Aydın Selcen
Nasıl ki “…ve aldığı kadar yolsuzluk” diye bir ulusal ekonomi ya da yönetişim modeli tarifi olamazsa, demokratik bir cumhuriyette de siyasal islâma, islâmcılığa yer yok. Ancak laiklik ilkesine dayanan bir cumhuriyet demokratik olabilir. Bu gerçek, toplumda kutuplaşmayı değil düşünsel bir uyuşmazlığı betimliyor. Mesele ancak böyle konulursa yola deyim yerindeyse “sağ ayakla” çıkılabilir. Yoksa olduğumuz yerde dönenip durur, içinde bulunduğumuz kocaman çukuru hep birlikte kazmayı sürdürürüz.
Düşünmeye ve düşüncemizin sonunu getirmeye cüret etmeliyiz. Demokrasinin er meydanı agorada tartışmadan kaçmamalıyız. Tepemizdeki kibir dağlarının bekçileri hiç bir zaman mertçe bir entelektüel tartışmaya girmezler. Onlar yalnızca propaganda yapmayı, peynir gemilerini lâfla yürütmeyi bilirler. Çoğulculuk onların semtlerine hiç uğramaz. Taliban’la inanç birliği iddiası da, Gannuşi’ye sahip çıkma telâşesi de, ortadan kaybolan dört parmaklı “Rabia” selâmı da, hurdaya çıkan “Mavi Vatan” safsatası da bu gerçekliğin dış politikadaki dışavurumları, aynı hastalığın semptomları.
Muhataplarımız çirkefleşiyor, ceberrutlaşıyor, hepten pişkinleşip her türlü hileye, desiseye, takıyyeye başvuruyor olabilir. Onların karşısında aynı yöntemleri benimseyip, çirkinleşerek değil ışın kılıcı gibi ışıl ışıl parlayan düşüncelerimizle ve evrensel değerler zırhlarımızı kuşanarak çıkmalıyız. Son İstanbul tanıtım videosu ne denli ikiyüzlü olabildiklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Keza Suriyeli ve Afganistanlı göçmenler konusu patlamaya hazır bombaya dönüştü. Cumhuriyetin demokratik zeminini kurmaya çalıştığımız ülkemizde “popülizme karşı popülizm” yaklaşımının da, “oyuna gelmemek” yanılsamasının da işlemeyeceği ortada. Bunların her ikisi de sürdürülemez apolitik çelişkilerden ibaret.
İlerleme vardır, aydınlanma vardır. Bunlar asla yerküredeki hiçbir toplumun bünyesine, insana yabancı unsurlar değildir. Karşımızda mutfağına girmemiz, karar alma merkezlerine kabul edilmemiz mümkün olmayan bir çete var. Çete veya cunta veya klik veya ihvan veya her neyse. İnanç birliği ve suç ortaklığı boyutları ayrı ayrı var. İktidar sarhoşluğuna kapılıp kirlenmeden o dar çembere dahil olmak imkânsız. “Meczupluk” (cazibeye kapılmak anlamında) tam da budur. Kendi yancılarına “hepiniz çobansınız” diyenin karşısına “ben daha iyi çobanım” diyerek değil, halka dönüp “siz koyun değilsiniz” diyerek çıkılır. Beklemek, bir siyaset biçimi değildir. Taraf olmak, özne olmak, ortaya bir karar-iddia-hamle koymak gerekir.
Doğru, orta-uzun vadede giderek ivmelenen metropolleşme kendiliğinden kadın-erkek eşitliği, cinsel devrim başta bambaşka bir Türkiye’nin tanyerini bize gösteriyor. Giyim tarzlarıyla “benim bedenim” diyen kadınlar, kimseye aldırmadan sevgilileriyle elele gezen başörtülü genç kızlar, başı açık - başı kapalı kahkahalarla kolkola gezip, en güzel gülen arkadaşlar birer birer tabuları yıkıyor, hurafeleri söküyor, zihinsel örümcek ağlarını temizliyor. Üstelik testosteron patlamasıyla “koyduk mu” demeden, tatlı tatlı. Aynı Filenin Sultanları’nın “hepiniz askersiniz” naralarıyla çıkıp, sıfır çeken yerli&milli futbol takımının yanında ışıldaması gibi. Boğaziçi’ndeki rektör adayı bolluğu da, o diz bu gırtlaktan elbet kalktığında neler olabileceğini haber veriyor.
İslâm âleminin en batı ucu burası. İşte, Batı’ya uzanan kısrak başı. Burada değişimin en çarpıcı, çekişmenin de en sert biçimde yaşanması bu bakımdan anlaşılır. Öte yandan bir oyunu, oyunun tamamının bir bölümünde oynayabilmiş takım doğru yoldadır; yapabileceğini, öğrendiğini, geliştiğini kanıtlar. Genç cumhuriyet 23 Temmuz 1908’i bu nedenle 1935 yılına dek ulusal bayram olarak kutlamıştır. Hani dövizciler de “dolar hatırladığı, gördüğü düzeye geri döner” der, biraz onun gibi. İkiyüzyıllık hatta belki (eğer Ali Yaycıoğlu hocam kulağımı “atma “ diye acıtarak çekmezse) 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet’ten başlayan “Batılaşma” bizim başat resmi anlatımızdır. Başka deyişle, o kadim Diyar-ı Rûm’un sınırları bugün de bu zihinlerde başlar.
Örnekse çok sevgili bir arkadaşınız durduk yerde camdan atlamak isterse, “kişisel özgürlüğüdür, karışamam” demezsiniz. Ülkeniz demokrasiden saparsa, laikliğin toplumsal tabanını sorgulamayı da öncelemezsiniz. Ondokuz yıllık Erdoğan iktidarında yaşarken “içine tükürürüm böyle cumhuriyet aydınlanmasının” diye ortaya çıkmak entelektüel lüksüne hatta şımarıklığına sahip olamazsınız. Diyelim ki politik ekmeğinin peşinde bir çıkarcısınız. O zaman da Sayın Bekir Ağırdır’ın paylaştığı merkeze yönelen hatta gürül gürül akan genç, ilk kez sandığa atılacak oyları dikkate almak durumundasınız.
Radikalleşmek çözüm değil ama düşünsel kesinlik (“rigueur cartésienne”), tutarlılık ve cüret kaçınılmaz. Ondan kaçsanız da, o gelir size yakalar, sabah dişinizi fırçalarken aynadan gözlerinize bakar ve “utanman yok mu?” diye sorar. Bir laik cumhuriyette “Türklük eşittir (Sünni) Müslümanlık” diye ortaya çıkmak, düşünsel abestir. Siyasal aşırı uçtur, kenar siyaseti olması gerekir. Toplum sözleşmesini, dolayısıyla laikliği, eşit anayasal yurttaşlığı, özcesi demokratik cumhuriyeti reddetmek demektir. Cumhuriyetin kuruluşunda böyle bir harcın karıldığını tarihsel, toplumbilimsel açıdan ve buradan geriye bakarak iddia etmek ise başka bir şey, bugün siyaseti bu savın üzerine kurmaksa başka bir şeydir.
Almanya ve İtalya’da Hristiyan Demokratların, İspanya’da hristiyan demokratları da içeren Halkın Partisi’nin siyaset yelpazesindeki yerleri Hitler’i, Mussolini’yi, Franco’yu anmak, aramak değil aksine bunu yapmaya adını koymadan dahi yeltenenleri, kendi sağlarına itip, yüzlerini merkeze dönmektir. Kendi derin tarihimize bakıp, “pek gençler, köksüzler” diye burun kıvırdığımız Latin Amerika’nın bizden yaşlı cumhuriyet tarihlerindeki hristiyan demokratların da (bu defa Evren Çelik Wiltse hocam kulağımı acıtarak “atma” diye çekmezse) 20. yy diktatörlüklerinden çıkmak ve toplumcu dayanışma işlevleri var. Ayrıca, düzeni içinden çürüten islâmcılık denli terörizm denilen siyasal amaçlara şiddet yoluyla ulaşma da çoktan oyun dışı kılınmış. İşte Peru’nun yeni seçilen yerli Cumhurbaşkanı Castillo en aşağıdakilerden, en yoksunlardan gelen bir sosyalist öğretmen ve zamanında görev yaptığı dağ köylerinde Aydınlık Yol’a elde silâh karşı çıkmış bir aktivist.
Denebilir ki, siyaset böylesine ülkülerin tartışıldığı bir ortama dönüştürülürse, Netanyahu’dan kurtulmak için İsrail’de kurulan koalisyon yahut Pinochet döneminden çıkmak için Şili’de kurulan seçim ittifakları benzeri yapıcı, kapsayıcı yaklaşımlar mümkün olamaz. Buna karşılık yapısal yetersizlikler, bozukluklar bu cumhuriyetin gerçek varoluş sorunu oldukça da “popülizmi popülizmle yenmek” gibi taktik arayışlar yeniden kurucu bir iradenin, hedefi kökten dönüşüm olan bir stratejinin yerini tutamaz. Yurttaşı laik, katılımcı, yerinden yönetimci, özgürlükçü, çoğulcu bir hukuk devletiyle buluşturacak stratejiyi geliştirmek için düşünsel kapasite ve cüret gerek. Var mı o yönde bir yaşam belirtisi, özellikle CHP’de?
Babama dil kanseri tanısı konulup Stokholm’a geldiğinde Karolinska Hastanesi’ne gitmiştik annemle de birlikte. İsveçli güngörmüş doktor durumu açıklayıp, ameliyatın ağırlığından, ışın ve ilaç tedavilerinin baş edilmesi güç yan etkilerinden söz etti. Ben de bunca güçlüğe karşı “vaziyeti olabildiğince idare edip”, işi oluruna bırakmak seçeneğini sormuştum. Kırsaçlı doktor, ifadesiz ama dürüst yüzüyle gözlerime bakıp basitçe “kanserle birlikte yaşayamazsınız” yanıtını vermişti. Mantıktaki üçüncü halin olmazlığı. Bana CHP’nin “her şey güzel olacak” yaklaşımı, kansere karşı sevgi desteğinin, morali yüksek tutmanın yeterli olduğunu önermeyi anıştırıyor. Hastaya “neden sigaraya, içkiye yüklendin; neden kendine hiç bakmadın, göbeği saldın” diye bile sorulamadığını düşündürüyor. Sanki tanının ağır belki yıkıcı psikolojik etkisinden kaçınmak adına, hastalığın kendi yok sayılıyor.
Siyasetin basbayağı reddi anlamına gelen “oyuna gelmemek”, demokratik taleplerin kitlesel olarak alanlarda seslendirilmesinin önüne set çekmek kaygısı belki o düdüklü tencerenin kapağı bir kez açıldığında salınacak buharın CHP’yi de önüne katıp sürükleyeceği öngörüsüne dayanıyor. Oysa islâmcılığın, bir tür hristiyan demokratlığın doğu şubesine dönüşememesi gerçeğiyle yüzleşmek ne denli ötelense de, amaç gerçek demokrasiyse, kaçınılmaz. Bu tanının anlamı da 28 Şubatçılık, “laikçi teyzelik”, jakoben giyotincilik değil, parti kapatma davası savunuculuğu ise hiç değil. İslâmcılık siyaseten oyun dışı kılınabildiğinde, norm dışı parantez kapatılmış, ölümcül hastalık atlatılmış ve bünye antikorları artmış olarak korunmuş olacak. Bir başka deyişle sözkonusu “koruma” güdüsü, gerçek muhafazakârlık, cumhuriyetçilik olarak da adlandırılabilir.
Uluslararası ünü olan aşçıbaşı Gordon Ramsay’nin “Kitchen Nightmares” dizisini bilirsiniz. Ramsay, her bölümde iflâsın eşiğindeki bir lokantada bir hafta mesai yapıyordu. Her bölümde aşağı yukarı aynı yaklaşımı uyguluyordu. Mutfak sıkıca temizlenip, son kullanma tarihi geçmiş ürünler çöpe atılıyor, dekorasyon ve menü sadeleştiriliyor, ürün tedariği yerelleştiriliyor, servis elemanları yeniden eğitiliyor, canayakın ve yüz yüze erişime dayalı bir tanıtımla tekrar açılış yapılıyordu. Lokanta dört bacaklı: Mutfak, tedarik, muhasebe, hizmet. Öyleyse zihnimizde Ramsay’e izleyen soruların meselenin özüne ilişkin olup olmadığını soralım: Başörtülü garson olmaz mı? Namaz arası vermesine, ezan okunurken servisi kesmesine izin verilmeli mi? Muhasebe, “hesabımı Allah’a veririm, devlete de vergi vermem” diyebilir mi? Elini kasanın içinde tutabilir mi? Tedarikçi yalnızca dinibütün üreticiden mi alışveriş etmeli? İçki servisi yapılacak mı? Kendimce eklemeliyim ki, “köktenci” bir yaklaşım olduğu savıyla, o muhayyel lokantayı aşevine dönüştürmek de akılcı ve gerçekçi çözüm sunmuyor.
Herhalde kabataslak aktardığım yukarıdaki zeminde lokantamızın kendi kendini yaşatabilir duruma gelmesi yönünde bir uzlaşı paydaşlar arasında olası görünmüyor. Pekiyi ama bir lokanta işletmek ile bir devlet yönetmek ne denli benzeşir? Yahut dindar bir aşçıbaşının lezzetli yemeklerini tatmak veya dindar bir hekime sağlığımızı emanet etmek ile dinsel simgelerle dindarlığını dışa vuran bir yargıcın karşısına çıkmak aynı mı? Başörtülü bir yargıçla, kara çarşaf giymeyi yeğleyen bir yargıç arasında nasıl bir kural ayrımı benimsenebilir? Bakınız, MSB açıklamasına göre, “cübbeli-takkeli amiral” dört ay önce görevden alınmış. Neden? “Neden başörtülü polis memuru olabiliyor da, ben üniformamın üzerine cübbemi giyip, kasketimin yerine takkemi geçirip, mesai saatim dışında tekkeye gidemiyorum?” diye sorgulayamaz mı bu düzeni? Tut kelin perçeminden.
Özünde bir “teşkilât-ı esasi” olan devletin sanki yaşayan bir varlıkmış gibi “aklı” olamayacaksa, laiklik ilkesinin “sert” veya “ılımlı” yorumları olabilir mi? İnsan gibi karşılıklı oturup ilkeyi konuşmak yerine omuzlarımızın üzerinden birbirimizle bağrışmayı yeğliyoruz. Ne bileyim, Cezayir, Tunus, Mısır, Irak, Suriye ve İran’dan ve hatta bazı bakımlardan Rusya’dan dahi ileride olmakla gönenebilir, aksine Edirne’den bir taş atımı ötedeki Yunanistan ve Bulgaristan’dan bile geride olmakla da yerinebiliriz. En azından esin kaynağımız Fransa’nın III. Cumhuriyeti’ni yakalayabilmiş olmakla yetinebiliriz de. Düşünceyi tahrik adına basit bir deney önerebilirim: “İnanç birliği içinde” olduğumuzu iddia ettiğimiz Taliban’ın kalesi Kandahar’da bir İmam Hatip Lisesi açalım, bakalım aynı Taliban’ın orayı “çocuklarımızı gavûr edecekler” diye dümdüz etmesi ne kadar sürecek?
Geçiniz bir kalem Tunus’ta Gannuşi’yi, Mısır’da müteveffa Mursi’yi, Irak’ta Sünni Vakıflar Divanı’nı, Suriye’de ÖSO’yu. Ondokuz yıl önce vesayetin sonu, Kıbrıs’ta barış, Kürt sorununun siyasal çözümü, AB’ye tam üyelik gibi iddialarla yola çıkıldığını tanıtan AKP’nin kendi adı adınca bir “müslüman demokrat” harekete dönüşemedi. “Müslüman demokratlık” belki düşünsel olarak bir doğruyu anlatırken, tıpkı “ikinci cumhuriyetçilik” gibi tüketilip, aynı hızla hurdaya çıktı. Bu deneyimde belli belirsiz bir tarihsel determinizm süreci yaşadık sanki. Bugünse, siyasi rehinler, Barış Akademisyenleri, boy boy kayyumlar, karanlık kamu ihaleleri, yeşilin vurdumduymaz yağması, gecekondu başkanlık rejimi, tek merkeze bağlı medya ve daha niceleri AKP’nin ağır çekim siyasal intiharının nihai göstergeleri olarak önümüzde duruyor. Despotizm, nepotizm, kleptokrasi vb. siyaset bilimi terimlerinin müzelik parçalar olmadığını böylece her gün içinde yaşayarak görüyoruz.
Ülkemizin ormanları cayır cayır yanarken, Konya’da bir Kürt aile ırkçı saldırıyla katledilirken, Osman Kavala neredeyse dört yıldır rehin tutulurken ve Sedat Peker (bile?) kendine “demokratik” payesi biçen muhalefetten daha etkin ve sağduyulu bir tutum sergilerken doğrusu yukarıdaki kendi satırlarımı ben de “yaw sen ne anlatıyon dayı?” diye okudum bitirince. Haklısınız belki. Belki ben de haklıyım. Belki her şey gibi orman yangınları dahi politiktir. Zira yarın, hani o sık paylaşılan deyişle “devran döndüğünde” yani, önümüzde bu heyula boylu boyunca duruyor olacak ve toplum mu, toplam mı olduğumuz da o zaman anlaşılacak diye düşünüyorum.
İte kaka buraya kadar geldik de, buradan öteye yol pek yok korkarım. Zaten tepemizdekiler de, şu kovboy filmlerindeki gibi, “yolun kalan kısmını katırlarla devam edeceğiz” der gibiler. Uçuruma koşan sürü değilsek gün, özellikle entelektüellik iddiası olanlar için düşünsel bağlamda oyunu karşı sahaya yıkma, hücumda çoğalma, ayağa dikine pas, alan daraltma, dayanışmayla formaları terden sırılsıklam ıslatma günü. Maalesef ileri-geri koşan kanat bekimiz yok, müzmin yan top-duran top zafiyetimiz devam ediyor, altyapıdan yetişen gençler harcanıyor, yaratıcılığa da cevaz veren bir makine düzenine kavuşmak ham hayal kalıyor. Görünen o ki, zaten derdimiz oyunumuzu güncellemek değil, kırılma anlarında şapkadan tavşan çıkaracak bir “regista” bulmak. Oysa eski sorulara yeni yanıtlar türetmek ve yepyeni sorular da sormak zorundayız. Geleceğimizi konuşalım; kamu, ülkü, ilke üzerine uzun uzun konuşalım. Yeter ki açıkça konuşabilelim, karnımızdan değil ağzımızdan konuşmaya başlayabilelim.
*Bu yazıyı yazarken bir ara tümüyle zırvalayıp, zırvalamadığımı sınamak adına GazeteDuvar yazarlarından değerli arkadaşım anayasa hukukçusu Murat Sevinç hocamızla da sohbet ettim. Sağolsun zaman ayırıp, uzun uzun anlattı. Ardından okuma ödevi olarak iki akademik makale de paylaştı. Yazıdaki düşünceler de, varsa yanlışlar da tümüyle bana aittir ama zihin açıcı katkıları için ona ayrıca teşekkür etmek isterim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024