A.Turan ALKAN
Ebu Bekir kendisine biat edildikten sonra sabah kalktı ve kolunun üzerinde birkaç hırka ile pazarın yolunu tuttu. Ömer ‘nereye gidiyorsunuz’ diye sordu.
Ebu Bekir, ‘Pazara’ diye cevapladı. Bunun üzerine Ömer, ‘Müslümanların velâyeti size verilmişken hâlâ aynı işi mi yapıyorsunuz?’ diye sordu. Ebu Bekir, ‘Yoksa ailemin karnı nasıl doyar’ diye karşılık verdi. Bunun üzerine Ömer, ‘Geliniz Ubeyde’ye gidelim. O size nafaka tahsis eder’ dedi. Böylece Ubeyde’ye gittiler ve o, ‘Size Muhacirler’den bir kişilik nafaka ayıracağım, onların ne en iyi kazananı ne de fukarası olursunuz. Ayrıca bir kışlık bir de yazlık elbise. Birini giymezseniz onu iade edip yerine başkasını alabilirsiniz’ dedi. Ayrıca Ubeyde, Ebu Bekir için günlük yarım koyun tahsis etti; hatta bunun postu ile başını ve bedenini örtebilecekti.” (s. 92)
Ölüme yaklaştığı vakit, Hz. Ebu Bekir kızı Aişe’ye şunları söyledi: ‘Şüphesiz ki biz Müslümanların işlerini idare ettik de tek dirhem dahi almadık. Karnımızı iri çekilmiş hububatlarla doyurduk, kaba kumaşlarla da sırtımızı örttük. Ve bu Habeşli köleden, şu su çekme devesinden ve kadifeden gayrı, Müslümanların aldığı ganimetten yanımıza hiçbir şey kalmadı. Lakin yine de ben öldüğüm vakit bunları Ömer’e gönderesin.’ (s. 92)
Ömer bir vali tayin ettiğinde ona mektup yazarak at sürmemesini, leziz yemekler yememesini, pahalı giysiler kuşanmamasını ve kapısını muhtaçlara kapatmamasını şart koşardı. (s. 141) Ne zaman bir vali tayin etse, onun mülkünün kaydını tuttururdu. (s. 154)
Enes’ten naklen: “Bir bahçeye girdim ve Ömer’in –onunla benim aramda bir duvar vardı- şöyle söylediğini işittim, ‘Ömer b. Hattâb! Emirü’l-Mü’minin! Ne âlâ, ne âlâ! Yemin ederim ki Allah’tan korkun olsun ey Hattâb’ın oğlu. Yoksa şüphesiz Allah’ın gazabı üzerinedir.’” (s. 142)
Bir akrabası Ömer’e gitti ve ondan kendisine beytülmâlden para vermesini istedi. Bunun üzerine Ömer, onu ayıplayarak; “Allah’ın huzuruna hain bir metelik ile mi çıkmamı istersin” dedi ve sonra ona kendi cebinden onbin dirhem verdi. (s. 143)
Ömer şöyle söylemiştir: “Vallahi ben halife miyim yoksa bir melik miyim bilmiyorum; eğer ki bir meliksem bu feci bir şeydir.” Bunun üzerine biri ona, “Ey Emirü’l Mü’minin, ikisi arasında fark vardır’ dedi. Ömer bu farkın ne olduğunu sordu ve diğeri şöyle devam etti, ‘Bir halife hak olmadıkça almaz ve hak olmadıkça vermez. Allah’a hamdolsun ki siz böylesiniz. Lakin bir melik halka zulmeder; birinden aldığını ötekine verir.’ Bunun üzerine Ömer sessiz kaldı. (s. 153)
Ömer bir müddet Beytülmâl’den hiçbir şey almaksızın kendini idare etti fakat darlık gelip çattığı vakit Resulullah’ın sahabisine yazarak, ‘Şu işle meşgul olmaya giriştim, bundan benim hakkıma düşen nedir’ diye onlara danıştı. Bunun üzerine Ali, ‘sabah ve akşam öğünüdür ey Ömer, buna göre alınız’ cevabını verdi. (s. 154)
Hz. Hasan, çocukken Ebu Bekir’e gitti. Ebu Bekir, o sırada mescidde Resulullah’ın minberinde oturuyordu. Hasan ona, ‘Babamın makamından in’ diye çıkıştı. Bunun üzerine Ebu Bekir, ‘Doğru söyledin. Şüphesiz burası babanın makamıdır’ dedi. Sonra Hasan’ı kucağına aldı ve ağlamaya başladı. Bunun üzerine Ali, ‘Yemin olsun ki bunu söylemesini ben emretmedim’ dedi. Ebu Bekir, ‘Doğru söyledin. Senden bir an bile şüphe etmedim’ diye cevap verdi. (s. 94)
(Alıntılar, yeni neşrolunan Celâleddin Suyûtî’nin ‘Halifeler Tarihi’ndedir. Çev. Onur Özatağ, Ötüken Yay., Eylül 2014)
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016