Ayhan AKTAR
Geçen hafta Yeni Akit gazetesine konuşan eski MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç, “Allah gani gani rahmet eylesin, Erbakan millici bir liderdi. Onu doğru anlayamadık, askerler Erbakan’ı doğru anlamadı. Ülkesinin çıkarlarını önde tutan, sanayiye önem veren bir liderdi” demiş. Gazetenin haberi şöyle devam ediyor:
“Erbakan’ın millici olduğunu ve Türkiye’nin çıkarlarını önde tuttuğunu kaydeden Kılınç, ‘Tabii Erbakan ile ilgili söylenecek belki de en net şey millici olmasıydı. Necmettin Erbakan başbakanlığı döneminde devamlı ülkesinin çıkarlarını önde tuttu. Ülke sanayisinin gelişmesi için çaba harcadığı gizlenemez bir gerçektir’ şeklinde konuştu.” (Yeni Akit, 1 nisan)
Şimdi Org. Tuncer Kılınç’ın dünyaya nasıl baktığını özetleyelim: 2002 yılı mart ayında daha AKP iktidarı ufukta görünmez iken İstanbul’da Harp Akademileri’nde yapılan bir toplantıda “Ulusalcı İktisatçı” Prof. Erol Manisalı bir konuşma yaparak Avrupa Birliği (AB) içindeki kavgalara rağmen bir gün Avrupa Birleşik Devletleri’nin kurulacağını ancak Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya ile birlikte Türkiye’nin bunun dışında tutulacağını ileri sürmüştü. Prof. Manisalı, “Hoşlanalım, hoşlanmayalım AB kesinlikle Hıristiyan kulübüdür” demişti.
Prof. Manisalı, sonra şunları söylemişti: “AB bizim yararımızadır ancak, pazarı ele geçirecekse, ulusal sanayiyi bitirecekse, bürokrasiyi Brüksel’den yönetecekse, Kıbrıs, Avrupa ordusu, PKK ve Ermeni konularında Türkiye'ye taban tabana zıt koşullar öne sürüp, ‘Aksi halde olmaz’ diyecekse...” diye devam etmiş ve AB projesini yerden yere vurmuştu. O dönemde AB üyelik müzakereleri başlamamıştı. Yani Türkiye’nin AB üyelik görüşmelerine başlaması çok uzakta bir ihtimaldi.
Toplantıda söz alan, dönemin MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç da şunları söylemişti: “Prof. Manisalı’nın her sözüne tamamen katılıyorum. Türkiye’nin yeni birtakım arayışlar içinde olması kesinkes ihtiyaç. Bunun da en doğru yöntemi zannediyorum, Rusya Federasyonu ile birlikte, ABD’yi gözardı etmeksizin mümkünse İran’ı da içerecek şekilde arayış içinde olunması. Türkiye, AB'den hiç yardım görmemiştir. AB, Türkiye’yi ilgilendiren sorunlara menfi bakıyor.” (Radikal, 8 Mart 2002)
Bu fikirler, ulusalcıların safkan Kemalistlerle olan seviyeli birlikteliğinin ürünü tabii ki. Peki, “Erbakan ile bunların ne ortak tarafı var?” yahut “Yıllar sonra emekli generaller Erbakan’ı neden göklere çıkarıyor?” diyorsanız, Erbakan’ın fikriyatının Türk siyasetindeki Kemalist fabrika ayarlarındanbeslendiğini gözardı ediyorsunuz demektir.
Necmettin Erbakan, 1926 doğumlu bir Cumhuriyet çocuğudur. İTÜ’yü bitirdikten sonra doktora yapmak için Almanya’ya giden Erbakan, Alman ordusuna tank imal eden Deutz Motor Fabrikası’nda çalışmıştı. Yurda döndükten sonra Nakşibendî Tarikatı’na bağlı olan Gümüşhaneli Tekkesi müritlerinin hissedar olduğu Milli Sanayi örneği Gümüş Motor firmasını kurdu ve yöneticisi oldu. Firmanın adı bile tekkeden geliyordu. Yapılan yanlış yatırımlar ve hatalı üretim nedeniyle firma battı. Erbakan da 1963’te görevinden ayrıldı.
Daha sonra siyasete atılıp 1970’de Milli Nizam Partisi’ni (MNP) kurdu. Bu partinin sonradan MSP, Refah, Fazilet ve Saadet Partilerine dönüştüğünü biliyoruz. MNP’nin fikriyatı aslında Prof. Manisalı ve Org. Tuncer Kılınç’a çok da ters sayılmazdı. Ama bir tek laiklik, başörtüsü vs. konularında anlaşamıyorlardı.
MNP, İstanbul’un Fethi, Viyana Kuşatması gibi tarihî olayları göklere çıkaran çıkışları ile “Osmanlıcı”; Kurtuluş Savaşı’na yaptığı göndermelerle “Millici”; ayetlerden yaptığı alıntılarla “İslamcı”; ve sanayileşme söylemiyle “Modernist” bir partiydi. Ancak bunların yanı sıra ciddi bir antikomünist, antisemitik bir söylemi vardı. Erbakan ve partilileri “Beynelmilel Yahudilik”, “AB Siyonizm’in bir oyunudur”, “AB’ye girmek Türkiye’nin İsrail’e bir vilayet olmasıyla sonuçlanabilir” gibi lafları ile yukarıda özetlediğimiz Ulusalcı/Kemalist dünya görüşüne yakın düşüyordu.
Dolayısıyla, durup dururken, nereden çıktı bu paşaların “Erbakan aşkı” demeyin! Erbakan’ın siyaset anlayışı Kemalizm’in genel matrisi içinde kaldığı için, Org. Tuncer Kılınç tarafından bugün hasretle aranıyor. 28 Şubat sürecinde Erbakan’a açıkça küfür eden Tümgeneral Osman Özbek de Samanyolu Haber’e “Keşke Milli Görüşü anlasaydık. O günler hiç yaşanmasaydı. Milli Görüşün emperyalizmle mücadelesini ve dik duruşunu gerçekten çok önemsiyorum. Milli Görüşün ülkenin bağımsızlığı konusundaki hassasiyetini takdir ediyorum” diyerek nedamet getirmiş. (23 Mart 2012)
Erbakan’ın cenazesine paşaların gitmesi ve Erdoğan’la saf tutmaları hiç tesadüf değil. Aralarında ciddi anlamda ideolojik akrabalık ilişkileri var. Hele üzerlerinden bir de AKP, AB perspektifi ve Silivri silindiri geçince emekli paşaların “Erbakan aşkını” anlayışla karşılamak lazım.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2016
25.01.2015
3.01.2015
19.03.2014
30.11.2012
29.11.2012
28.11.2012
30.04.2012
16.04.2012
9.04.2012