Ayhan ONGUN

“YENİ YAŞAM” BÖYLE Mİ OLACAKTI?
5.02.2015
2722

 Son genel seçimlere kadar HDP ve daha önceki partilerin yöneticilerine özellikle de ulusal ve milliyetçi kesimlerce dayatılan “haydi! PKK nın terörist olduğunu söyleyin” biçimindeki zorlamalara nasıl karşı çıktıysak, bu gün de HDP nin PKK yı yüreklendiren suskunluğuna karşı çıkma hakkımız olduğunu düşünüyorum.

Son iki gündür Demirtaş’ın yaptığı birkaç cılız çağrıyı olumlu bulsak da yeterli olmadığını söylemek durumundayız.

Çünkü biz, “bizim Selo’nun”  halk tipi siyaset tarzını, sıradan aile yaşamını, esprili ama düzeyli konuşmalarını, en çok da barış söylemlerini sevmiştik.

Hani” Yeni Yaşam' yolunda bütün kurum, kuruluş, parti ve yurttaşları birlikte olmaya ve demokrasi mücadelesini ortaklaştırarak büyütme" ye taliptiniz. 

Demokratikleşme, hak ve özgürlükler konusunda tüm halkları kucaklayacak kardeşlik projelerinin peşinde olacaktınız.

Türkiye’nin partisi olmayı hedefleyen, terörün her türlüsüne karşı çıkacak, her koşulda barışı savunacak bir HDP istemiştik.

Osmanlıdan bu yana ve Cumhuriyet döneminde sürekli devlet tarafından kandırılan, aşağılanan, çoğu zamanda yok sayılan, yok edilmeye çalışılan bir halkın eşit yurttaşlık temelinde verdiği kimlik ve özgürlük mücadelesine destek olmayı bir insanlık görevi saymıştık.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki onurlu ve dik duruşunu alkışlamış, seçim barajını aşma yolunda aldığı büyük riski ve verdiği zorlu mücadeleyi takdir etmiş, desteklemiştik.

Özellikle de seçim kampanyalarında öne çıkardığı Yeni Yaşam projesinin tüm yurttaşlar için ne denli önemli olduğundan hareketle, HDP kadrolarının tüm zorluklara ve engellemelere karşın fedakarca yürüttükleri mücadeleyi saygıyla karşılamış, mecliste mutlak yer almalarına yürekten inanmıştık.

HDP nin de içinde yer alacağı yeni parlamentonun yeni anayasa  ve çözüm süreci konusunda daha olumlu işler yapmasının HDP sayesinde daha mümkün olacağını düşünmüştük.

En önemlisi de, demokratik siyaset kurumu içerisinde önemli bir meclis grubuyla temsil edilme hakkını kazanan HDP nin, yapacağı” silahların bırakılması, terörün sona erdirilmesi ve barış ortamının sağlanması” konusunda önemli bir aktör olarak görev yapacağını sanmış ve geleceğe yönelik umutlarımızı çoğaltmıştık.

Aynı masa etrafında konuşabilen, saygı ölçülerinde tartışan, birbirlerine görüşlerini dayatmayan bir toplum yapısının, yeni bir yaşam kültürünün oluşması ve gelişmesinde HDP yeni bir soluk getirecektir diye ummuştuk.

Suruç katliamının ardından işlenen alçakça cinayetler, asker ve polise kurulan tuzaklar, masum sivil vatandaşlara yönelik baskı ve şiddet olmadan önce, HDP yi anlamaya, içinde bulunduğu açmazı anlayışla karşılamaya çaba gösteriyor ve onlara zaman tanınması gerektiğini savunuyordum.

Ancak şu son olaylardan sonra gördüm ki, HDP kendisine verilen yüzde 13 oyun ne anlama geldiğini, niye verildiğini ya doğru anlayamamış, ya da anlamak istemiyor.

Ülkemizde yeni bir anayasa yapılmadan, çözüm süreci başarıya ulaşmadan huzur ve barışın sağlanamayacağını düşünen her görüşten barış yanlısı insanın, Kürtlerin temsil edilmediği bir parlamentonun meşruiyeti olamayacağı inancıyla verdiği desteği HDP nin doğru okuması, değerlendirmesi gerekir.

Kandil le İmralı arasında sıkışıp kalan bir kararsızlık ve ikircimli tavır; yalnızca Kürtlere değil; hem ülkemizde, hem bölgemiz ülkelerinde yaşayan tüm halklara zarar verecektir.

Tüm bunları görüp, HDP nin mahcup ve edilgen tavrını eleştirmeyen aydınlar, demokratlar, entelektüeller, liberaller de bu kötü gidişe ortak olurlar.

HDP nin siyaseten talep ettiği haklardan parlamenter sistem içerisinde çözülemeyecek hiçbir konu kalmamışken, PKK nın yeniden terör saldırılarına başlaması, kaos ortamından medet umar duruma gelmesine HDP nin sessiz kalması hakkı ve lüksü yoktur.

Kuşkusuz silahlı güce sahip bir örgütle aynı tabana sahip bir siyasi partinin hareket alanı doğal olarak daralacak, radikal kararlar alması zorlaşacaktır.

Ancak, barışa bu kadar yakınlaşmışken, varlık nedeni barış ve demokrasi, özgürlükler olan bir siyasi partinin artık PKK ya rağmen de olsa barıştan yana tavrını net olarak ortaya koymasının, terörle bağlarını tamamen koparmasının tam da zamanıdır.

Nasıl cumhuriyetle özdeş CHP gibi bir sosyal demokrat kitle partisine bu ülkenin ihtiyacı varsa, barıştan, yeni anayasadan, eşit yurttaşlıktan yana, emek ağırlıklı, sosyalistleri de içinde barındıran bir HDP ye de bu ülkenin mutlak ihtiyacı vardır.

Bu ihtiyacın gereğini yapmasını beklediğimiz HDP den, toplumun barış ve demokrasiden yana, teröre karşı tavırlı olmasını isteme hakkı vardır.

Umuyorum, Selahattin Demirtaş ve HDP yönetimi bu konuda atılması gereken olumlu adımları atar, beklentileri ve barış umutlarını boşa çıkarmazlar.

Çünkü bizler; “yeni yaşam” umutlarımızı sürdürmek istiyoruz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar