Aydın Ünal
Hollywood filmleri hiçbir zaman sadece film değildir. Sinema perdelerine ya da ekranlara yansıyan her ABD yapımı film, eğlencenin yanında iktisadi, siyasi, diplomatik birçok mesaj taşır. ABD sinema sektörü ürettiği filmlerden milyarlarca dolar kazanır; ama asıl kazancı, seyirciye yüklediği mesajdır. Birçok Amerikan markasının reklamı sinema aracılığıyla yapılır. Örneğin Siyonizm sinema aracılığıyla yüceltilir. Örneğin Müslümanlar sinema aracılığıyla her biri birer terörist olarak gösterilir. Dahası, ABD yapımı filmler, ABD’nin asla yenilemeyecek, çok güçlü, yıkılmaz, sarsılmaz bir ülke olduğu algısını kimi zaman ince, kimi zaman kaba, kimi zaman açık, kimi zaman aleni şekilde izleyiciye verir. Rambo filmlerini hatırlayın… Rambo serisi, eğlencenin ötesinde, tek bir Amerikalının ülkeleri, orduları nasıl dize getirdiğini, nasıl yenilmez olduğunu, nasıl vatansever olduğunu anlatır. Amerikalıya hayran eder bizi; Amerikalıdan korkmamızı sağlar.
ABD’nin propaganda aracı elbette sadece sinema değil. Medya sektörünü sıkı kontrol eder ABD. Örneğin, eski Hürriyet Gazetesi’nin, ABD’nin Irak’a yaptığı operasyonları aktarma biçimini hatırlayın: Sayfalarca ABD ordusunun gücünü anlatır, ABD silahlarının ne kadar modern ve ölümcül olduğu mesajını verir. ABD’nin sivil, yaşlı, kadın, bebek katliamları bile “ne kadar güçlü bir ordu” algısını oluşturacak şekilde servis edilir. Belgesellerde ABD silahlarının yenilemez olduğu anlatılır. Dizilerde ABD hassasiyetlerine özen gösterilir. Yayın dünyası ABD lehine desteklenir. Ülkelerin bilim insanları, aydınları, STK’ları, aktivistleri, hatta kimi zaman politikacıları dahi ABD misyoneri gibi çalıştıklarında karşılığını alacaklarını bilirler. ABD, “ben sizin devletinizden de güçlüyüm” mesajı vererek, ülkelerin önde gelen insanlarını kendisine sadakat esasıyla bağlar; kendisine sadık olanları önde gelen figür haline dönüştürür. Onun içindir ki, misal, Türkiye ile ABD arasında bir çıkar çatışması olduğunda içimizdeki Amerikalılar çıkıp açık şekilde ABD devletinin tarafının tutarlar. Öğrencimiz, sanatçımız, aydınımız, binlerce dolar harcayıp ABD’de okumak, çalışmak isterler. Geri dönerlerse eğer, genellikle, ABD hayranı olarak, ABD’nin ne güçlü bir devlet olduğu fikrine iman etmiş olarak dönerler.
Gerçekten de güçlü devlettir ABD…
320 milyon nüfusu, 20 trilyon dolarlık ekonomisi, 60 bin dolar kişi başı geliri,
büyük ve modern teçhizatlı ordusu, küresel ekonomi ve siyasetteki etkisi, sanatta, bilimde, sporda ve hemen her alandaki başarılarıyla dünya lideridir. Hiç bir ülkenin kafa tutamayacağı, kafa tutanlara da ağır bedel ödetecek kadar büyüktür ABD.
İşte bu ABD, bizden, tutuklu
vatandaşını, Rahip Brunson’u istiyor. Kendisine hiçbir şart koşulmadan,
pazarlığın iması dahi yapılmadan, hukuk gibi “detaylara” takılmadan, derhal
rahibin bırakılmasını istiyor.
ABD’ye “siz Halkbank davası üzerinden bize operasyon yapıyorsunuz” demenin, ya da “250 kişinin katili azılı terörist Fetullah Gülen’i koruyorsunuz” diye yüklenmenin hiçbir değeri yok. ABD’nin, daha önceki gün
11 aylık bir bebekle annesini katleden
PKK’ya verdiği açık desteği sorgulamanın da kıymeti yok. ABD “ben büyüğüm, güçlüyüm” diyor, “ne istersem yaparım, siz de ne istersem yapacaksınız” diyor. Geçmişte sokaktan adam toplayıp hücrelerinde sorgulayabilen, ya da uçağa bindirip Guantanamo’ya götüren ABD, rahibin verilmemesinden dolayı çılgına dönüyor.
Gücüyle böbürlenen kabadayı bir
devletle karşı karşıyayız. Önümüzde 2 seçenek var: Ya bu kabadayılık karşısında, geçmişte olduğu gibi boyun eğeceğiz; ya da, uluslararası hukuk ve diplomasi içinde hakkı, hukuku, çıkarlarımızı savunacak, bağımsızlığımızı koruyacağız.
On yıllardır ABD propagandasına maruz kalmış içimizdeki bazıları, ABD hayranı olmasalar bile, ABD’nin kaba gücünün korkusuyla tedirgin olacaklardır. Tedirginliğe hiç mahal yok. 15 Temmuz gecesi biz Fetullahçıları değil, o koskoca, o güçlü, o yenilmez ABD’yi perişan ettik.
Uluslararası politikanın en büyük yanlışı, Allah’ın takdirini hep hesap dışı
bırakmasıdır. Oysa Firavunlar, Nemrutlar,
hiç yıkılmayacakmış gibi görünen nice devletler, hiç ölmeyecekmiş gibi görünen
nice zalimler kül olup gitmişlerdir. Nihayetinde zafer hep Allah’ın olmuştur.
ABD güçlü, evet… Ama biz de, Türkiye olarak, hiç az değiliz. Onca ABD propagandasından sonra böyle düşünmek kolay değil; ama böyle düşünmeye, gücümüzü fark etmeye başladığımızda her şey değişecek. Değişiyor da…
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2024
16.04.2024
6.01.2020
10.12.2019
21.01.2019
10.01.2019
3.02.2019
31.12.2018
27.12.2018