Aydın Selcen
İki tür yorum yapmak olası. Birincisi, yerde olup veya bulunmuş olup, o yerin dilini de bilmek koşuluyla, ülkenin toplumsal, tarihsel ve hukuksal durumuna da yaslanarak siyasal değerlendirmelerde bulunmak. İkincisi, “oturduğunuz yerden” diye küçümsenebilecek biçimde, kendi düşünsel doğrularınıza dayanarak, ki bu doğruların “evrensel” nitelikte olması yeğlenir doğal olarak, “buradan oraya” bakmak, karşılaştırmalar yapmak ve ülkenizin çıkarları açısından ne yapılırsa en yararlı olacağını önererek sözü bağlamak.
Yazıların üzerinde “okuma süresi 2 dk.” gibi bilgilendirmeler oluyor artık. Yorumu yazanın ise yaşamı boyunca edindiği deneyim, birikim, eğitim ve kafasındaki değerlendirme imbikten geçip, yerine göre birkaç saatte yerine göre çok daha uzun sürelerde ortaya çıkan yazılar işte iki dakikada okunabilir ve anlaşılabilir entelektüel ürüne dönüşüp, tüketime sunuluyor. Bunun için uluslararası ölçüte uygun yayın yapan ve dünyaya seslenme kaygısı güden medyada, birkaç farklı ve güvenilir kaynaktan (bunların hangileri olduğu da belirtilerek) aktarılan verilerin yanı sıra “haber” diye nitelenebilecek yazılarda iki-üç uzmanın görüşlerine de yer veriliyor.
Yukarıdaki adı üstünde “yorum” veya “görüş” için geçerli. “Ben böyle gördüm, gördüğümü çaldım” der geçersiniz. Adına “uluslararası” denilen devletler arası ilişkiler ise haliyle farklı olsa gerektir. Bu ilişkiler, halklar arasındaki ilişkileri içerse de salt bunlardan ibaret de değildir. Bu bağlamda, olumlu anlamda düşünceyi tahrik amacıyla bir örnek vermek gerekirse, “Azerbaycan’la iki devlet tek milletsek, Yunanistan ve Ermenistan’la da haydi haydi öyle olmamız gerekir” diye bir savla ortaya çıkılabilir. “Nedir yani, tüm sorun din veya mezhep mi?” diye sorulabilir. Yine örnekse, parlak tarihçi Ali Yaycıoğlu’nun Oksijen’deki son İran-Türkiye yazılarından esinlenmemek olası değil bana kalırsa.
Dış ilişkilerde “devlet” dediğiniz bir kişiler topluluğu: Seçilmiş yöneticiler ve atanmış profesyonellerden oluşuyor. Hariciyeci önce ne yapacak, ne olduğunu anlamaya çalışacak. Nasıl? Herhalde en önce büyükelçilikten ne gelmiş ona bakacak. Sonra yine en önce böyle bir toplumsal çalkantı durumu olduğuna göre büyükelçi ve aile fertleriyle birlikte maiyetinin, misyonun güvenliğini düşünecek. Hariciyede mükemmel iyinin düşmanı olduğuna, olaylar da sürekli insanın üzerine üzerine geldiğine göre, “dairesi” bir ilk değerlendirme ve belki bir açıklama taslağı hazırlayıp “yukarıya” arz edecek.
Değerlendirme yaparken neye bakacak? Girişteki muhayyel yorumcu gibi “üçüncü göz” havasında kuşbakışı bakıp, resim çekmeyecek. Türkiye’nin çıkarlarından hareket edecek ve o doğrultuda karar alıcıya (varsa) hangi seçenekleri önereceğini düşünecek. Söze “Akdeniz’in Türk gölü olduğu altın dönemde “Allah’ın tokadı” lakaplı cennetmekân Turgut Reis’in kadırgalarını, çektirmelerini demirlediği Cerbe’den başlayarak…” diye girmeyecek herhalde. Yahut “dost ve kardeş Tunus halkının kahır ekseriyeti Hak dinine mensup olması muvacehesinde…” diye kaleminden kan damlatmayacak. Hani genç müsevvit bunlardan birine yeltenecek olsa, amiri “evlâdım bir ara torbacının telefonunu pasla” yanıtı verebilir zira.
İşin iletişim yönü ve kişisel ilinti bölümleri her dosyada farklı olabilir. Anımsayınız, baba Hariri’nin öldürülmesi dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’ı böylesine, yani “bana ha?!” tarafıyla da etkilemişti. Sonraları, haşarı veliaht MbS oğul Hariri’yi paketlediğinde, onu oradan alıp gelmek yine Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a düşmüştü. İletişim, tanıtım, halkla ilişkiler boyutunda ise verilen, oluşturulan imgenin altını doldurmak var. “Türkiyaaaa!!!” diye gözlerini belerterek bağırıp, bayrak sallamak diplomatik bir tutum, tanıtım, tepki değildir örnekse. Bunu yapmaya kalkana ya dudak bükülür, ya gülümsenir ya deli muamelesi yapılır ancak hiçbir surette itibar gösterilmez, ciddiye alınmaz. İstediğiniz kadar Kapıkule’den ağlayarak yurda giren gurbetçi videosu paylaşın, bu gerçek değişmez.
Sizleri esnettiğimin farkındayım ama müsaade edin top hazır ayağımıza gelmişken biz de “zevkimizi alalım, iki çalım atalım” dedik. Şimdi sıra kafayı kaldırıp, “de-auvvv” diye abanmaya. Bizim ekip için (bu arada Babacan’ı, Davutoğlu’su dahil) Tunus’ta odak belli ki Gannuşi. Zihinlerin gerisinde de Mısır’da yenen Mursi golü var. Cumhurbaşkanlığının görkemli filosundan şana yakışır bir uçak tahsis ederek, Gannuşi’yi Esenyurt olsun, Beylikdüzü olsun uygun konforda bir villaya yerleştirmek seçeneği “sıcak saatlerde” malum mahfillerde “masaya yatırılmıştır” diye sallasak, sanmam ki pek yanılmış olalım. Alelacele “darbeci” denilen Cumhurbaşkanı Kayıs Sait de ardında %72 seçmen desteği olan bir İslâmcı ama işte “Müslüman Kardeş” değil. Üstelik çehresi matruş, kravatlı takım elbiseli, akıcı Fransızca konuşuyor, anayasa hukuku profesörü, cuk oturan lakabı da “sfenks”.
İşler karışık yani. Anayasa hukuku profesörü olup, o anayasanın yazıcılarından da olan, seçimle işbaşına gelmiş cumhurbaşkanı anayasanın 80. maddesindeki (belki bile isteye, işte bugünler için) müphem ve muğlak bırakılmış “olağanüstü koşullar” ibaresine sığınmış. Başbakanı ve bakanlar kurulunu görevden, meclis çalışmalarını ve milletvekili dokunulmazlıklarını askıya almış. Bunu yaparken başbakanı davetle, yüz yüze istişare etmiş, o da “nasıl dersen abi” demeye getirmiş. Halkın hatırı sayılı bölümü aldığı kararı coşkuyla kutlamış, kutluyor. Neden? Çünkü pandeminin kötü yönetiminden de, zaten sürünen ulusal ekonominin en önemli payandası turizm sektörünün de aynı nedenden yerlerde sürünmesinden tepesi atmış. Ayaklanıp Binali’yi postalamanın tadı da damağında kalmış. Silahlı kuvvetler de emir-komutayı bozmamış. Çok özcesi, tek bağıran Meclis Başkanı Gannuşi ve onun yandaşları kalmış.
Öyleyse ne yapalım yani, hep eleştiri hep eleştiri kolay tabii. Daha önce elli kere aktarmışımdır buradan, “diplomaside bazen az yapmak çok yapmaktır” denir. Her topa, “ne hakla, otuzbeşe bakla!” diye ayak uzatmaya gerek yok. Aleme nizam vermek de, değil Türkiye’nin tek küresel süper güç ABD’nin bile harcı değil. Bkz. Afganistan ve Irak. Öyleyse, önce ne olduğunu tam anlamıyla öğrenir, sonra kendi aranda imkân ve kabiliyetlerine bakarsın. Ondan sonra da “ucu bana nereden dokunuyor?” diye sorarsın. En onurluya, en erdemliye madalya verilmiyor. Kaldı ki senin “evrensel değerlere bağlılık” gibi bir iddian zaten yok, güldürme bizi. Koşup İKÖ’yü, AL’ni toplantıya davet edip, Arap olmayan laik cumhuriyet kimliğinle Araba Araplık, Müslümana Müslümanlık öğretmek devri de, “sokağın sevgilisi” iddiası da geçmişte kaldı.
Anlayacağınız, “o kadim ihtişama” gümbür gümbür dövülen kösler eşliğinde, “neslin deden, ceddin baban…” diye geri yürümek de, ortak hafıza, irtibatlar, din kardeşliği süslü kisveleri altında yok Rabıta, yok Müslüman Kardeşler örgütsel bağlantılarını ulusal çıkarların önünde tutmak perdesi çoktan kapandı. Sahne çoktan değişti. Öyleyse, Arnavutluk ve Kosova nüfusları toplamından fazla Arnavut, Bosna nüfusundan fazla Boşnak, ata yurtlarından fazla sayıda Çerkes, ve sıkı durun müthiş ifşaat geliyor, Irak-İran-Suriye’de yaşayanların toplamı kadar Kürt cumhuriyetimizin yurttaşları. İşletilmese de, gözardı edilse de biz yurttaşlar birbirimize din bağıyla değil bir toplumsal sözleşmeyle bağlıyız. Emperyal hayallerse konu, imparatorluk batıran tek ülke de biz değiliz dünyada.
Sonuç olarak, “hariciye bürokratı yazar, siyasal karar alıcı kafa sallar” demiyorum. O, affedersiniz biraz “cehab zihniyeti” oluyor. Seçilmiş yönetici, karar alıcı yeri gelir önüne konana dilediği spini verir. Spin verirken iç siyaset yani gelecek seçim kaygısı da güdebilir, kendi siyasi meşrebince de davranabilir ancak sanırım ulusal çıkarları gözetmeyi ihmal edemez. Geçen yazıda neden siyasal islâmdan, hristiyan demokrat hareketler benzeri bir dönüşümün beklenemeyeceğine değinmiştim. İşte Tunus aynasında kaçıncı kez bunun neden olamayacağını görüyoruz. Hesabını yalnızca Allah’a vereceğini inananların, nihayet yalnızca yaşadıkları ülkede değil tüm dünyada İslâm’ın egemen olacağını düşünenlerin, hangi takıyyeye başvururlarsa vursunlar sıkıştıkları böyle kırılma anlarında makyajlarının dökülmesi kaçınılmaz oluyor.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024