geldiğini; cevapta, “Ergenekon yapılanması ile alakalı olarak yapılan çalışmaların 19.11.2003 tarihinde Sn. BAŞBAKAN’A sunulduğu” bilgisinin yer aldığını hatırlatıyordu. Öz, ardından da“uygun görüldüğü takdirde” MİT’in bu çalışmasının kendilerine iletilmesini arz ediyordu.
Yalman: “Başbakan ses kayıtlarını GK Başkanı’na vermiş”
Başbakan’ın muhayyel kitabında şöyle yazıyordu (yine 19 Kasım 2003’teyiz): “Bundan beş altı ay kadar önce 1. Ordu’daki darbe hazırlıklarıyla ilgili ses kasetleri bana ulaştırıldığında ben de onları Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve MİT Müsteşarı’yla paylaşmıştım... Şenkal Bey, o günden sonra yürüttükleri istihbarat çalışmalarında ulaştıkları bazı sonuçlarla, iki sinagogun bombalanması arasında dikkat çekici ilişkiler tesbit ettiklerini ve bana bunları anlatmak istediğini söyledi. Anlattıklarına inanmak hakikaten çok zordu, çünkü kan dondurucu şeylerdi bunlar...”
Ordu’da 5-7 Mart 2003’te gerçekleştirilen “plan semineri”nin ses kayıtlarının Başbakan’a sızdırıldığına dair ilk bilgi, Balyoz darbe davası sanığı emekli orgeneral Ergin Saygun’dan geldi. Saygun, 27 Mart 2012 tarihli duruşmada söz alarak şöyle dedi:
“Plan seminerlerinin kasetleri, seminerden birkaç gün sonra dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’a Başbakan tarafından verilmiştir. (...) Ayrıca Aytaç Yalman bu davada tanık olarak dinlenmelidir.”
Aynı bilgi ve talep bir süre sonra Balyoz sanığı Özden Örnek tarafından da dile getirildi. Bunun üzerine Aytaç Yalman Hürriyet ’in (2 Eylül 2012) manşetinden yayımlanan bir açıklama yaparak Saygun ve Örnek’i yalanladı. Yalman’ın verdiği bilgiye göre, kasetleri Başbakan Genelkurmay Başkanı’na vermiş, o da kendisini çağırmış ve konuyla ilgili olarak bilgilendirmişti.
Buradaki “öyle değil böyle oldu, hayır böyle değil öyle oldu” tartışması bizi ilgilendirmez, sonuçta hepsi aynı kapıya çıkıyor ve kasetlerin Başbakan’a sızdırıldığını teyit ediyor.
Hayalî mektup bu somut bilgiye ek olarak, Başbakan’ın bu kasetleri MİT’e iletip 5-7 martta 1. Ordu’da ne olup bittiğini araştırmasını ve o kargaşanın sürüp sürmediğini izlemesi talimatını verdiğini varsayıyor ki, herhalde kimse çıkıp “Başbakan öyle yapmamıştır” diyemez. Yani: Olgu sayılır bu yolda varsayım!
Kırmızıyla yazılı iki sinagog ve “Gökkuşağı Deterjan” firması
Geldik 20 Kasım 2003 notlarına...
O gün, yani sinagogların bombalanmasından beş gün sonra sabah saatlerinde İngiliz Konsolosluğu ile HSBC’ye bomba yüklü kamyonlarla saldırılmış, saldırıları yine El Kaide üstlenmişti.
Muhayyel metnimizin o günkü bölümünde, öğleden sonra Levent ve Taksim’de aniden EMASYA birliklerinin belirdiği ve Başbakan’ın, bir gün önce MİT Müsteşarı’ndan öğrendikleriyle bu hareketi birleştirdiğinde çok tedirgin olup derhal birliklerin geri çekilmesi için emir verdiği yer alıyordu.
EMASYA birliklerinin hareketliliğine ilişkin haberleri Başbakan da herkes gibi o günkü internet sitelerinde çıkan haberlerden izlemişti. Zaten sinirlenmesinin bir nedeni de oydu; kendisine hiçbir bilgi verilmemişti.
Peki, Başbakan kendisine bir gün önce sunulan Ergenekon dosyasından neler öğrenmişti de olan bitenden bu kadar tedirgin olmuştu?
Muhayyel metinde iki neden gösteriliyordu buna... Birinci olarak, MİT yetkilileri, Başbakan’ın “plan semineri”nin kasetlerini kendilerine verdikten sonra yürüttükleri istihbarat çalışmasında ulaştıkları ve 1. Ordu’da hazırlandığını tesbit ettikleri bir belgedeki şu ibareye dikkat çekiyorlardı:
“Bölücü terör örgütü ve El Kaide büyük şehirlerde özellikle İstanbul’da eşzamanlı büyük eylemler icra edecek. Oluşan kaos ve karmaşa nedeniyle sıkıyönetim ilan edilecek.”
Muhayyel metindeki bu ibare, şimdi görülmekte olan Balyoz davasının ek klasörlerinde yer alıyor, ben de oradan aldım.
Başbakan’ın bir gün önce MİT’ten öğrendiği ikinci bilgi ise muhayyel metinde şöyle ifade ediliyordu:
“MİT’teki 1. Ordu belgeleri arasında, Mart 2003’te oluşturulmuş bir ‘İstanbul’daki sinagoglar’ listesi varmış. 24 sinagoglu bu listede sadece ikisi kırmızıyla yazılıymış ve o iki sinagog, 15 kasımda bombalanan Neve Şalom ve Beth İsrael’miş.”
Keza bu belge de yedi yıl sonra, 2010’da açılan Balyoz davasının klasörlerinde yer alacak, hatta davanın bir numaralı sanığı olan Çetin Doğan’ın karşısına soru suretinde çıkacaktı.
Savcı, Doğan’a yalnız “kırmızıyla işaretli sinagoglar”ı değil, davanın önemli sanıklarından biri olanTuğgeneral Süha Tanyeri’nin kaleminden çıktığı iddia edilen bir başka belgede yer alan “Gökkuşağı Deterjan” ibaresini de sormuştu. Çünkü, 2003 saldırıları soruşturmasında, sinagoglara saldırıda kullanılan bombaların İkitelli’deki “Gökkuşağı Deterjan” fabrikasında imal edildiği ortaya çıkarılmıştı.
Muhayyel metne “Gökkuşağı Deterjan”ı eklemeyi unutmuşum... Şemdi onu da katarak, MİT’in, herkes “dinci terör”le uğraşırken bir koşu Başbakan’a Ergenekon raporu sunmasına ilişkin tahminimi sizinle paylaşabilirim:
İki sinagogun kırmızıyla yazıldığı sinagoglar listesini saldırılardan önce ele geçiren MİT, 15 kasımdaki saldırılarda bu iki sinagog bombalanınca, üstelik de bombaların “Gökkuşağı Deterjan” adlı fabrikada üretildiğini öğrenince bağlantıyı kurmuş ve durumu ivedi olarak Başbakan’a bildirmiş olmalı.
2 Aralık 2003’teki “tuhaf” konuşma
Geldik sona, yani Başbakan’ın 2 Aralık 2003’te partisinin Meclis grubunda yaptığı “tuhaf”konuşmaya...
Konu tabii ki 15-20 kasım bombalamalarıydı... Fakat o güne kadar “dinci terör”den başka bir şeyden söz etmeyen Başbakan bu defa çok farklı şeyler söylemekte, “Vakti saati geldiğinde fikir, düşünce planında, demokrasi çerçevesi içinde hesaplaşacakları” birilerine işaret etmekteydi... Üstelik“bunun da belgesi, bilgisi, delilleri, her şeyi elimizdedir” demekteydi.
Muhayyel metinde, bu sözleri, Başbakan’ın ağzından, “çıktım, Meclis’te böyle konuştum” diyerek vermiştim... Buna da somut referans istemeyeceksiniz herhalde, isteyen Meclis tutanaklarını açsın, 2 Aralık 2003 bölümünü okusun.
Şimdi söyleyin: Sizce, o gün Başbakan’ı bu tarzda, bu tuhaflıkta konuşturan şey, önceki yazıda muhayyel bir metinle, bugün de somut referanslarla anlattığım hikâyeden başka ne olabilir?
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025