Aydın Selcen
Küresel Covid-19 salgını günlerinde yazı yazmanın güçlükleri üzerine bir yazı yazmaya kalksam muhtemelen “Allah başka dert tasa vermesin beyzadem” dersiniz ve çok da haklı olursunuz. Muradım bu değil. Meselem ise şu: İsterim ki sizlere Türkiye’nin hem Suriye, hem Libya’da adı konulmamış da olsa giderek BAE ile bir güç ve düzen mücadelesine girdiği izlenimimi gerekçelendirerek anlatayım, bunun üzerine tartışalım. Yahut, Covid-19 ile birlikte ve sonrasında yeni dünya düzeninin ve yeni normların neler olacağı üzerine düşünelim, konuşalım. Buralarda çok zengin malzeme var aklı gıdıklayan.
Ama hayır. Buna olanak bulamıyoruz. Çünkü çoğu zaman hatta her zaman olduğu gibi kafamızı kaldıramıyoruz. Kimin aklına İstanbul Kanalı taşköprü taşıma ihalesini bu araya denk getirmek gelir? Kimin aklına aynı tasarının ÇED raporunda tarihi eser ve SİT alanlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı koruma kurullarının uyarı yazılarını gizlemek gelir? Kimin aklına İBB’nin Sirkeci ve Haydarpaşa gar binalarına ilişkin iptal başvurusunu şimdi reddetmek gelir? Kimin aklına bir virüsle mücadele etmek adına her akşam şerefelerden dua okutmak gelir? Hangi ülke Bilim Kurulu kurmayı akıl eder de, siyasal garezini aşamayıp kendi Tabipler Birliği’ni o forumda temsil ettirtmez?
Kim dinsel cemaatlere bağış toplamayı serbest bırakır da belediyelere yasak eder? Kim kendi partisinden belediye başkanlarını toplar da muhalefetten gördüğü başkanların üzerine valileri salar? Kim yurttaşlara evlerinde kalmalarını öğütler ama ücretli izin hakkını tanımaz? Kim af yasası çıkarır da adeta kin güderek siyasal suçluları kapsam dışında tutar? Kim maskesiz toplu taşıma kullanımını yasaklar da yardım toplamayı yasakladığı belediyelerden yardım kabilinden ücretsiz maske dağıtmasını bekler? Kim yirmi yaş altına ertesi sabah işe gitmeyi yasaklar ama kayıtlı/kayıtsız o yaş aralığında evlerinin direği olanların gelir kaybının o haneler üzerindeki yıkıcı etkisini öngörüp, destekleyici, yaşatıcı önlem almayı düşünmez?
Kim gelirinden göstermelik bağış yapar da giderinden dişe dokunur, görünür, elle tutulur kısıntıya gitmez? Kim tam da bu arada tutar Afrika Kalkınma Bankası’na katkı artırımı açıklar? Kim Diyanet İşleri Başkanı’na anayasasında laik olduğu yazılı ülkede hangi bağışın dinen caiz hangisinin olmadığını açıklatır? Hangi demokratik ülkede İçişleri Bakanı’nın “işkillenmesi” görünürde bağımsız oldukları iddia edilen savcıların harekete geçmesi için yeterli olur da “beni virüs değil bu düzeniniz öldürür” gibi gayet akılcı bir ifadesini paylaşan bir kamyon şoförü emekçi gözaltına alınır, yetmez işinden edilir? Hangi ülkede herhangi bir tahrik, kin, şiddet çağrısı içermeyen ama kimilerinin dini duygularını rencide edebilecek bir paylaşımı için bir gazeteci tutuklanır? Yeri gelmişken anımsayalım mı: Charlie Hebdo katliamının ardından Cumhurbaşkanı Macron’un meclis kürsüsünden üzerine basa basa vurguladığı gibi, laik ülkelerde “küfür” (“blasphemy”) suç değildir, olamaz.
İşte bu yukarıda kayıtlı ve esasen daha da fazlası eklenebilecek tevil götürmez zırvalardan, bu absürtlükten ötürü, dijitalleşmenin yaygınlaşıp, kalıcılaşacağı; uzaktan çalışmanın yerleşikleşeceği; toplumsal mesafelenmenin yeni norma dönüşeceği; uluslararası tedarik zincirinin yeniden biçimleneceği gibi izlekler üzerine yazamıyoruz. Devletin yani kamunun gücünün artıp, pazar ekonomisi çözümlerinin salgın öncesindeki başatlığını yitireceği üzerine konuşamıyoruz. Asıl tehlikenin mevcut popülizm değil gelecek potansiyel otoriteryanizm olduğu konusunda bir tartışmaya girişemiyoruz. Salgınla mücadele adına normal durumdan zorunlu olarak acil duruma geçilmesinin bir anlamda “şok doktrini” de demek olduğunu ve burada “şok” denilenden kastın “darbe” anlamına geldiği üzerine kafa yoramıyoruz.
Bunlar gibi pek çok düşünce filizi var yeşertilebilecek. Fakat saçmalığın sonu gelmiyor. İtikadınca sineğin yağını çıkaracak bir esnaf aklına, “ne atarsam yerler” kafasına, “vatan-millet-Sakarya” hamasetine sırtüstü uyuklar vaziyette teslim olmuşuz. Ne aydınlık, ne aktivizm, ne muhalefet, hepsini geçtim, ne cumhuriyet yurttaşlığı iddiamız yok; unutmuş, terk etmişiz bunları. Kolayımıza öyle gelmiş tevekkeli. Ya bir muhataplık iddiası ortaya koyacağız, yahut aynen İskenderunlu Malik Baran Yılmaz’ın dediği gibi bizi virüs değil bu düzen öldürecek. Belki epeydir yaşayan ölülerin hayaletleri olmuşuz zaten. Kendi düşünsel cesetlerini kendi sırtlarında taşıyan beli bükük şaşkın hayaletler.
“Devletin özgün sorumluluğu olan yurttaşları korumayı üstlenmesi için bir afet gerekti” diye yazmış Pankaj Mishra. Bizde öyle olmadı. Afet de, bundan önce kimi atlatılan kimi yaratılan badirelerin hepsinde olduğu gibi, muktedirin tahakkümünü perçinleyecek yeni bir fırsat olarak görüldü. Bu durumun halkla ilişkilerdeki karşılığı da “devlet-millet işbirliği” olarak anlatılageliyor. Öyle ya, “devletimiz, yani cumhurbaşkanlığı makamı.” Muhalefetin yanıtı ise “her şey çok güzel olacak.” Öyle, kendiliğinden. Arkamıza yaslanıp izleyerek. Sabır ve tevekkülle. Sivil toplum neydi, unutarak. Kurumsallaşma, saydamlık, hesapverirlik, denetim, çoğulculuk, katılımcılık: Düşünmeye gerek yok, kendimizi fazla zorlamadan. İyisi mi “korona” yaz gönder, gitsin.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024