Ayhan AKTAR
Bir zamanlar, üç büyüklerin anlı şanlı başkanları vardı: Faruk Ilgaz, Fikret Arıcan, Tahsin Kaya (FB), Selahattin Beyazıt, Ulvi Yenal, Ali Uras (GS), Hakkı Yeten, Mehmet Üstünkaya,Süleyman Seba (BJK) ilk aklıma gelenler. Başkanların bir kısmı eski futbolculardan seçilmişti. Örneğin, Fikret Arıcan, Baba Hakkı veya Süleyman Seba son derece düzgün ve ağırlığı olan insanlardı. Bazı başkanlar ise zengin oldukları için seçilmişlerdi. Fakat onlar da “alçak dağları ben yarattım” havası içine girmezlerdi. Başkanı oldukları kulübe para koyarken, kendi kazandıkları paraları dikkatli harcarlardı. Ne de olsa, baba, dede veya dayı parası ile hovardalık yapmıyorlardı!
1989 yılıydı. FB bir sezon önce tarihî bir şampiyonluk kazanmış ve Rıdvan da parlamıştı. Ama sakatlıklar ve sorumsuzluk yüzünden dökülüyordu. Yine Fener’in kötü oynadığı bir maçta açık tribünden “Rıdvan sahaya” sesleri geldi. FB Başkanı, müteahhit Tahsin Kaya tribünleri susturdu. Gazeteciler, Başkan’a neden böyle davrandığını sordular. Cevap nefisti: “Amele aklı ile inşaat yapılmaz!”
Tahsin Kaya’nın “amele aklı” dediği şey, açık tribün duyarlığı idi. Açık tribün seyircisi, tekstil işçisi veya çırak olabilir. Kendi varoluşsal ezikliğini takımının galibiyeti ile dengelemek ister. İnsani bir şeydir. Ama Tahsin Kaya futbolu biliyordu. Sırf taraftarı memnun etmek için aptalca işler yapmayacak biriydi. Açık tribün seyircisine kalsa, takımın şampiyon olması için şike dâhil her şey mubahtır. “Ben de isterem” hödüklüğü, fanatiklerin gıdasıdır.
Zaman içinde futbol gelişti, 400 milyon dolarlık bir ligimiz oldu. Bu arada, amele aklına sahip birileri güzide kulüplerimize başkan oldular. Kulüpleri borçlandırıp, Avrupa’nın “kalas” futbolcularına milyonlar harcadılar. Paralar çöpe gitti, ama başkanlar kulüplerin sahibi oldular. Dünyada çapında antrenörleri getirtip, onları maymuna çevirmeye çalıştılar. Adamlar direnince, “Bu Hoca, kaportacı ustası gibi. Gitsin!” dediler. Hocalar gitti, ama milyonlarca avro tazminat ödendi. “Amele aklı” kulüpleri batırdı.
Sonunda iş gelip, şike iddianamesine dayandı. Ortada, üzeri örtülemeyecek bir rezalet var.Tabii ki “amele aklının temsilcileri” iddianamedeki kanıtları yok sayıyorlar. UEFA ise “acilen bir ceza verin, yoksa satırı alıp ben doğrarım” diyor. Bunlar “mahkemenin kararını bekleyelim” diyerek, 2011 yılındaki şikenin cezasının 2014 yılına ötelenmesini istiyorlar. Amele aklı, zaman kazanmak peşinde.
Ayrıca, yeni cinlikler devrede: Efendim, şahıslara ceza verilsin; ama kulüplere küme düşme olmasın! Peki, o zaman vergi kaçakçılığı ve usulsüzlük yapan Doğan Holding’e ceza olarak sadece patron Aydın Doğan’ı ve müdürlerini hapse atalım. Şirkete ceza vermeyelim, ne dersiniz?
Artık, siyasi otoritenin devreye girmesi şart oldu. Çünkü Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nun özerklikten anladığı, amele aklının egemenliğinden başka bir şey değil. Bu noktada, Başbakan Erdoğan’a bazı sorularım var:
1. Futbolun kurallarını UEFA belirliyor. Mahallemizdeki “üç korner, bir penaltı” kuralı geçerli değil. Şike ile ilgili her türlü belge ânında İngilizceye çevrilip UEFA’nın önüne konuyor. Yaşanan rezilliği nasıl saklayacaksınız?
2. 2020 yılında yapılacak Avrupa Kupası organizasyonuna talip olduğunuzu biliyorum.Yeni statlar yapıyorsunuz. Türkiye’nin tanıtımı için iyi bir fırsat, tebrikler. Eğer, şike yüzünden –milli takım dâhil!– tüm Türk takımları beş yıl Avrupa liglerinden atılırsa, UEFA bu organizasyonu Türkiye’ye verebilir mi?
3. Sarkozy, Ermeni Soykırımı ile ilgili yasayı Senato’dan geçirdi. Ortalama TC vatandaşı açısından bunun pek önemi yoktur. Çünkü, daha önce 19 ülke parlamentosu benzer kararlar almıştır. Peki, Türk takımları Avrupa’dan kovulursa, ne olur? Hemen söyleyeyim: Halkımız bunu, “Sarkozy’nin takımı, Platini’nin ayağından Tayyip Erdoğan’ın kalesine gol attı” olarak algılayacaktır. Bu algı sayesinde –muhalefetin de gaz vermesiyle– ülkemizde “yabancı düşmanlığı” artacaktır. Kıbrıs nedeniyle AB ile ilişkileri dondurmaya hazırlandığınız sırada, bu siyasi faturayı ödemeye hazır mısınız? Mübalağa ettiğimi düşünüyorsanız, bu konuyu sosyolog meslektaşım Beşir Atalay’la konuşabilirsiniz.
4. Unutmayın, “Avrupa Avrupa, duy sesimizi!” nakaratı, 1992 yılında GS- Werder Bremen maçında çıktı. Avrupa hedefi olmayan futbol, Türkler için futboldan sayılmaz. Artık, “annemizin ligi” kimseye heyecan vermiyor.
5. Bugüne kadar, Futbol Federasyonu “Digiturk Bayii” gibi davrandı. Ama insanlar maç seyretmez oldular. Futbol ekonomisini kurtarmak istiyorsanız, önce futbolu temizlemek zorundasınız. Benden söylemesi...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Türkiye'de İslamcılık da PKK da bitiyor
4.02.2016 - Ama biz de Çanakkale’de öldük!
25.01.2015 - ‘Askeri kırdıran Enver Paşa’: 100. yılında Sarıkamış’ı anmak
3.01.2015 - 18 Mart Zaferi’nin unutulan kahramanları yahut, Çanakkale bir ‘Haçlı Seferi’ midir
19.03.2014 - Mâzi içimde bir yaradır
30.11.2012 - Tarih yazımında askerî vesayet meselesi...
29.11.2012 - Halil Berktay’a Cevap (1): Hem dersini bilmiyor, hem de geveze herkesten...
28.11.2012 - Toplumsal değişme ve Prof. Kıray
30.04.2012 - İşbirlikçiler
16.04.2012 - Erbakan’ı özleyenler...
9.04.2012
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Şakir Saat
Büyük fotoğrafa bakınca her şey ne kadarda anlaşılır hale geliyor.PKK nın ırkcı milliyetci bakışlarının yaşamda yaşatmada refahta bollukda gelişmede değilde ,ölümde yoksullukda çaresizlikde ısrar etmek olduğunun anlaşılmasına yol açan eylemler bunlar.Ayni zamanda dört ülkedeki kürtler birleşinle ilgili hayalperest yaklaşımın acılı çıkmaz yolunun sonuçları bunlar.Bütün dünya türklerini birleştirmek istemeden ne farkı var bunun.Irkcı ulusculuğun yaşam tarafından aşıldığının farkına varamamak bu