Ayhan BİLGEN

Ayhan BİLGEN
Ayhan BİLGEN
Tüm Yazıları
Çerçeve ve resim
29.06.2014
1667

 Kürt sorununun barışçı çözümü için atılması gereken bir adım meclisin gündemine taşındı. Sorunun  eski yöntemlerle çözülemeyeceğinin kabul ve ilanı açısından önemli bir adım. Bu adımın ardından hangi adımların ve ne zaman atılacağı da çok önemli şüphesiz. En acil ihtiyaçlar da bile yasal düzenlemeleri geciktirmeyi alışkanlık haline getiren bir devlet geleneğimiz var.


Cumhurbaşkanlığı ile ilgili yasadan, uluslararası ceza mahkemesi gibi düzenlemelere kadar birçok konuyu iyice sıkışana kadar ertelemeyi tercih eden siyasi iradenin Kürt sorununda böyle hareket edebilme imkanı var mı?

Bu sorunun cevabını Erdoğan’ın kişiliği yanında, bölgesel gelişmeler ve toplumsal muhalefetin potansiyelinde aramalıyız.

Bölgesel gelişmelerin ciddi bir zaman baskısı oluşturduğu ortada. Erdoğan’ın ise aksine zaman kazanmaya ihtiyaç duyacağı bir süreçten geçiyoruz. Bu dengeyi toplumsal barış lehine şekillendirecek olan ise muhalefet dinamiklerinin güç ve tutumudur.

Yapılması hedeflenen çerçeve kanunun iki boyutu var. Biri görüşme trafiğinde yer alan kamu görevlilerinin elini rahatlatmak diğer silah bırakma sürecini kolaylaştırmak.

Hasta tutsaklar konusunu, çok daha kolay ve insani duyarlılıkla çözülebilecek olmasına rağmen şimdilik bir kenara bırakalım.

Terörle mücadele yasasında köklü adımlar atılmadıkça söz konusu çerçeve yasanın ciddi bir güvence oluşturması mümkün gözükmüyor. Dolayısı ile atılması gereken adımların ertelenmemesi için toplumsal muhalefetin takınacağı tavır son derece belirleyici olacak.

Sürecin toplumsal ikna ve katılıma uygun biçimde şeffaflaştırılması ile Kürt tarafının da koşullarının iyileştirilmesi, bu sürecin geleceğini belirleyecektir.

Cumhurbaşkanlığı seçim takvimi malum. Erdoğan’ın aday olup olmamasına göre genel seçim takviminde değişiklik yapılması ihtimali de var.

Bu durumda karamsar tutumlara da, rehavet ve zafer sarhoşluğuna da prim vermeden etkili toplumsal çalışmalara yoğunlaşmak gerekir. Hem etkin bir toplumsal gücün inşası hem bu toplumsal duyarlılığın siyasete hak ettiği ölçüde yansıtılması, sürecin kaderini belirleyecektir. Çerçeveyi hazırlamak devletin görevi ise onun içine konulacak resmi çizmek toplumsal muhalefetin görevidir.

Bu resim gün geçtikçe büyümek zorunda.

Sürecin seyrinde aktif müdahil olabilmek için HDK ve HDP’nin sorumluluk üstlenmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası, bu toparlanmanın kolaylaştırıcısı, hızlandırıcısı olmazsa büyük bir fırsat kaçırılmış olur.

ÖZGÜR GÜNDEM

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar